20.Bölüm:Koku

12.2K 591 36
                                    


Puslu olan görüntüm yavaşça netleşmeye başladığında gördüğüm ilk şey mükemmel bir tona sahip bir gökyüzüydü.

İlk başta algılamakta zorlanmıştım.Neden ve nasıl olmuştu bilmiyordum ama gökyüzü bana ilk kez bu kadar yakındı.Sanki beynim donuklaşmıştı ve düşünme yetimi kaybetmiştim.Neler olduğunu kavramak çok zordu.Etrafımda toplanmış birçok insan,telaşlı gelen sesler,korkmuş yüz ifadeleri,boğazımdan kopan acı öksürükler ve yorgun bakışlara sahip bir gökyüzü neyi anlatıyordu bilmiyordum.Bir şeyler olmuştu ve bu şey yine bana dokunmuş gibiydi.Bu tablonun başka bir açıklaması olamazdı.

Mavi gözler üzerindeki yorgunluğu atmak istercesine yavaşça kapanırken dudaklarımın çevresindeki soğuk elleri yeni hissediyordum.

''Soner,''diye fısıldadığımı hissettim.Öksürüklerim hala devam ediyordu ama biraz daha azalmış gibiydi.Boğazımda öyle bir acı vardı ki sanki hiç geçmeyecek gibiydi ve üzerimdeki yorgunlukla birleşince gerçekten katlanılmaz bir hal alıyordu.

''Sonunda,Porselen.''dedi rahatlamışçasına nefesini dışarıya üflerken.Fazlasıyla yorgun görünüyordu ve alnındaki terleri görebiliyordum.Sahi,neler olmuştu?

Birden,üzerimde elbise olduğunu anımsadığımda toparlanmaya çalıştım ama acı öksürükler ve vücudumdaki ağrılar buna izin vermedi.Soner yavaşça üzerimden çekilirken öksürüklerime son vermeye çalıştım.

Alfabedeki harfler kafamdan silinmişti ve harfleri bir araya getirerek oluşturabileceğim bir kelime bulamıyordum.''Üşüyorum.''diye fısıldadığımı hissettim.Dudaklarım tamamen benden bağımsız hareket etmişti.Sanki biri benim yerime konuşmuştu ama söyleyen kişi yine de bendim.

Yukarıya doğru çekilip başım bir boynun girintisine gömüldüğünde ne olduğunu kavramaya çalıştım.Tanıdık parfüm kokusu burnuma dolarken,''Herkes dağılsın.''diyen soğuk bir ses duymuştum,tanıdık bir ses;gökyüzünün sahibi.''Duymadınız mı? Herkes dağılsın dedim!''

Kafamda uğultu oluşturan sesler yerini bir süre sonra yavaşça sessizliğe bırakmıştı.Sessizlik,sanki somut bir maddeymiş ve tenime işliyormuş gibi daha da üşümeme sebep olurken biraz sonra sıcak bir ses,sessizliği farklı köşelere savurmuştu.''Hepimizi çok korkuttun.'' Yelda'yı göremiyordum ama varlığını hissetmek içimi ısıtmıştı.

Harfleri sıfıra çekilmiş alfabem yüzünden Yelda'ya cevap vermem mümkün olmadı.Yelda bunu anlamış gibiydi ve,''Evine götürelim.Yoksa hastalanacak.''dedi.''Biraz dinlense iyi olacak.''

Birkaç saniye sonra vücudumun olduğu yerden kopması Soner'in Yelda'ya verdiği cevap oluyordu sanırım.Sessizlik yine ortalığa hakim olurken Soner'in kokusunu çok yakından hissediyor olmak vücudumu titretiyordu.Onun,üşüdüğüm için titrediğimi sandığını biliyordum ve bu beni biraz da olsa rahatlatıyordu.Üşüdüğüm için de titriyordum elbette ama Soner'in kokusunun etkisi daha büyük gibiydi.

Kokusu çok farklı ve...Güzeldi.Birçok erkek parfümünü hiç zorlanmadan ezip geçebilirdi.Tatlı ve bağlayıcı bir havası vardı ve kokladıkça koklamak isteme duygusu beni ele geçirmeye başlarken kendime kızdım.Erkek eşyalarına özel bir ilgim olduğu doğruydu ama Soner'in parfümünü koklamak istemem bana çok doğru gelmiyordu.''Beni yere indirir misin?''diye fısıldadım halsizlik akan sesimle.

İki adım daha attıktan sonra,''Yürüyebilecek misin?''diye sordu.Cevap vermek yerine hissedebileceği şekilde onaylar anlamda kafamı salladım.Yürüyebileceğimden emin değildim ama yürümek zorundaydım.Beni yavaşça yere bıraktığında dengemi sağlayabilmek için büyük bir çaba harcamam gerekmişti.Başım fazlasıyla zonkluyordu ve görüntüm net değildi.Yelda yardımıma yetiştiğinde ona büyük minnet duydum.Koluma girerek yürümeme yardımcı olurken Soner hızlı adımlarla önden gitmişti.

Güneşin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin