"Çabuk ol"

"Sevgilini duydun çabuk ol yoksa güzelliğinden başkaları faydalanır, diğerlerinin de"

Chanyeol'un birşey demesine fırsat vermeden telefonu kapattı.

"On iki saat, on iki saat sonra burada olmazlarsa artık benimsin" Bana ve Kyungsoo'ya göz kırıp son sözleriyle odadan çıktı.
.
.
.

Saatlerdir odada oturuyoruz ve ben gözümü bir an olsun saatten ayırmadım. Eğer yetişemezlerse o adamın bize dokunma düşüncesi bile tüm bedenimi titretiyor.

"Baekhyun ya yetişemezlerse?"

"Hey korkma lu bir şey olmayacak onlar gelicek"

"Nasıl bu kadar eminsiniz?"

Kyungsoo gözlerini devirip konuştu.

"Bizde bok Junmyeon ve Jongin'de para, Chanyeol'un babası avukat Sehun hyung avukat olacak, eli kolu uzun ve zeki insanlar onlar şimdi tatmin oldun mu?"

Luhan biraz rahatlamış görünüyordu. Kafasıyla onaylayıp koltukta Kyungsoo'ya sokuldu.

"Kaç saat kaldı?"

Tao'nun arkasında asılı saate bakınca yutkundum.

"Bir saat on dakika"

Dakikalar akarken geriye yarım saatten az kaldı. Korku tüm bedenimi titretirken tüm gün boyunca ettiğim dualara yenilerini ekledim. Luhan uyurken Kyungsoo ile birbirimize baktık. Kapıdan gelen kilit sesiyle oturduğum yerde daha titremeye başladım. Suratına tükürdüğümün herifi gülümseyerek içeri girdi.

"Evet yirmi dakika kaldı Baekhyun hazırmısın?"

Boğazımdaki yumruya aldırmadan kötü bakışlarımı ona gönderdim.

"Bunun sonunda Olacakların farkındasın değil mi?"

Kyungsoo ima kokan sesiyle konuşunca adam bozulsada çaktırmadan devam etti.

"Ne olur?"

"Senin cenazen"

Kyungsoo'nun kendinde emin sesiyle kurtulma ümidim artsada hayla olacaklardan korkuyorum. Yeong hoo derin bir kahkaha atıp parmaklarını kütletti.

"Çok hayal perestsin Kyungsoo bunu senden beklemezdim"

"Ah son on üç dakika" adam telefonda konuşurken içimden artık çığlık çığlığa yalvarıyordum Tanrıya.

Başıma dayanan silahla derin bir nefes aldım.

"Gitme vakti Baekhyun"

"HAYIR OLAMAZ DOKUNAMAZSIN ONA"

"BIRAK ONU ADİ HERİF"

İki adam gelip tüm direnişlerime rağmen beni alıp başka bir odaya getirdi. Bembeyaz odadaki tek eşya olan yatağa kollarımı ve ayaklarımı zincirleyip beni o adi piçle yalnız bıraktılar. Hayla çocukların çığlıklarını duyuyorken Yeong hoo yanıma gelip üzerimdeki okul gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. Ne kadar debelenip karşı gelsemde boxerım kalana kadar soydu beni. Gömleğini çıkartıp üzerime tırmandı.

"Ne olur *hıck* l-lütfen yapma yalvarırım"

"Şşşşt ağlama güzelim az sonra feryatlarının yerini zevk çığlıkları alacak"

"H-hayır istemiyorum do- *hıck* dokun-nma bana"

Ben ağlarken saçlarımdan tutup kafamı kaldırdı. Açığa çıkan boynumu mortarak emmeye başladı. Lanet olsun orada sadece Chanyeol'un izleri olabilir. Tanrım Chanyeol neredesin sevgilim? Adam tüm vücuduma kendi izlerini bırakırken çaresizce ağlıyor yapmasını yalvarıyordum. Elleri kalçalarımı bulduğunda tüm evi saran bir çığlık attım.

Sen Kimsin?-ChanBaek(devam) Onde histórias criam vida. Descubra agora