SZ • 6 |❝Dudaktan Kalbe.❞|

En başından başla
                                    

Kızın yüzüne birkaç saniye daha baktığımda burnumun sızlamasıyla gözlerim dolanacağını anlayarak başımı diğer yöne çevirerek koltuğun tepesine oturdum. "Ahu, Lalin daha küçücük çocuk yemez seni merak etme." Gökhan'ın dalga geçer gibi çıkan sesi kaşlarımı çatmama neden olurken başımı tekrardan önümdeki kıza çevirdim. "Çocuk sevmiyorum." Karan'ın kaşlarının abartıyla yukarı kalktığını göz ucuyla görebilmiştim. "Az önce hayran hayran bakarken öyle görünmüyordun ama." Ne kadarda bana benziyordu, bu küçük kız.

Ayaklarımı koltukta kaydırarak koltuğa tekrar oturduğumda Lalin hala gitmemişti koltuğun önünden. Sarı saçları yaşına göre fazlasıyla uzundu, bu yüzden sık sık önüne geliyordu. İşaret parmağımı kaldırarak kızın önüne gelen saçlarını kulağın arkasına ittirerek yüzünü biraz daha açığa çıkardım. Utanmasam ağlayacaktım. Lalin gıdıklanmış olmalı ki parmağım saçlarını geriye atarken kıkırdayıp başını bükmüştü. Gülümsemesi beni de gülümsetirken Karan'a dönerek "Telefonunu verebilir misin?" diye sordum. Tereddütlü bakışları üzerimde dolanırken mutfaktan telefonunu getirerek bana verdi. Parmaklarım direk Instagram logosunun üzerine dokunurken Gökhan kendi koltuğundan zıplayarak yanıma gelmişti.

Arama motoruna kendi adımı yazdığımda karşıma çıkan ikinci hesaba tıklayıp herkese açık olan profilime girdim. Gönderiler kısmında birkaç saniye gözlerimi gezdirip çocukluk fotoğrafıma basıp telefonu Gökhan'a verdim. Gökhan'ın sırıtan yüzü aniden ciddileşirken, Karan'ın kaşları çatılmış bana bakıyordu. İkisinin de başı bana döndüğünde kendimi açıklamak için boğazımı temizledim. "Benim küçüklük fotoğrafım." Yanı başımda oturan Gökhan parmaklarıyla ağzının üzerini kapatarak dehşet verici bakışlarıyla ekrana baktı. "Bunun benim kızım olmadığına emin misin? Yani bir yerde resmini görüp paylaşmış olabilir misin? Ne bileyim belki-" Lafını keserek telefonu elinden aldım ve gönderiyi parmaklarımla büyüterek fotoğrafın köşesinde yazan tarihi gösterdim.

"Eğer fotoğraf kızına ait olsaydı şuan seninle yaşıt olurdu." İkisinin de yüz ifadeleri o kadar tuhaftı ki normal bir zaman diliminde olsaydım bu yüzlere dakikalarca gülebilirdim. "Nasıl yani, şimdi benim kızım büyüyünce sen mi olacak?" Yüzüm hızla buruşurken bu fikir hiç hoşuma gitmemişti. "Bakayım sana bir." Gökhan bedenimi elleriyle kendine çevirip alıcı gözüyle incelemeye başladı. Başını bedenim her santiminde aşağı yukarı sallıyor, dudaklarının arasından saçma sapan fısıltılar döküyordu. "Güzel kızsın ya olur gibi."

Karan nereden geldiğini bilemediğim eliyle Gökhan'ın kafasına sertçe vurup yerinde doğruldu. "Çek gözlerini lan gözlerini kızın bedeninden. Terbiyesiz herif." Alt dudağımı ısırıp koltuğa çıkmaya çalışan Lalin'e baktım. Her ne kadar yardım edip etmemekte ikilemde kalsam da sonunda onun bu çabasına üzülerek kucaklayıp koltuğa oturttum. Küçük kız ben tam elimi çekecekken parmaklarımı yakalamış aklının erdiği kadarıyla saymaya başlamıştı. "Kaç yaşında?" , "Üç yaşında ama yakında dördüne gün alacak." Başımı sallayarak Lalin'i izlemeye devam ettim. 'Bu küçük şey acaba gerçekten büyüdüğünde bana mı benzeyecek?'

🖤🕸️🖇️

Salonda geçen yarım saat sonrasında Karan benden kahve istemiş bende mutfağa geçmiştim. Elimdeki kahveleri bardaklara boşaltırken salona baktığımda Gökhan'ın yerde oturmuş ayaklarının üzerindeki minderde Lalin'i salladığını gördüm. Gülümsemem şaşkınlıkla yüzümde genişlerken ufak çaplı bir kahkaha atmış elimdeki son paketi de fincana döküp boşları çöpe atmıştım. "Neye güldün?" Acele etmeden arkamı döndüğümde önceden Karan'ın orada olduğunu fark etmemiştim. Ellerini göğsünde bağlamış kısık gözleriyle bana bakıyordu. "Gökhan'ın haline güldüm, o gece sokakta karşılaştığım adam kesinlikle bu değildi." Başını onaylar anlamda sallarken birkaç büyük adımla önüme geldi. Aklıma daha bir saat kadar önce yaşanmış olay geldiğinde utançla birkaç adım gerileyip kalçamı tezgaha yasladım.

SİYAH ZAMBAK (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin