Frezya / Yarı Texting

FREZYA- 14

Elimdeki kitap ve plastik bardağı sessizce masaya bırakıp oturdum. Ders boş olduğu için kütüphaneye test çözmeye gelmiştik. Sınava sadece son birkaç ay kalmıştı ve ben stresten ölüyordum. Afra'da bende hukuk bölümünü istiyorduk ve bunun için yapmamız gerekenlerin farkındaydık.

Biz çözdüğümüz testlerin cevaplarını kontrol ederken yanımdaki sandalye çekildi ve Ege oturdu.
"Selam." dedi kısık bi sesle.
"Sen yaşıyor muydun ya?" diyen Afra'ya göz devirip elindeki kalemle oynamaya başladı.

Gruptan çıktığından beri pek konuşamıyorduk. Durduk yere trip atmıştı.
"Beni gruba geri alsanıza." dedi içimden geçen düşünceleri okumuşçasına.

"Fikrinizi ne değiştirdi Ege Bey?" diye bilmişçe sordu Afra.
"Özledim lan sizi. Sizle konuşmadıkça bi organım eksik gibi hissediyorum."
Söylediğine sessizce gülerken elimi omzuna koydum.
"Tamam alırız. Zaten sen olmayınca adı grup olmuyor. İki kişiyle grup mu olur?"
Afra cebinden telefonu çıkartıp Ege'yi tekrar gruba aldı. Ardından çalışmamıza kaldığımız yerden devam ettik.

.........

Delizekalılar

Ege: Oh be! (17.08)

Ege: Özlemişim buraları.

Afra: Bu ne enerji ya.

Afra: Ben eve gelir gelmez kendimi yatağa zor attım.

Uraz: Al benden de o kadar.

Ege: Şimdi size bir şey danışacağım gençler.

Afra: Uraz hazır ol bomba geliyor.

Uraz: Ben siper aldım.

Ege: Yarın Selen'in doğum günü ve ben ne yapacağımı bilmiyorum.

Uraz: Unuttum de gitsin.

Ege: Sonra Selen'de benim kafamı kırsın.

Afra: Aşk olsun Uraz, sen benim doğum günümde böyle mi yapacaksın?

Uraz: Hayır ne alakası var? Ben seni beş yıldır tanıyorum unutma olasılığım yok. Ama Selen ve Ege daha ne zamandır tanışıyor ki yani?

Ege: Urazcığım tanışma zamanlarını es geçip yarına mı odaklansak?

Ege: Afra bari sen yardım et ya.

Afra: Bütün beyin nöronlarımı test kitaplarına feda ettim canım, kusura bakma.

Ege: Hay ben sana da senin nöronlarına da...

Görüldü.

Ege: O görüldüler size....

Ege: Neyse ağzımı bozmayacağım.

Ege: Hayırsızlar.

Görüldü...

Gruptan çıkıp annemin çağırması ile mutfağa gittim. Sofranın kurulmasına yardım edip yemeğe başladık.

Geri odama döndüğümde saat neredeyse sekize geliyordu. Günlük verilen ödevleri bitirdikten sonra okulda Ege sayesinde yarım kalan testleri tamamladım. Canım sıkılmaya başladığında mola verip Afra'ya yazdım.

Uraz: Görüşmeyeli nasılsın bi tanem?

Afra: En son birkaç saat önce görüştüğümüzü göz önünde bulundurursak iyiyim. Sen nasılsın?

Uraz: İyi bende.

Uraz: Canım çok sıkılıyor ya.

Uraz: Okula git, dershaneye git ordan çık eve gel. Evde yine ders çalış... Valla gençliğimiz sömürülüyor.

Son attığım mesajları çevrimiçi olmasına rağmen okumamıştı.

Uraz: Müsait değilsin galiba.

Uraz: İstersen sonra konuşalım. (22.17)

Afra: Kusura bakma ya (22.33)

Afra: Tam seninle konuşurken birisi yazdı da.

Uraz: Kimmiş o 'birisi' ?

Afra: Boşver önemli değil.

Uraz: ???

Afra: Of tamam.

Afra: Emir yazdı.

Uraz: Hâlâ sana mı yazıyor o şerefsiz?

Afra: Yok o olaylardan sonra ilk defa bugün yazdı.

Uraz: SS at çabuk.

Afra: Uğraşmaya gerek yok ya.

Uraz: Afra SS at.

Uraz: Yediği dayak az gelmiş galiba.

Uraz: Bi de hak etmiştin diyor ya.

Afra: Tamam sakin.

Uraz: Allah aşkına engelle şunu.

Afra: Engelledim zaten.

Uraz: Bi de kendime dikkat edecekmişim.

Uraz: Babababababa

Uraz: Hiçbir bok yapamaz.

Uraz: Şeytan diyor git diğer kemiklerini de kır.

Afra: Ama biz mümin insanlar olarak şeytana uymuyoruz de mi Urazcığım?!

Uraz: Evet evet öyle yapıyoruz.

Afra: Uraz ben ciddiyim.

Uraz: Bende ciddiyim. Hem de hiç olmadığım kadar.

Afra: Şimdi bu konuyu açılmamak üzere kapatıyoruz.

Afra: Ama sen yine de temkinli ol, olur mu?

Uraz: Ondan korkacağımı falan sanmıyorsun değil mi?

Afra: Hayır ondan değil de... Ne bileyim işte seni düşünüyorum.

Uraz: Takma sen kafana.

Afra: Seni çok seviyorum bunu bil tamam mı?

Uraz yazıyor...

Çevrimiçi

Uraz: Tam 998 gündür bende seni çok seviyorum.

Niye bilmiyorum ama bölüm pek içime sinmedi. Ama sizi de fazla bekletmek istemedim.

Emir'den bir kez daha nefret ettim.

Bir sonraki bölüm Selen ve Ege'den.

Görüşürüz 🌸