SZ • 8 |❝Son Gece.❞|

Start from the beginning
                                    

Sertçe yutkunup gözlerini kırpıştırıp birkaç adım geriye gitti. "Umarım öyle de kalmaya devam edersin Ahu." Adımlarını geriye doğru atmaya devam ederken gözlerini üzerimde gezdirdi. "Zira kopacak fırtınalar zamanını bekliyor." Omuzlarımı dikleştirip başımı sallayarak söylediklerini doğruladım. "Haklısın Aleda, bence kendini bunun için hazırlasan iyi olacak. Çünkü Gökhan senin yaşadığını öğrendiğinde koparacağı fırtına seni fena yıpratacak." Üstümdeki bakışlarını son kez yüzümde dolandırıp sessiz adımlarla sokaktan çıktı. 

Aleda gittikten hemen sonra omuzlarımı dikleştirerek ufak adımlarla evime doğru yürümeye başladım. Üç gündür annemden tek bir geri dönüş bile alamamıştım. Adımlarım her saniye daha da hızlanırken birkaç dakika sonra apartmanın önüne gelmiştim. Alt kapı açık olduğundan duraksamadan içeri girerek kapıyı ardımdan sıkıca örttüm. Asansörü es geçip merdivenlerden beşinci kata çıkıp kapıyı sertçe yumrukladım. Anahtarım olmadığı için kapıyı açamıyordum, dışarıda bir yerde yedek anahtarda olmadığından kapı açılmadan eve giremezdim.

Ellerimi soğuk demirin üzerine yaslayıp kulağımı kapıya yaklaştırarak içeriyi dinledim. Telaşlı bir hareketlilik vardı evin içinde. Göz kapaklarımı örtüp içeriye odaklandığımda kapıya yaklaşan adım seslerini duyarak birkaç adım geriledim. Demir kapının açılmasıyla üzerime atlayan beden yalpalamama neden olurken annemin sitemle çıkan sesini işittim. "Kızım kaç gündür arıyorum, neredesin sen?" Kollarını bedenime sıkı sıkı sararak kokumu içine çektiğinde dudaklarımda huzurlu bir gülümseme oluştu. "Annem, mesaj attım ya sana, okumadın mı?" Bedenini yavaşça bedenimden uzaklaştırarak yüzündeki samimi gülümsemeyle yüzüme baktı. "Ah be Ahududum, o mesajın üstünden üç gün geçti. Bana mesaj attığın numarayı defalarca aradım ama daha telefon çalmadan suratıma kapanıp durdu. Senin telefonun da kapalıydı, neredeydin üç gündür?" 

Yorgun irislerimi annemden ayırarak eve girdiğimde hemen ardımdan annemde içeri geçerek kapıyı kapatmıştı. Meraklı adımları hemen arkamdan ilerlerken benimle birlikte salona kadar yürüdü. Bedenimi salondaki en uzun koltuğun üzerine atıp hissettiğim rahatlama hissiyle derin bir nefes alıp verdim. Tam gözlerimi kapatıp koltukta kıvrılarak uyku pozisyonuna geçmiştim ki annemin aceleci göz kapaklarımı aralamama neden oldu. "Kızım ağzından cımbızla mı çıkaracağız kelimeleri, anlatsana nereydin üç gündür." Annemin karıştığı atasözüne keyifle kıkırdayıp "Kerpeten." diye mırıldandım. Kaşları çatılırken başını yana doğru eğerek yüzünü buruşturdu. "Ne kerpeteni Ahu, ne diyorsun?" Göğsümün üzerine dağılan saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp dişlerimi göstererek gülümsedim. "Kerpetenle laf almak annecim, cımbızla değil." Gözlerini devirip çıkardığı terliği kalçamın üzerine patlatırken gülümsemem ufak bir kahkahaya dönmüştü.

Annemi daha fazla meraklandırmamak için yattığım koltukta doğrularak ona üç gündür arkadaşımın evinde olduğumu ve telefonun bozulmuş olabileceği için ulaşamamış olabileceğini söyleyerek gönlünü rahatlattım. Üzerimde dolanan bakışları söylediklerime inanmış gibi görünse de sanki hala sormak istediği bir şey varmış gibi görünüyordu. "Ahu benim sana söylemem gerek önemli bir konu var." Yüzüm ciddileşirken içimden acaba 'İşine geri mi dönmeye karar verdi acaba?' diye geçirdim. "Bana anlattığın adamlar var ya, hani o gece sokakta karşılaştıkların." Karan ve Gökhan. "Adamları bulamadık." 

SİYAH ZAMBAK (+18)Where stories live. Discover now