Bölüm 6-LUNAPARK

12.5K 400 16
                                    

Merhaba yeni bölüm ile karşınızdayım.Lütfen ve lütfen oy verin.Hepinizi seviyorum.

Umut'la konuştuktan sonra dakikalarca donup kalmıştım.

Umut ve Birkan kuzenlermiş.

Umut ve Birkan kuzenlermiş.

Birkan,Umut'tan nefret ediyormuş.

Umut'da Birkan'dan.

Ama aileleri araya girdiği için ikiside aynı şirkette çalışmak zorunda kalmış.Yani Birkan'ın başında olduğu şirket,Umut'unda üstüne.Vay canına!

Yataktan istemeyerekte olsa kalkıp,banyoya doğru yöneldim.Bugün cumaydı ve yarın tatil.Yarın ki tatilde yapacaklarım listesini akşam yaparım.Tuvaletimi yaptıktan sonra elimi ve yüzümü yıkayıp,tekrar odama girdim.Dün olanlardan sonra işe gitmek istemiyordum ama babam yüzünden mecburdum.Şimdi siz diyeceksiniz ki baban para sıçıyo.Senide şirketin başına geçirse ne olur?

Olmaz.Çünkü benim babam kafayı yemiş.Ben şımarık falan değilim ama adama öyle geliyor.Benim insanların halini anlamam için asgari ücretli bir işe koyup,elimden kredi kartlarımı almıştı.Allah'a şükürler olsun ki arabamı almamıştı.

Kıyafet dolabımın kapağını açtım ve ne giyeceğimi düşünmeye başladım.Kıyafet seçimlerinde berbattım ama alışveriş yapıp kıyafet almaya bayılırdım.Çünkü ben bir kızım.Yani her kız bayılır kıyafet almaya.Siyah dar paça,beyaz gömlek ve altına siyah askılı alıp,dolabımı kapattım.Perdelerimin kapalı olup olmadığına baktım.Kapalıydı.Altımdaki pijamayı sıyırıp pantolonu giydim.Üstümdeki penye kazaktanda kurtularak askılıyı ve gömleği üzerime çekip,aynanın karşısına geçtim.Yine çok basit giymiştim ama benim tarzım buydu.Elimden birşey gelmiyordu ki.

Saçlarımı düzleştirdikten sonra aşağıya indim.Fatma abla kahvaltılıkları masaya yerleştiriyordu.Babam her zamanki reis koltuğunda oturmuş gazete okuyordu.Üvey anam ise yani Merve tırnaklarına oje sürüyordu.Bu kadının evde olduğu az günlerdendi.

"Günaydın"dedim bağırarak merdivenin son basamağındayken."Ooo,Mervecim sabah vardiyasına başlamışsın."Güldüm.Bu kadının kanında sürtüklük olsa da onunla dalga geçmeye bayılırdım.Ama babam her seferinde büyümüş gözlerle bana bakardı.Bunun anlamı "terbiyeli ol"du.Dinleyen kim babamı?

Koşarak babamın yanağına bir öpücük kondurdum ve ardından Merve'nin koluna çarparak ojenin tırnaklarından taşmasına sebep oldum.Ben yaptığım şey karşısında kahkahalar atarak gülerken,o çığlık atıyordu.

Babam bana bağırınca gülmem aniden kesildi ve olduğum yerde dikildim.Bana yaptığım şey için bağırmıştı.

"Azra tahammül edemiyorum sana,bıktım senin şımarıklıklarından.Anladın mı?"diye tekrar bana bağırdı.Gazeteyi sehpaya bıraktı ve karşımda dikildi.Elimdeki çantayı hışımla çekip içindekileri yere boşalttı.Benim gözlerim dolarken,Fatma abla ve Merve şaşkınlıkla buraya bakıyordu.Babamın bu halini ikinci görüşümdü.Normalde çok sakin biriydi ama ne oluyor anlayamadım.

"Bundan sonra sana arabada yok.Anladın mı?"diye suratıma tükürürcesine bağırdı.Hayır,ağlayamazdım.Gözlerime gelen yaşları geri iterek babama karşı dik durmaya çalıştım.Olmuyordu işte.Korkuyordum.Daha önce böyle sinirlendiğinde tokat atmıştı ve 24 yaşındayken tokat yemek ağır olurdu.Başımı tamam anlamında salladım.Babam eğilip yere döktüklerinin arasından arabanın anahtarını aldı.

"Sana çok fazla yüz verdim,anlamıyorsun sen hoşgörüden.Bundan sonra böyle.Ya adam olacaksın ya da.."

Devamını getirmeden ben lafını kestim.

PATRONUMWhere stories live. Discover now