Kendi sesimden başka ses duymuyordum artık. Bir de beynimi dolduran çınlama... Gözlerim kapanmaya başlarken Suho beni kucağına aldı. Yanağımın okşandığını hissettim. Kendimi boşluğa teslim ederken son hissettiğim şey buydu.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Kim Bulg-eun
Arabada oturmuş Suho'ya nasıl bir şok yaşatsam diye düşünürken telefonu çalışmıştı. Telefondaki sesi bir süre dinledi. Ancak daha sonra ses alamamış olmalı ki karşısındaki kişinin ismini söyledi.
" Yun? Yun neler oluyor?"
Duyduğum isimle dikkatimi oraya verdim ancak telefonu hızlıca kapatıp başka bir yeri aradı.
" Ben emniyet amiri Kim Junmyeon beni arayan son numaranın sinyalinin geldiği yere polis ekiplerini yollayın. "
Arabayı hızlıca sürmeye başladı. Şu an Yun' un nerede olduğunu bilmiyordum o yüzden yanına gidemiyordum. Suho'nun yanında kalsam iyi olacaktı.
Yol uzadıkça uzuyordu. En sonunda tanıdık yerler görmeye başlamıştım. Bizim evimizin oraya gelmiştik. Sokağa girdiğimizde bir el silah sesi duyuldu. Aynı anda sirenler de çalmaya başlamıştı.
Suho Yun' u binanın kapısının önünde görünce arabayı durdurup indi. Yun öne doğru uzattığı elini aşağı indirirken uzattığı yere baktım. Kimse gözükmüyordu.
Suho Yun' u tutarken suratındaki kanı yeni görebilmiştim. Bir anlığına tutamayacağımı unutup öne doğru atıldım. Yun içimden geçip Suho'nun kollarına düştü. Biliyorum.. Söylediği kelimeyle ne demek istediğini anlamamıştım.
Yun' u alıp arabaya götürdü. Ve hastanenin yolunu tuttuk. Kapıda Mi-cha bizi karşılamıştı. Yun'u hızlıca kontrol ettiler. Kolundaki kırık dışında bir şeyi yoktu. Yun uyurken Mi-cha odadan çıktı. Onu rahatlatmak için peşinden ilerlemeye başladım.
İkimiz de peşindeki adamları fark etmiştik. Ellerinden kurtulacağını düşünmüştüm ancak son anda gelen adamla öyle olmamıştı. Gittikleri yeri öğrenir öğrenmez hastaneye geri döndüm.
Suho' yu elini yüzünü yıkarken bulmuştum. Mi-cha için gözükmekten başka çarem yoktu. Arkasında belirdiğimde beni dinlemesi için el kol yaptım. Bir yandan da Mi-cha' nın ismini söylüyordum. Ancak o hayalet görmüş gibi gözlerini açıp kapadı ve kafasını sallayarak tuvaletten çıktı. (Eh haksız sayılmaz.)
Zaman kaybetmeden az önce geldiğimiz etkinlik binasına gitmem gerekiyordu. İşe yarayıp yaramayacağını bilmeyerek Jongin' in bilekliğini düşündüm. Kalabalık sesini duyduğumda gözlerimi açtım. İşe yaramıştı!
Bizimkilerin dikkatini çekmek zor olmamıştı. Adresi verdim ve Dasom hızlıca ekipleri topladı. Mi-cha' ya bir zarar gelmeden bulabilmiştik. Onu kimin kaçırdığını bilmediğini söylemişti. Hep birlikte hastaneye geri döndük. Şimdi olanları öğrenmek için Yun' un uyanmasını bekleyecektik.