"çok rahatladım cidden,"diyerek alayla söylediği şeye aynı şekilde karşılık verdim. ardından gözleri üstümde gezindi, muhtemelen göz makyajını hala silmemişti. siyah kalemin izini görebiliyordum.

"ama ben istediğimi göremiyorum,"diyerek küçümsercesine bana döndü. "yine düşüncelere dalıp unuttun, değil mi?" beni bu kadar incelemesine izin verdiğim için kendime de lanet okudum. cevap vermeden gözlerimi kaçırdım.

"sorun değil, bebeğim. bir dahakine daha uslu olacağına eminim." dedi ve sırıttı. "aksine, seni kendini hazırlarken görmek hoşuma gidiyor."

yutkundum ve telefonu yatağımın önündeki komidine yasladım ve beni net bir şekilde görebilmesini sağladım. telefon elimde olmadığına göre iki elimizde kullanabilirdim. nefes sesleri bile beni geriyordu. telefon seksi çok fazla yaptığımız bir şey değildi. ikimizde birbirimize dokunmak isterdik.

"eşofmanını indir ve benim için kasılan deliğini görmeme izin ver,"boğuk sesiyle dediğini yaparken kibar konuşuyor gibi gözüküyor olabilirdi ama konuşma şekli size seçim şansı tanımazdı. bunu seviyordum.

krem rengi, bol eşofmanım hızlı bir şekilde yeri boyladı ve ortaya çıkan görüntüyle jisung'un sessizce küfür ettiğini duydum. "bilerek mi iç çamaşırını giymedin?"

dudaklarımı yalayarak soruyu cevapsız bırakmayı tercih ettim. fakat bu onu çıldırtmaya devam etti. yanaklarının içini diliyle gezdi ve gri lensli gözlerini bana çevirdi. "minho, sana bir soru sordum."

"evet dersem ne değişir ki, yoksa beni buraya gelip mi becerirsin?"başımı kıkırdayarak iki yana salladım. "yapamayacağımı kim söyledi?"diyerek bana karşı koysa da tek kaşımı kaldırdım. gelemezdi, yani bu konuda emindim.

"her neyse, siktiğimin işine devam et."diyerek hızlı olmamı işaret etti. o sırada parmaklarımı yaladım. bu görüntüyü ona sunduğum için minnettar olmalıydı.

"sağ göğüs tepeciğini sıkıştır ve inle."

ıslak parmaklarımı harekete geçirip hala üstümde olan tişörtümü çıkarıp çıplak kaldım. bir an utansam da ondan duyduğum inlemeyle tavrım değişti. dediğini yaparak sağ tepeciği sıkıştırmaya başladım. kuru bedenim bu ani tepkiyle irkilirken ağzımdan çıkan sese engel olamadım.

"durma ve geriye başını at, ıslanan deliğine ve kendine sakın dokunma,"son dediğiyle mızmızlandım. bundan nefret ediyordum. "eğer dokunursan ceza alırsın min, babacığını sinirlendirmek istemezsin, değil mi?"

sikeyim, bu sözlere mi dönmüştük? kesinlikle zevkten ağlamamı istiyordu. telefonun kadrajından çıkmayacak şekilde geriye uzanarak başımı da aynı yöne attım.

"sana dokunduğumu düşün, ıslak ve dar deliğine parmaklarımla gelgit yaptığımı."bacaklarımı birbirine bastırmak üzereyken sesiyle durdum. "babacığının görmek istediği yeri engelliyorsun, minho."

elimi sızdıran deliğime götürmek istiyordum, onun beni yemesini istiyordum. ah, sadece bu işkencenin bitmesini istiyordum.

siyah ojeli parmaklarını zaafımı bilircesine gösterdi ve kapanan gözlerimle sırıttığını hissettim. "hmm, belki ben izin verene kadar boşalmazsan, kol kaslarımı ısırmana ve beni içine almana izin vermeyi düşünebilirim."

sızdıran deliğime emindim ve aletim dokunmadığım halde bu erotik sözlerle şişiyordu. kahverengi saçlarım terden ıslanmış, sağ göğüs ucumu sıkıştırmaktan kızarmıştı. kaç dakika geçti bilmiyorum fakat bir ömür gibi geliyordu.

"sanırım birkaç işim çıktı,"diyerek saatine baktı. duyduğum şeylerle yalvarırcasına ona baktım. eğlenerek izlediği vücuduma karşı hiç mi etkilenmemişti? "ilgilenmem gereken birisi var. biraz daha beklemen gerekecek, minho."

ağlamak üzere olduğum belliyken dudaklarımı ısırdım. kızarmış ve ıslanmış olduklarına emindim. "babacığın için biraz daha bekleyebilirsin, değil mi?"

hayır bekleyemem, seni lanet olası! siktiğimin kiminle ilgileneceksen onu boşver ve bana izin ver. demek istediklerim bunlardı ama sadece sinirle dolan gözlerimi ondan çevirdim ve başımla onayladım.

"uslu çocuk."diyerek telefonu kapattı. kendimi küçük bir çığlıkla geri attım. gözlerim sinirle kısılırken yatakta arkamı döndüm. ondan nefret ediyordum. beni sürekli bırakıp giden bu çocuktan nefret ediyordum. derin nefesler alıp burnumu çektim, acı azalıyordu.

onu sadece kendime saklamak istiyordum.

"sanırım bebeğimi fazla kızdırdım."duyduğum sesle kaskatı kesilirken hemen arkamı döndüm. çıplak olmam umrumda değildi ama jisung buradaydı. mavi saçları dağılmış bana bakıyordu.

"sen?"şaşkınca ağzımdan çıkan tek söz bu oldu. "aslında arabamla kapında bekliyordum, güzelim."diyerek yatakta oturan bedenime yaklaştı. kahverengi saçlarımı okşadı ve dolan gözlerime iyice baktı.

"kendimi affettirmek için buradayım, ne istersen yapabiliriz bebeğim."

siktir, belki de cidden ben bu baskın çocuğa takıktım. hayır, aşıktım.

-
MINHONUN VLOGU ALLAHIM BU NASI BI BEBEK LEE MINHO IS NOT REAL AMK 🛐🛐🛐

babacik fantezisini askim💓💘💕 istemisti younowleeknow

bottom bitch •minsungWhere stories live. Discover now