|~KENDİ SIRLARIM~|' mürekkebin yetmediği hikaye'

152 53 3
                                    


Merhabalar ❤️

Geciken bir bölüm olduysa lütfen kusura bakmayın 🥰

Keyifli okumalar 🌹

Bölüm Müziği: Sezen Aksu -vay-

Medyaya ekledim. Dinleyebilirsiniz 🌺💁






⭐'a bastık değil mi 🙈😋

|~KENDİ SIRLARIM~| 28. BÖLÜM

"mürekkebin yetmediği hikâye"

Zaman, öylesine farklı bir kavramdır ki bazen ilaçların en güzeli bazen de zehirlerin en acı verici haline dönüşebiliyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zaman, öylesine farklı bir kavramdır ki bazen ilaçların en güzeli bazen de zehirlerin en acı verici haline dönüşebiliyor. Biz insanoğluna işte tam da bu noktada doğru adımlar atarak doğru kararlar almak düşüyor.
Elbette bir şeylerden uzaklaşmak ve rahatlayan bir kafa yaratmak çok önemli. Lakin bir yerden sonra zaman kavramı yormaya başlıyor insanı. Hele bir de sevdiklerini bu geçip giden zaman diliminde özlüyor ve anımsıyorsan artık o zamanı durdurmanın ve doğru kararlar vermenin vakti gelmiş demektir.

Tıpkı şu an elimdeki küçük valiz ve yanımdaki köpeğimle yıllar önce terk ettiğim evimin kapısında beklemek gibi zamanın ilaçtan zehire doğru yol almasına izin vermeyerek hayatımıza yön verecek kararları buyruğumuza hakim kılmalıydık. Yaptım ben de bunu. Yıllar sonra süren bu hasreti dindirmek için daha fazla zaman kaybetmeden geldim. Gecenin bir vakti olmuştu. Karanlık perde misali örterken tüm kusurları, ben de deli gibi çırpınan yüreğimin üstünü elimle kapatıyordum. Elim kalbimde gözlerimi kapatarak derin nefesler alıyordum.

Kendime biraz olsun gelirken kapanan gözlerimi açtım ve kapalı olan kapının üzerinde bakışlarımı gezindirdim. Kalbime koyduğum elimi usulca kaldırıp soğumuş olan demir kapıya dokundum. Geldiğim şehir sıcaktı ve bu şehir soğuktu. Havalar soğumuştu çünkü sonbahar hüzünlerini her bir ağaca hatırlatarak yaprak döktürüyordu. İnsana ölümü en güzel şekilde anlatıyordu. Yeniden doğmak için bedeller ödeyerek ölmeyi bize kendince aktarıyordu.

Tıpkı bir zamanlar ödediğim bedeller misali...

Çünkü benim de;

Kendime gelmem için önce gitmem gerekirdi.

Gittim...

Ve artık ben hiç olmadığı kadar kendimdeyim.

Peki tam da şu an parmak uçlarımla dokunduğum kapının ardındaki kişi beni affedebilecek miydi, biz ayrılmayacağız diye söz verdiğim Seyit Alim eskisi gibi beni sevecek miydi, sarılacak mıydı, kabullenecek miydi? En zoru da beni herkesten önce anlayabilecek miydi?

GİDECEK OLURSAM  ~tut beni~ Aşekâ /TAMAMLANDI√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin