Utançtan Mavi -4

263 14 2
                                    

Uyandığımda burnuma gelen odunsu ve fazlasıyla erkeksi kokuyu içime çekiyordum. Kafama dank edip de bu kokunun kime ait olduğunu kendime sorduğumda gözlerimi açmıştım. Karşı karşıya olduğum beden Atakana aitti. Kolumu onun beline sarmıştım o ise kolunu omzuma atmış. Dün geceyi hatirlamaya başladığımda bu olayı sindirmiştim. Ben koltukta uyuya kaldım ve uyurken de ona sarılmıştım.

İyiki önce ben uyanmışım diye şükürler ederken koltuktan kalktım. Üzerimi değiştirmek için odaya gittim. Geri geldiğimde Atakan hala uyuyordu.

》 " Atakan kalk hadiiii "

》 " Beş dakika daha " dedi ve yattığı koltuğa daha da sindi.

》 " Pekala benden günah gitti. "

dedim ve mutfağın yolunu tuttum. Buzdolabını açarak içerisinde buz gibi su dolu olan surahiyi aldım ve Atakanın başına dikildim.

Evet yapacaktım. Ben ona kalkmasını söyledim değil mi ?

》 " Ebeni... " diye bağırdıktan sonra küfürler ederek bulunduğu yerde doğruldu. Ben ise hala gülüyorum. Daha doğrusu kahkaha atıyorum. Bir yandan da hala dalga geçiyorum.

》 " Küfür etme bakayım. Ayıp ayıp. Seni terbiyesiz ! "

diye yalancıktan kızdıktan sonra kahkahalarım daha da artmıştı. Atakanın ayaklandığını görünce beni kötü şeyler beklediğini anlamıştım. Ona yalvaran bakışlar yollarken bir yandan da gülmemek için alt dudağımı ısırıyordum.

Atakan beni kovalamaya başladığında ben de kaçmaya başlamıştım. Evin içinde süren koşuşturma benim odamda son bulmuştu. Ve bu son pek iyi sayılmazdı. Çünkü ikimiz de yere kapaklanmıştık ve daha da kötüsü Atakan şu an uzerimdeydi. Ben ise bu duruma karşı hiçbir şey yapamıyorum. Sanki birileri elimi ayağımı bağlamış gibiydi. Kalkmak istiyordum, kalkmam lazımdı ama sanki bir güç benim yerde öylece durmamı sağlıyordu.

Artık tamamen pes etmiştim. Zaten kalkmaya yeltenemeyen bedenim kendini serbest bırakmıştı. Atakanın gözlerine bakıyordum. O da benim gözlerime...

Gözlerimiz birbirine kenetlendi. Sanki vücudumda hareket eden tek şey göğüs kafesimi zorlayan kalbimdi. Atakanın nefesi nefesime karışıyordu. Eğer zaman duracaksa şu an gerçekten mükemmel bir seçim olur...

Biraz sonra ise düşüncelerimi bastırarak gözlerimi Atakan dan ayırmayı başarmıştım. Duvardaki saat gözüme takıldı. Okula geç kaldık!!

》 " Okul "

》 " Ne "

》 " Okul.... yani... okula geç kaldık. " söylediğim şeyi kavradıktan sonra Atakan üzerimden kalkabilmişti . Ayağa kalktığımda üzerimi düzelttim ve odadan çıktım. Atakan ise bir süre sonra yanıma geldi.

》 " Kahvaltıyı okulda yaparız. Yani sen de yaparsın ben de yaparım ayrı ayrı. " diye saçma sapan bir şekilde konuşmayı başlattım.

》 " Benimle kahvaltı etmek istemeni anlıyorum ve tabiki bu şerefi sana veririm. " diye cevap verdi ukala ukala.

Zoraki ve sesli bir şekilde güldükten sonra gözlerimi devirdim ve okul formamın üzerine ince bir ceket giydim. Çantamı aldıktan sonra kapıyı açtım ve Atakanın geçmesi için ona kapıyı gösterdim. Atakan çıktıktan sonra bende arkasından çıktım ve kapıyı kapattım.

Atakan beni arabayla bırakma teklifini sundu. Ve okula o kadar geç kalmıştım ki bu fikir bana çok cazip gelmişti ben de kabul ettim.

Atakan arabayi çok hızlı kullanıyordu. O oldukça rahatken ben tüm kaslarımın gerilediğini hissedebiliyorum.

Utangaç  MaviWhere stories live. Discover now