6. Bölüm

68 7 3
                                    

Herkese merhaba. İyi okumalar...

<><><><><><><><><><><><><><><><><><><><><>

Afra' nın dediği yere geldiğimizde hep birlikte arabadan inip kafede sakin bir yere oturduk. Daha sonra siparişimizi verdik. Masada derin bir sessizlik oluştu. Yarım saat önce olanların hala etkisinde kalmıştık Ali Asaf' la. Afra olanları tam olarak bilmese de o da bizim yüz ifadelerimizden iyi şeyler olmadığını anladığı için ses etmiyordu.

-Ben bir lavaboya gidip geliyorum diyerek yanımızdan ayrıldı Afra.

Afra' nın yanımızdan ayrılması ile kafamı kaldırıp Ali Asaf' a baktım. Zaten o da bana bakıyormuş.

-İyi misin çok sessizsin diye sordu.

-Bilmiyorum iyi miyim kötü müyüm Asaf. Aklım hala almıyor, bir insan neden böyle bir şey yapar hem de en yakınına, kızına senin aklın alıyor mu?

-Haklısın, bunu anlamak, kabullenmek çok zor ama dünya da kötü insanlar var ve bunlar kötülük yaparken kimseyi düşünmezler. Bu insanlar bencildir. Sadece kendilerini düşünürler. Kendi istekleri, kendi mutlulukları, kendi kazançları... O insanın gözünü hırs bürümüş hırsı yüzünden kimseyi gözü görmüyor, kızını dahi.

Asaf konuşmaya başladığında daha fazla kendimi tutamayıp gözümden bir damla yaş akıp gitti. Bu olaydan bu kadar etkilenmemim nedeni kendimi o kadının yerine koyduğumda hissettiğim acıydı belki de bilemiyorum.

-Bu kadar üzülme onlar için elimden ne geliyorsa yapacağım. Hadi toparla Afra gelir şimdi seni böyle görmesini istemezsin.

Bana böyle destek olması çok güzeldi. Şuan beni kendime getirecek tek kişi Ali Asaf' tı. O da sağ olsun söyledikleri, desteği ile kendime gelmemi sağladı. Hızla gözlerimi silip ona gülümsedim.

-Haklısın teşekkür ederim.

-Ne demek sadece kendini üzme yeter.

Benimle konuşurken gözlerini asla gözlerimden çekmiyordu. Bu durum bende hep gözlerimi kaçırma isteği oluşturuyordu. Ama ben de bu biraz inada bindirmiştim. Çünkü her zaman insanlarla konuşurken gözüne bakarak iletişim kurulması gerektiğini düşünürdüm ve böyle de hareket ederdim. Hani derler ya delici bakışlar diye öyle bir şeydi. Ama ben de inatçı biriydim ve bu konuda yenilmeyecektim. Bu düşünceme sesli bir şekilde gülme isteği dolmuştu içime. Adamın hiçbirinden haberi yokken ben onunla inatlaşma planları yapıyordum. Daha fazla saçma düşüncelerde boğulmamak için tekrar Asaf' a odaklanmaya çalıştım.

-Buradan direkt eniştemlere gidiyoruz değil mi?

-Öyle yaparız artık saat de geç olmadan gidelim yoksa Tunahan' ın çenesini bugün hiç çekemem.

Bu yakarışta o kadar haklıydı ki Tunahan eniştem gerçekten insanı çıldırtma noktasına getirecek kadar konuşabiliyordu böyle zamanlarda. Dediği şeyleri yapmadığında o koca çenesini açıp kapatmayı bilmiyordu. Asaf' ın da söylerken ki ifadesi çok komikti. Bunun üzerine sesli bir şekilde güldüm.

-Çok haklısın eniştemin o çenesini hiç açmayalım.

Biz böyle konuşurken Afra' da yanımıza gelmişti. Tam o sırada siparişlerimiz de gelmişti. Tatlılarımızı yerken bir yandan da olan olayı geride bırakarak sohbet etmeye başladık. Daha doğrusu Afra Semra Hocanın bugün ki yaptıklarını komik bir şekilde anlatıyordu. Neşemizi yerine getirmişti bu şekilde. Bu güzel sohbetin yanında Afra' nın yememizi istediği tatlıyı da bitirmiştim. Gerçekten çok güzeldi. İlk defa yemiştim bu tatlıyı. İçi yumuşacık kakaolu bir kekti, dışı frambuazla kaplıydı. Ama dışında elastik yapılı bir jel vardı ve bu tatlıyı daha çok sevmemi sağlamıştı. Güzel bir tatlıydı. Afra' da merakla tatlı hakkında ki görüşümü beklediğini bildiğim için ona da çok beğendiğimi söyledim. Bunu söylemem onu mutlu etmişti. Asaf bizimle birlikte yememişti. Hem Afra önceden bu tatlıyı ona yedirmiş hem de tatlı ile arası çok yokmuş. O sadece çay içmişti biz tatlımızı yerken.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 06, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Sevmek En GüzeliWhere stories live. Discover now