"Bilmiyorum. Siniri geçmişti ama telefon geldi yine sinirlendi."

"Siniri geçmez onun. Sen yanındasın diye sakinleşmiştir."

Önce Mustafa Abiye baktım. Sonra Kemal'e... Ben yanındayım diye mi sakinleşmişti? Bana neden iyi davranıyordu ki? Anlam veremiyordum bu kadarına. Ama hoşuma gitmiyor desem yalan olurdu.

Mustafa Abinin canı sıkılmıştı. Farketmiştim. Sağıma soluma baktığımda biraz ilerimizde bir grup ortada sıçan oynuyordu. 6 kişilerdi. 2 si 15-16 yaşlarındaydı. 3 kişi de henü 20-25 arası duruyordu. Bir tane de beyaz atletli amca vardı. Hep vuran taraftaydı.

Heyecanla orayı işaret ettim.

"Mustafa Abi! Hadi onlara katılıp ortada sıçan oynayalım!"

Mustafa Abi önce bana baktı, sonra onlara.

"Ama onlar yabancı."

"Yabancılarla oynamak daha eğlenceli! Tabi istemezsen oynamayız."

Ona baktım. Kararsız duruyordu.

"Tamam ama çok oynamayalım."

Heyecanla kolundan tutup oraya doğru sürüklemeye başladım. Bir adım atacaktık ki Kemal'in sesini duydum.

"Elis!"

Kafamı ona çevirdim. Bize doğru yürüdü.

"Nereye?"

İleriyi işaret ettim.

"Bak onlarla ortada sıçan oynayacağız."

Yaklaşık 1 dakika boyunca oraya baktı. Kaşları çatıktı.

"Olmaz."

Yüzüm düşmüştü.

"Ama neden? Baksana ne güzel oynuyorlar."

Ben onlara hüzünle bakarken Kemal'in gözlerini benim üzerimdeydi. Ona döndüğümde göz göze geldik.

"Tamam ama çok az."

Gülümsedim. Mustafa Abi de aynı şeyi söylemişti.

"Ben şurada sizi izleyeceğim."

Oynadıkları yerin biraz gerisini gösterdi. Kafamı salladım ve Mustafa Abiyle onların yanına gittik.

İzin alıp oyuna dahil olmuştuk. İki tur oynadıktan sonra çekileceğimizi söylemiştik. Onlar da yorulmuş olacak ki 2 küçük çocuk ve atletli amca kendi masalarına ilerlediler. Diğer üç genç kalmıştı.

"Teşekkür ederiz. Çok eğlendik. Değil mi Mustafa Abi?"

Gülümseyerek Mustafa Abiye döndüm. Heyecanla bana bakıp kafasını salladı. Normalde insanlarla konuşmayı ve onlarla aynı ortamda bulunmayı sevmezdi. Ama bugün her şeyiyle kendini aşmıştı.

"Ne demek. Çok güzel oynadın. Tebrik ederim."

Benden uzun olan kız söylemişti bunu. Ve devam etti.

"Bu arada ben Melda."

Elini sıktım.

"Elis. Bu da Mustafa Abi."

Mustafa Abi geride durup kafasını salladı.

"Elis ben Keleş'in yanına gidiyorum."

İnsanların içinde olduğumuz için Keleş demişti.

"Tamam ben de geliyorum şimdi."

"Ben de babama bakayım beni çağırmıştı."

Adını söylemeyen kız konuştu.

KELEŞWhere stories live. Discover now