Uçağın harita üzerinde ilerlemeye başlamasıyla sohbeti kesip oyuna odaklandılar. Onlar atlayacakları yer hakkında konuşurken ben sessiz kalmayı tercih ettim.

"Atla kanka!"

Binanın çatısına doğru süzülüp yere indim. Etrafımdaki düşman ayak sesleri sakin olmama engel olurken silah aramaya başladım.

"Sen bir, sen iki, sen... gel buraya öldüreceğim seni! Sende üç!" Kadir ve arkadaşları adamları vururken ben hala silah bulamamıştım. Acaba düşmanların önüne atlayıp ölsem ve oyundan çıksam ne olurdu?

"Kübra olduğun tarafta iki kişi var!" Aha, planım gerçekleşecek desene!

"Elimde tabanca bile yok!" Dedim isyan edercesine.

Eve girdiğimde merdivenin başında adamın birini görmemle gerisin geri kaçmaya başladım. Evden çıkıp duvarın arkasına ilerlerken adam beni vurmuş ve bayıltmıştı. Hadi koçum, öldürebilirsin!

Yola doğru sürünüp sessizce beklemeye başladım. Belki bir Müslüman beni gelip kurtarırdı. Canım hızla azalırken benim bayıldığımı yeni fark etmişlerdi.

"Kübra ne zaman bayıldın?"

"Niye kurtarmıyorsunuz oğlum?! Ben nerdeyim siz neredesiniz?!" Haritaya baktığımda Kadir dediği gibi bana uzaktı. Birkaç ev uzağımda Peri vardı ve bana doğru koşuyordu. Ama ben şom ağzımı açtığım için hayata tutunamadım.

"Ühühü, elvedaa!" Sesimi ağlamaklı çıkarıp kıkırdadım.

"Yaa, yetişemedim!"

"Önemli değil, zaten hiçbir şeyim yoktu. Sen diğerlerine yaklaş, burada adamlar var." Maçtan çıkmayıp takım arkadaşını izle tuşuna bastım ve Peri'yi izlemeye koyuldum.

"Off, neden daha önce koşmadın Peri?!"

"Bayıldığını görmedim, sakin ol Kadir!"

"Ben sakinim!"

"Bence de sakin olun. Ben kademeyi önemsemiyorum zaten." Derken Kadir'i izlemeye başladım. Ekin ile beraber öldüğüm yere doğru ilerliyorlardı.

"Binanın arkasına kaçtı biri!" Ekin'in işaretlediği yere baktığında adamı görmüştü. Ateş etmeye başlayıp adamı bayılttı.

"Kadir sakin ol. Tamam yengem öldü ama bütün mermiyi sıktın gardaş!" Yayından gelen Yiğit'in sesiyle Kadir'in yüzüne odaklandım. Onu duymamış gibiydi ve çatık kaşlarıyla bilgisayar ekranına bakıyordu.

Oyuna döndüğümde Kadir'in elinde tava vardı ve beni öldüren adam bayılmış halde yerde sürünüyordu.

"Aynen tavala! Yengemi öldürdü sonuçta!" Kadir yine tepkisiz kalırken bayılttığı adamı tavayla öldürdü.

"İntikamını aldım." Karizmatik çıkan sesinde ince bir tebessüm vardı.

"Teşekkürler." Onun aksine sesimin pozitif çıkması için çabaladım.

"Burası temizlendiğine göre gidelim. Arabayı getirdim." Ekin'in getirdiği arabaya önce Peri daha sonra da Kadir bindi. Onlar ilerlerken bende yayını izlemeye başladım.

Kadir ellerini kafasının arkasında birleştirmiş, geriye yaslanmış ve ekrana bakıyordu.

Oyunun mikrofonunu kapattığını konuştuğu sırada anlamıştım çünkü sesi sadece bilgisayara bağlı kulaklıktan gelmişti.

GAMER | E-SPORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin