28 f

3.7K 220 43
                                    

Selam bebisler.. neys bu fic iyice boka gittiği için artık bitsin istiyorum. Küçük bir yeri düzenledim~
.
.
.
.
Yetişkin içerik!!

Nefeslerimi düzene sokmak adına derin nefesler alıp verdim. Karşısında benim iç çamaşırlarımla durmam ve onun hâlâ giyinik olması adil değildi.

Ellerini sabitlediği kollarımdan geri çektiğinde tişörtüne atıp çıkardı ve gelişi güzel bir şekilde odanın bir köşesine fırlattı.

Bakışlarım anında yapılı vücudunu bulduğunda göğsünün üzerindeki yazı dikkatimden kaçmamıştı. Şimdi ellerimi tut. Sen mutluluğumun sebebisin yazıyordu. Gülümsedim. O gün söylemişti bu sözü bana.

Bakışlarımın orada olduğunu gördüğünde gülümseyip dudaklarımın üstüne fısıldadı. "Şimdi ellerimi tut sen mutluluğumun sebebisin." Daha sonra köprücük kemiğimin altındaki dövmeye ıslak öpücükler bıraktı.

Dudakları eski yeri yani boynumu bulurken elleri de boş durmuyor bedenimde geziniyordu.

Islak öpücükleri bedenimde gezinirken vücudum yay gibi gerilmiş ve dudaklarımı ısırmıştım. Kalbim göğüs kafesimi zorluyor ellerimle ona dokunmak, hissetmek istiyordum.

"Jeongguk." Dedim yavaşça. Sesim kısık ve yalvarırcasına çıkmıştı. Yüzündeki yan gülüşle bana baktığında derin nefeslerim arasında konuştum.

"Yalvarırım ellerimi çöz." Beni duymazdan gelip göğüerimde oyalanırken sutyenimin açık bıraktığı yerlere küçük ısırıklar bıraktı. Karnım iyice kasılıyorken altındaki bedenimi hareket ettirmiştim.

Göğüslerimde olan eli yukarıya çıkıp bileklerimi bulduğunda gözlerimin içine bakarak bileğimdeki kemerin tokasını açtı. Doladığı kemeri tişörtü gibi odanın rastgele bir yerine attığında tekrar dudaklarıma kapanmak için harekete geçmişti ki onu durdurdum.

Yüzümdeki küçük sırıtışla ellerim çıplak göğsünü bulduğunda onu yan tarafa ittim. Gülümseyerek beni izlerken bacaklarının üzerine oturmuş beklemeden kendimi ona bastırmıştım.

Dudaklarının arasından küçük bir inleme kaçtığında bu sefer ben gülümsedim. Uzun parmaklarımı karnındaki şişliklerde gezdirirken dudaklarımı da boynuna bastırıyor ıslak öpücükler ve küçük ısırıklarla hırpalıyordum.

Kemikli elleri kalçalarımı bulurken sıkmış ve ellerini bedenime sürterek sırtıma getirmişti. Boynunda oyalanmayı kesip dudaklarımızı birleştirdiğimde anında karşılık vermiş ve öpüşmemizi alevlendirmişti. Sırtını yataktan ayırıp üzerinde ben olmama rağmen doğruldu. Bu sayede şişmiş erkekliğini daha da hissetmiştim.

Sırtımdaki elleriyle sutyenimi çıkardığında bir köşeye fırlatmış ve çıplak olan göğüslerimin birini eli arasına alıp sıkmıştı. Dudaklarımın arasından küçük bir inleme kaçarken ellerimle çarşafı sıkmıştım. Diğer eli ensemde saçlarımı çekiştirirken dudaklarımı dudakları arasında eziyordu.

Hızla pozisyonumuzu değiştirip sırtımı yatakla buluşturduğunda bu işi oldukça hızlı yapması ağzımdan heyecan dolu bir çığlığın kaçmasına daha sonra da kıkırdamama neden olmuştu.

Elleri iki yanımda sabitliyken uzunca bedenimi süzdü. Gözleri gözlerimde durduğunda dudaklarımı dişledim. Ne olmuştu şimdi.

Bacak aramdaki sızı git gide büyürken birbirlerine bastırarak sızıyı geçirmeye çalıştım. Dudaklarım narince öpüldüğünde anın büyüsüyle kirpiklerim birleşti.

"Dudaklarına doyamıyorum." Kulağıma kalın bir sesle fısıldadığında bir kaç saniye kalbimin hareketsizleştiğini hissettim. Jeongguk'un üzerimdeki etkisi çok büyüktü.

Öpücükleri hızlanırken çenemden göğüslerime indi. Bir süre orada oyalanırken benim uzun parmaklarımda ensesindeki saçlarla oyalanıyordu.

Göğüslerimi bırakıp karnıma ulaştığında diliyle karnımdaki küçük oyuğun etrafında gezdi. Üzerimdeki son parçayı da çıkardığında elini bacaklarımda gezdirmiş ve iki yana ayırmıştı.

Göğüslerim hızlı hızlı inip kalkarken bacak aramda hissettiğim ıslaklıkla derince yutkunmuştum. Dudaklarımı birbirine bastırdığımda kendimi geriye çekmeye çalışmıştım.

"Jeongguk." Dedim zorla "onu.. yapma!"

Beni dinlemeyip bacaklarımı daha çok ayırdığında dil darbelerinde bir süre devam etti.

Kafasını bacak aramdan uzaklaştırdığında bu sefer eli aynı yeri almıştı. Tanrım dayanamıyorum. Artık bitirse şu işi cidden iyi olacaktı.

"Jungkook." Diye fısıldadım, bedenim onun altında ve ellerinin kontrolünde daha fazlası için kıvranırken.

"Dayanamıyorum!" Parmakları her dakika vajinamda biraz daha oyalanırken yüzüklerinin soğukluğuyla da titriyordum.

"Bana ne istediğini söyle Polina." Soğuk çıkan sesi iliklerime kadar işlerken alt dudağımı dişlerim arasına almıştım. Elimi koluna attığım sırada tek eliyle bileklerimi kavramış ve yatağa sabitlemişti.

"Jeongguk! Dayanamıyorum artık lütfen!" Patlayacak gibiydim ama hâlâ inat ediyordu.

"Ne istediğini söyle!" Bu sefer sert çıkan sesi nefeslerimi hızlandırırken eli rahat durmuyor yavaşça sanki daha fazla delirmemi istiyor gibi vajinamda hareket ettiriyordu.

"Jeongguk, lütfen! Lütfen şu işi bitir!"

Sırıtarak geri çekildiğinde dört parmağıyla yavaşça bacak arama vurmuş ve belinden düşmek üzere olan pantolonunu çıkarmıştı. Üzerinde kalan son parçayıda çıkardığında erkekliğini hissetmiştim.

Kendini bana ittiğinde bileklerimi kavrayıp başımın üzerinde sabitlemişti. Gelgitlerinin hızı artarken ikimizin aldığı zevkte artıyordu. Kasıklarımdaki yanma daha da artarken içimdeki volkanın sona geldiğini hissediyordum.

Jeongguk kendini sertçe bana bastırdiğında hareketlerini yavaşlatmış ve içimden çıkmıştı. Dudaklarıma kondurduğu minik öpücükten sonra kendini yanıma attı.

Düzensiz nefeslerimi düzene sokmak adına bir kaç saniye soluklandıktan sonra yavaşça Jeongguka döndüm.

"Şey, doğum kontrol hapı bulabilir misin?" Başıyla beni onayladığında dudaklarını ıslak anlıma bastırdı.

"Sen uyu güzelim, ben halledeceğim."

••

Jeongguk'un beyaz tişörtlerinden birini üzerime geçirdiğimde boy aynasından kendime baktım. Jeongguk mu çok büyüktü yoksa ben mi çok küçüktüm?

Tişörtün bedenimde güzel durması için biraz oynadıktan sonra Jeongguk'un huzurla uyuyan bedenine bakıp alt kata indim. Bu ev cidden güzeldi. Ahşap merdivenlerden çıktığımızda direk yatak odası çıkıyordu karşımıza benim bayağı hoşma da gitmişti.

Salonda gördüğüm elbisemle alt dudağımı dişlerim arasına aldım. Koltukta yaşananlar bir bir gözümün önüne gelirken başımı iki yana salladım elbiseyi hızla alıp katladıktan sonra kanepeye güzelce yerleştirip adımlarımı mutfağa ilerlettim.

Kısa bir süre sonra kahvaltıyı hazırladığımda kahveler için kupaları almış ve kahveleri boşaltmaya başlamıştım. Belime dolanan kaslı kollar irkilmeme neden olurken ardından onun kokusuyla gülümsemiştim. Sırtımı çıplak göğsüne yaslamış ve konuşmuştu.

"Günaydın bebeğim." Yeni kalktığı için boğuk çıkan sesi tüylerimi havalandırırken dudaklarını boynuma bastırmıştı.

"Günaydın~" bedenimi ona döndürdüğümde kollarımı boynuna dolamış ve dudaklarına ufak bir öpücük bırakmıştım.

Gülümseyerek tüm yüzümü incelerken yavaşça mırıldandım. "Teşekkür ederim." Kaşları anında havalanmış ve başını iki yana sallamıştı.

"Ne için?" Dudaklarımı birbirine bastırıp ensesindeki saçlarla oynadım. "Beni sevdiğin için."

Bir süre kirpiklerini birleştirdiğinde anlını anlıma yasladı. "Asıl ben teşekkür ederim." Benim de kaşlarım anında havalanırken aynı soruyu ona sordum. "Ne için?"

"Beni bu bataklıktan kurtardığın için."

love is pain | jjkحيث تعيش القصص. اكتشف الآن