five

33 3 2
                                    

Hyejin'in boş haftası bitmiş ve konserlere başlamıştı. Şaşırılanın aksine bu sefer kimseyle ilişkiye girmemişti. Stadyuma çıkıyor, danslarını edip şarkılarını söyledikten sonra da evine dönüp uykuya bırakıyordu kendini.

Bu zamanlarda Byul'u çok boşlamıştı ve, ya hiçbir mesajına dönemiyordu ya da çok geç cevap veriyordu. Bu durum onun canını sıkıyordu çünkü Byul'a karşı bir şeyler hissettiğinin farkındaydı ve saklayamacak kadar güçlü duygulardı.

Hyejin
Konserlerden dolayı pek müsait olamıyorum, olduğum zaman da kendimi direkt uykunun kollarına atıyorum. Çok özür dilerim, Byul.🥺💗

Byul
Aww lütfen işlerine odaklan. Kendimi çok yorma. Eve girdiğin gibi uyu ve dinlen. Seni seviyorum, Jinnie.🥺💘

Byul'un söylediği şeylere gülümsedi ve yatağa attı kendini. Onun söylediği şeyler enerji vermiş olmalı ki bir süre sonra kalktı ve kaç gündür yediği hazır yemekleri yemek istemediği için yemek hazırladı kendine. Konserler iyi ki Seul'deydi ve iyi ki çok uzak değildi.

Kendine güzel yemekler yaptı ve ince bir kitaba başladı. Bu kitap bir hikayeydi ve bir günlük canı ya vardı ya yoktu. Elindeki kitabın sayfalarını çevirirken bir yandan da yemeğini yiyordu.

Yemeği bittikten sonra salona geçti ve kitabına devam etti. Kitap onu çok sürüklediği için hemen okuyup bitirmek istemişti.

Dışarıya baktığında hava çoktan kararmıştı. Kitabı bitmiş ve bir tuval üzerinde çalışmaya başlamıştı. Her sanat dalına karşı bir hoşgörüsü olduğu için evde zaman geçirmek onu pek zorlayan bir şey değildi. Tuvalini kavramış ve masanın üzerindeki küçük şövaleye koymuştu. Tik olarak ellerini, sanki tuvalin üzeri tozluymuş gibi tuvale sürttü ve masanın çekmecesinden boyalarını, spatüllerini, fırçalarını ve paletini masaya yerleştirdi ve ne çizeceğini düşündü.

Eliyle tuttuğu tahta paletine biraz kahverengi ve beyaz aldı ve karıştırdı. Hyejin genellikle soyut çalışırdı ama bu sefer Moonbyul'u çizmek istedi. Çok görmediği yüzünü çoktan ezberlemişti bile. Takıldığı hatlar için de instagram'ı kullanmayı düşünüyordu.

Spatülleriyle birkaç köşeyi düzelttikten sonra durdu ve resmini süzdü. Bu resim güzel duruyordu. Hyejin, bunu Moonbyul'a göstermeli miydi emin değildi ve aklına onun fotoğrafını mesaj atmak geldi.

Hyejin
*becerebilsem çizer fotoğrafını çekerdim, siz burada bir fotoğraf varmış gibi düşünün<3*
Koşuşturmalardan canım sıkılmıştı ve yorulmuştum ben de seni çizeyim dedim. Nasıl olmuş?

Moonbyul
AWWWW çok güzel olmuşşş!🥺 Çok teşekkür ederim Jinnie!💘🧚🏻‍♀️

Hyejin
Ahh beğenmene sevindim! İstersen sana verebilirim.

Moonbyul
Bana evinin konumunu atar mısın? Belki biraz konuşur, film izleriz. Tabi müsaitsen.

Hyejin
Tabi ki. Görüşürüz Byulyie.🥺
*konum*

Moonbyul'un Ağzından

Üzerimi giyindiğim gibi kendimi sokağa attım. Hyejin çok uzakta yaşamıyordu ve evde acayip canım sıkılmıştı. Biraz sohbet eder, belki de film izlerdik.

Evine geldiğimde kapıyı bana açtı ve beni içeri davet etti. Evi çok güzel ve sadeydi. Kullandığı eşyalar moderndi ve siyah tonlardaydı. Tam da Hyejin'den beklediğim gibi.

Köşe koltuğuna oturdum ve o da yanıma oturdu. Nasıl olduğumu ve neler yaptığımı sordu. Her zaman sorardı. Her zaman hâlimi hatrımı sorar ve bu durum ile ilgili güzel analizler yapardı. Söylediği her söz o kadar etkileyici olurdu ki, üzgün olsam bile moralim yerine gelirdi. Eğer iyi olduğumu ona hissettirmeyerek söylersem üzerinde durur ve beni güldürmeye çalışırdı.

Arkamıza yaslandık ve ilgimizi çeken bir film aramaya başladık. Birlikte geçirdiğimiz zamanda ortak noktalarımızın fazlalığı bizi daha da yakınlaştırıyordu. Bazen aynı şeyleri düşünür, aynı tepkileri verirdik.

Açtığımız filmin ortalarına doğru Hyejin kolunu omzuma atmıştı ve beni biraz daha yakınına çekmişti. Onun güzel suratına daha yakından bakarken, gözlerimi onun muhteşem dudaklarına kitledim.

Acıkmış gibi baktığımı biliyordum ama böyle bakmadan edemiyordum. Dudakları o kadar öpülesi, hoş ve ihtiyacım varmış gibi duruyordu ki kendimi alamadım. Hyejin de bunu farketti ve göz göze geldik.

Bana benim ona baktığım gibi bakıyordu. Kendimi biraz yukarı doğru çektim ve yavaşça dudaklarına yaklaştım. O da bana yaklaştı ve ortada buluştuk. Elini yanağıma uzattı ve yumuşak bir şekilde okşadı. Bu öpücük tutkuyla ve aşkla değildi; yumuşak bir şekilde ve şefkatle öpüşüyorduk.

Elini yüzümden beline doğru indirdi. Ayrıldığımızda bana gülümseyerek bakmıştı ve ona aynı şekilde karşılık vermiştim. "Ben.. ben senden hoşlanıyorum, Hyejin. Daha görüşeli çok uzun zaman olmadı ama.. bilmiyorum. Sana karşı hissettiklerimi daha önce hiçbir kişiye hissetmemiştim."

Derken gözlerine bakmak istemiştim. Yere doğru bakıyor ve elleriyle oynuyordu. Konuşmaya devam ettim. "Ben.. ben seni birkaç gün görmeyince ve seninle birkaç gün konuşmayınca çok garip oldum. Sana hızlı alışmışım ve seni kaybetmiş gibi hissetmiştim. Biliyorum, toplumumuzda bu çok-" cümlemi tamamlayamamıştım. Şaşkın bir biçimde ellerim üzerinde olan ellerini süzüyordu. Ona kafamı çevirdiğimde bana gülümsemiş ve diğer elini de elime sarmıştı.

Onun göğsüne doğru kafamı yaslarken "Kimse umurumda değil, Moonbyul. Sadece sen ve ben." demişti. Olaylar çok hızlı yaşanıyor gibiydi ama bir o kadar da yavaş ilerliyordu. Bizim için için geçen on-oniki gün sanki bir ay gibi geliyordu. Sanki onu sevmek beni daha iyi biri yapıyormuş gibi kendimi ona kaptırıyordum. Ona bağlanıyordum.

Boynuna doğru başımı sokarken kokusunu içime çekmiştim. Bir öpücük bırakmış ve geri çekilip Hyejin'in yüzüne bakmıştım.

_______________________________

yorumlarda yazan sevgili @MoonYigi 'nin gazına geldim ve yazdım, gerçekten çok mutluyum bu güzel bir bağlama olmuş gibi hissettiriyor

umarım beğenirsiniz, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen<3

görüşmek üzere🧚🏻‍♀️

rockstar | hwabyulUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum