•14.BÖLÜM•

349 13 55
                                    

Hoş geldinizz.

Keyifli okumalar.❤

Evden erken çıktığım için okula her zamankinden daha erken gelmiştim. Kapıyı açan nöbetçiyle merhabalaştım ve okula girdim. Melis de bu sırada birazdan geleceğine dair bir mesaj atmıştı.

Telefonumu kilitleyip cebime attım ve idarenin yanındaki panoya yaklaştım. Asılan listede kendimi arayıp cuma günü yapılan deneme sonucu hangi sınıfta olduğumu buldum. Kendi sınıfımda kalmıştım. Sevinçle el çırpıp bir iki kez daha emin olmak adına kontrol ettim.

Hızlı adımlarımla boş sınıflar, koridor sessizliği eşliğinde oldukça tok sesler hâline gelen adımlarımla üst kata çıktım. Kendi sınıfıma ulaşıp açık olan kapıdanniçeri girdim.

Sınıfta yalnızca Fikret'in olduğunu fark etmiştim. Aynı sırasına oturmuş, kafasını kollarının arasına almış öylece uyukluyordu. Onun da bu sınıfta olduğunu fark ettiğimde gülümseyerek sırama çantamı bıraktım.

Ses çıkarmamaya çalışarak montumu da askıya asıp sınıftan çıktım. Melis'in hangi sınıfta olduğuna bakmayı unutmuştum. Ayrılmamayı ümit ederek geldiğimden daha yavaş bir şekilde alt kata indim.

Panodaki listenin önüne gelip hızlıca isimlere göz gezdirdim. Bu şekilde gözden kaçırdığım için parmağımla sıra sıra bakmaya başladım. Sonunda Melis'in adını buluğumda gülümsedim.

Ayrılmamıştık.

İkimizde bizim sınıfımızda kalmaya devam edecektik.

Arkamdan listeye uzanan el kendi isminde durunca Bora'nın bizim sınıfa geldiğini görmüştüm. Gülümseyerek ona doğru döndüm.

"Hoş geldin yeni sınıfına." sevinçli hâlime karşılık gülümsedi.

"Hoş buldum, erkencisin Gece."

"Biraz öyle oldu. Artık bir arada olmamıza sevindim."

Bora'ya tokalaşmak için elimi uzattığımda o da yumruklarımızı birleştirmişti.

"Sıkı çalışmak işe yaradı." dediğinde kafamı salladım. Bu hafta sonu Tolga ile ne kadar çalıştıkları hakkında grupta da konuşmuştuk. Melis ile ben de anlaşılan yeterince çalışabilmiştik.

"Desene artık daha yakın arkadaşız." diyerek göz kırptığında bir şey söylemeden kafamı salladım.

Birkaç gündür bu yakın kelimesini tekrarlamaya başlaması gözümden kaçmamıştı.

"Gidelim mi sınıfa?"

"İki dakika idareye uğramam gerekiyor.  Bekleme istersen sen git."

"Yok beklerim. Ne oldu ki?"

"Önemli bir şey değil. Beden hocası spor salonunun yedek anahtarını müdür yardımcısından almamı söyledi de."

"Akşam da maçınız var abimle. Senin için hayat sıkı tempolu ilerliyor gibi?" sorarcasına ona baktığımda kafasını sallayıp gülümsedi.

"Sınav yaklaştıkça tempo ders anlamında baya bir arttı. Hatta abartmadığımı anne ve babamın dün gece odama gelip 'artık yat oğlum' demeleriyle açıklayabilirim."

"Ooo. Sabahlanmaya da başlanmış. Bora level üzerine level atlıyor diyebiliriz." diyerek idarenin kapısına doğru ilerledik.

"Müdür yardımcısı geldi mi?" Bora'nın sorusuna karşılık nöbetçi kafasını sallayarak içeriye girmemizi işaret etti.

Deli Kızın AyısıTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang