[2: Cevizli Süt]

6.2K 849 1.2K
                                    

Merhaba.

Taehyung'un hareketleriyle onu yargılamadan, beyninizi kullanarak okumanız tavsiye edilir.

İyi okumalar.

Çoğu zaman bana verilen kompozisyon ödevlerini o konuda söyleyecek çok şeyim olmasına rağmen sırf nasıl giriş yapacağımı bilmediğim için yapamazdım.

Ne şanssızlık ki muhtemelen yazarların en büyük sorunlarından birisi o müthiş hayal güçleri sayesinde her bir ayrıntısını canlandırdıkları kurgularını senaryolaştırıp kaleme almaya başlamanın zorluğuydu.

Nefeslerim benden ayrılırken sanki ciğerlerim onları özlüyor gibi kasılıyor, yepyeni bir soluğu içime alana kadar yanıyorlardı. Temiz havaya olan ihtiyacımla dönmeye başlayan başım, bilincimin bulanıklaşmasını sağlıyordu.

Önümde sigarasından çektiği nefesleri üstüme doğru üfleyen Danilo, kısık gözlerini üzerimde gezdiriyor ve diğerlerinin sohbetini dinliyordu. Muhtemelen ona olan düşmancıl bakışlarım yüzünden inatla bana üflemeye devam ediyordu. Ben ise burada hiç, ciddi anlamda hiç, rahat değildim.

Siktiğimin okuluna gitmeden önce buluşan arkadaş takımım yüzünden buradaydım. İki apartmanın arasında, karşılıklı duvarlara yaslanmıştılar. Ben, beni sikseler bile o duvara yaslanmazdım. Çok gergindim, sürekli olarak sigaralarının bitip bitmediğini kontrol ediyor, hepsine ölümcül bakışlar atıyordum.

İçtiğiniz sigaranın dumanında boğularak ölün amına koyayım.

Sigaradan nefret ediyordum. Alkolü de fazla sevmezdim ama sigara? Tahammül bile edemiyordum. Daha önce içmeyi denememiştim, denemek istemiyordum. Şu hayatta varlığını en gereksiz bulduğum şeylerden birisiydi sigara. Madem zararlıydı, madem öldürüyordu, geri zekâlı insanlar neden hâlâ üretiyor ve tüketiyordu?

Cevap çok basit; insanların beyni yok.

Aynen ben de dahil.

Hasiktir zombiler aç kalacak lan.

Sinirle gözlerimi geriye doğru kaydırdım. Ardından daha fazla burada beklemek istemediğime karar vermiştim. Onlar arkadaşım değildi, benim arkadaşım yoktu. İnsanlar cüzdanım kaba olduğu için beni seviyor gibi yapardı. Hiç kimse, beni ben olduğum için sevmiyordu. Babamın oğlu olduğum için, annem yüzünden, param sebebiyle, yakışıklı olduğumu düşündükleri için, derslerim iyi olduğu için... Bu listeyi böyle sayabilirdim.

Apartmanların arasından çıktığımda gözüme karşıdakı market çarptı. Sevimli bir yerdi bu yüzden içeri girebileceğimi düşündüm. Adımlarım hızlıca oraya ilerledi. Kapının koluna dokunmamak için hırkamı avuçlarıma çekerek açtığım kapıyla, içerideki tanıdık beden gözüme çarpmıştı. Şaşırmamıştım onun burada olmasına. Bu yüzden Jungkook'un olduğu tarafa bakmadan görebildiğim içecek reyonuna ilerledim.

Burada bizim okuldan öğrencilere rastlamam çok normaldi. Hatta bizim sınıftan birkaç kız daha diğer köşede duruyordu. Sebebi ise marketin okula çok yakın olmasıydı. Burada çıkıp dümdüz yolu takip ettiğinizde çok kısa sürede okula varmış olurdunuz. Bu yüzden burası öğrencilerin uğrak noktasıydı. Ben daha önce hiç gelmemiştim çünkü yolum buradan geçmiyordu. Ben karşı taraftan geliyordum.

İç çektim, içecekleri izlerken her zaman içtiğim markanın burada olmadığını görmemle kaşlarım çatılmıştı. Nasıl bir market en çok satılan cevizli süt markasını satmazdı?

POSITIONSWhere stories live. Discover now