-"5 dakikaya geleceğim. Yerimi başkasına verme. Çok işim var yine."
Hal:"Kızım senin yüzünden müşteriler bana kızıyor. Arkadaş ayrımcılığı yapıyorsun diyorlar."
-"Biz arkadaş değiliz. Rezerve et geleceğim."
Hal:"Ah çok inatçısın. Bekliyoru-Geliyorum efendim bir saniye- çabuk ol."
En başından hiç edebiyat okumamalıydım diye düşündüm. Zaten girdiğim üniversiteleri en geç 2 sene içerisinde bitiriyordum. Biraz kültürlenmek için çektiğim eziyetlere değmezdi. Buz pateninden yeterince kazanıyordum.
Topuklularımla hızlıca koşarak kafeye gitmeye başladım. Bütün bu meşakat en sevdiğim kafede kahve içerek ders çalışabilmek içindi. Başka bir kafeye gidebilirdim ama diğer kafelerde çok fazla insan oluyordu. Gürültüleri sinirimi bozuyordu. Ve bir şey hep beni buraya çekiyordu.
Kafeye girdiğimde kapının üstündeki zil kafamı ütüleyecek biçimde çaldı.
Kafenin tam ortasında yer alan yerim boştu. Küçük ve ucuz bir kafeydi. Birkaç aydır derslerden sonra buraya geliyor kapanana kadar ders çalışıyordum.
Hal:"En sevdiğim müşteri gelmiş. Ne isterler acaba?"
Oyunbazlığı beni çok yoruyordu.
-"Sert bir kahve verebilir misin lütfen?"
Hal:"Hmm bugün de gececiyiz sanırım."
-"Bitirmem gereken çok şey var." Bunu derken saçlarımı dağınık bir topuz yapıyordum. Çantamdan kitabımı ve not defterimi çıkararak kaldığım yerden okumaya başladım.
Hal:"Kendine biraz zaman ayırmalısın. Ayrıca sert kahvemiz kalmadı. Başka bir şey ister misin?"
-"Huh. Tekila var mı?"
Hal:"İçki satmıyoruz biliyorsun."
-"Satmalısınız."
Kalemimi alarak hızlıca not tutmaya başlamıştım.
Hal:"Buraya aileler geliyor."
-"Aile kavramını çok abartıyorsunuz. Çok yapmacık. Bu dükkanın içkiye ihtiyacı var."
Hal:"Yapma ama böyle şeyler dediğinde seni anlayamıyorum biliyorsun. Kafanın içinde dönenleri anlayabilmek isterdim."
-"Ben de anlayabilmek isterdim. Tam olarak 12 dakika kaynatılmış bir çay getirebilir misin? Yaprakları iyi süzülmüş, şekersiz."
Hal:"Uhh sormadan önüne bir şey koymam gerekirdi."
-"Müşteri memnuniyetine ne oldu?"
Hal:"Hazır cevap hallerin hiç çekilmiyor. Yaşına göre çok olgunsun Eurus. Harbi...sen kaç yaşındaydın?"
-"19. Çayımı alabilir miyim lütfen?"
Hal:"Hee 19 mu? Senden 2 yaş büyüğüm."
-"Belki de büyük gibi davranmalısın artık."
Hal:"Finallerin yaklaşınca ayrı bir huysuz oluyorsun. Getiriyorum çayını. Gönlümü almak istersen içeride başkalarının içeceğini berbat ediyor olacağım."
Dediği şeyle gülümsemiştim. Sinirli sinirli ayaklarını yere vurarak içeri çayımı yapmaya gitti. Ben de arkasından gönlünü almak için kalkacaktım. Haklıydı çok gergindim.
Gözlerimi defterimden ayırıp karşıma baktığımda gördüğüm şeyle nefesim kesilmişti.
CHROLLO'NUN AĞZINDAN;
Son bir aydır işimi bırakıp bu kafeye geliyordum. Sırf onu görebilmek için.
Okuduğu şeylerle mimikten mimiğe giren yüzü sırtımdaki bütün yükleri atıyordu.
YOU ARE READING
PEN (Chrollo x Reader)
FanfictionÖrümceklerin lideri kafede tanıştığı bir kıza aşık oluyor. Chrollo takıntım sonucunda ortaya çıkan bir kitap. Ayrıca hisoillu kitabının da devamı sayılabilir. Önce onu okumanızı tavsiye ederim.