19; Ruhumdan Bir Parça Kaybettim

Start from the beginning
                                    

Soomin☝🏻

‘’Gay miydin yani?’’ dedi, aşağılayıcı bir ses tonuyla.
Yerde olan bakışlarımı hızlıca onun gözlerine kaldırdım ve olabildiğince sert bir şekilde bakıp cevap verdim. ‘’Evet! Sana başından beri anlatmak istediğim buydu! Sana uygun olmadığımı söylerken bundan bahsediyordum!’’

Aynı yere bir tokat daha attı ve beni göğsümden ittirdi. ‘’Adi şerefsizin tekisin! Buraya seni görmeye geldim ama meğer Taehyung Bey’in bir erkek arkadaşı varmış!’’

Soomin bağırarak konuşuyordu fakat onun bu yüksek sesi, fazla öfkesi karşısında ben sakindim. Ona karşı bağıracak, terslenecek hiç gücüm yoktu. Seokjin benden gitmişti ve bunun acısı öyle taze, öyle canımı yakıyordu ki…

Umursamaz bir tavırla yatağıma attım kendimi ve acı dolu bir nefes bırakırken elimle yüzümü sıvazladım. ‘’Soomin, sadece git, olur mu? Odamdan çık, otelden çık, bu ülkeden, şehirden çık! Ama en çok hayatımdan çık. Seni istemiyorum, bunu kaç defa söylemem gerekiyor?’’

Soomin, onun öfkesi karşısındaki sakinliğimden fazlasıyla gıcık oluyordu, farkındaydım. Alaycı bir nefes alıp verdi ve yanıma, yatağın ucuna oturup az önceki gibi bacak bacak üzerine attı. Sağ ayağını şiddetle sallıyordu. ‘’Bana ihtiyacın olduğunu ne zaman anlayacaksın?’’

Dalga geçer gibi kıkırdadım. ‘’Sana asla ihtiyacım olmadı. Şirketin yaptığı bir medya oyunu yüzünden seninle tanıştım ve sonrasında başıma bela oldun. Burada olmaman gerekiyordu, defol git.’’

‘’O herife gidip, seni bırakmasını söyleyeceğim!’’ dedi ve ayağa kalktı. Kapıya doğru yürürken bende hızlıca yatağımdan kalkıp onu durdurmak için bileğini kavradım. Gözlerimden ateş çıkıyordu gözlerine bakarken.

‘’Seokjin’i bu işe karıştırma. Benim yüzümden yeterince zarar gördü zaten. Senden istediğim tek şey buradan gitmen.’’ dedim ve benim için ne kadar zor olduğunu göz ardı ederek adeta yalvardım, ‘’lütfen Soomin, lütfen!’’

Bileğini elimin arasından kurtardı ve bana acıyormuş gibi baktı. ‘’Bir erkek için ne hale gelmişsin… İt gibi bana geleceğin günü bekliyorum Kim Taehyung!’’

Hızlı adımlar ile odamdan çıktı ve kapıyı açık bırakıp gözden kayboldu. Birkaç saniye sonra Yeoubi odaya girdi ve bende onun odaya girmesiyle birlikte kendimi yatağa geri attım.

‘’Taehyung, kalk yüzüne bakayım. Buz falan koymamız gerekiyor.’’

Yüz üstü uzanıyordum ve birden Yeoubi’nin o ilgi ve endişe dolu sesini duyunca gözyaşlarımı tutamadım. Bütün bedenim sarsıla sarsıla ağlamaya başladım. Yeoubi yanıma uzanıp bana sarıldı ve sırtımı nazikçe sıvazladı bir süre.

‘’Canını yaktım. Güvenini yerle bir ettim. Bana nasıl baktığını görmen gerekiyordu Bi, kalbim paramparça oldu o bakışlarıyla.’’
‘’Seokjin’e zaman ver. Bazı şeyleri anlaması için, sindirmesi için zamana ihtiyacı var.’’

Yatakta doğruldum ve bağdaş kurarak oturdum. Yeoubi’de benim gibi oturduğunda burnumu çekerek konuştum. ‘’Zamanımız yok, bunu en iyi sen biliyorsun. Çekimler tamamlanmak üzere.’’

‘’Taehyung,’’ dedi ve duraksadı. Her ne söyleyecekse bunun beni çok üzeceğini biliyordu ve bu yüzden söylemek konusunda kararsızdı. ‘’Söyle.’’ dedim ben de.

‘’Belki de burada bitmesi gerekiyordur. Belki de her şey buraya kadardır, hım?’’
Başımı iki yana itiraz edercesine salladım. ‘’Hayır. Birbirimize bu denli tutkunken, sence her şey buraya kadar olabilir mi?’’

Flame Of Love | Taejin Where stories live. Discover now