SZ • 4 |❝Vurgun.❞|

Começar do início
                                    

"Kalk ayağa." Başımı yan yatırıp omuzlarımı silktim. "Kalkmayacağım." 

 "Ahu kalk ayağa." 

Omuzlarımı tekrar silkip "Kalkmayacağım." diye direttim. "Ahu sana ayağa kalk dedim!" 

"Gitmeyeceğim işte Karan diretmesene." Ciğerlerine derin bir nefes alıp başını sabır dilercesine yukarı kaldırıp gözlerini kapattı. "Bak sarışın ben seni daha iki gündür tanıyor olabilirim ama sen beni hiç tanımıyorsun. Şuan sinirleniyorum ve sinirlendiğimde nasıl bir adam olduğumla ilgili hakkında en ufak bir fikir yok. O yüzden ya şimdi o koltuktan kalkarsın yada ben seni sürükleyerek götürürüm." Başını yavaş yavaş aşağı indirip çatık kaşlarıyla bana döndü. Evet gerçekten sinirleniyordu. "Ve söylemeliyim ki bunu seni kucağıma alarak değil o güzel saçlarını kullanarak yaparım." Gözlerim büyümüş bir şekilde onu dinlerken karşı çıkmak için dudaklarımı aralamıştım ki bakışlarının daha korkutucu bir hal aldığını görerek duraksadım. Korktuğum falan yoktu ama tanımadığım bir adamın da öbür tarafının ne kadar ters olduğunu bilemezdim. "Tamam sen kazandın, geliyorum."

Tek nefeste kurduğum cümle nefesimi kesmişti. Karan sinirli bir şekilde gülümseyip arkasını dönerek çıkış kapısına doğru yürüdü. "Üzerindekiler ile gel, ayakkabıların kapının önünde." Yüzüne karşı yapamasam da içimden söylenerek evden çıktım. Kapının önüne oturup ayakkabılarımı giyerken gözüm sebepsiz yere yerdeki taşlara kaydı. Bedenimden geçen ürpertiyi saçlarımın diplerine kadar hissetmiştim. "İyi misin?" Başımı kaldırıp Karan'a baktığımda yüzünde herhangi bir ifade yoktu. "Bilmiyorum içim ürperdi bir anda." Gözlerim tekrar yerdeki taşlara kayarken Karan'da irislerimi takip etmişti. "Seni burada buldum." Bakışlarım donuklaşırken burnumun ucu sızladı. "Burada, kapının önünde mi?" Başını sallayıp eliyle birkaç adım ötemi işaret etti. "Tam şurada yatıyordun." Eliyle gösterdiği yere bakarken sokakta geçen tartışmayı düşündüm. O an aklıma dank eden şeyle "Seni tanıyorlardı." diye mırıldandım.

Karan'ın başı aniden bana döndüğünde söylediğim şey epey ilgisini çekmiş görünüyordu. "Nereden biliyorsun, bir şey mi söylediler?" Ayakkabımın bağcığını sinirle yukarı doğru çekiştirip bağladım. "Adın geçti, aralarından birinin adı sanmıştım ama demek ki değilmiş. Sahiden buraya beni kimin bıraktığını merak etmedin mi? Seni tanımıyorum bile nasıl evine gelmiş olabilirim?" Gözlerimi gözlerine dikip öylece baktım donuk yüzüne. Biri benim kapımın önüne bir kız bıraksa açıkçası ben merak ederdim. "Bu konuyla İstanbul'a gittiğimde ilgilenirim diye düşündüm. Eve geldiğimizde olanları bana anlatır mısın?" Bağcıklarımı bağlayarak ayağa kalktım ve bahçe kapısını açtım. "Anlatırım." Sokağa çıktığımızda Karan önümden ilerleyerek araba kapılarını açtı. 

Gözlerim sessiz bir edayla birkaç çocuğun geçtiği sokakta dolaşırken ellerimi üstümdeki kazağın ön ceplerine sokarak az ilerde beni izleyen adamla göz göze geldim. Karan çoktan arabaya binmiş, hazır bir halde beni beklerken adamla birkaç saniye bakıştım ve adam arkasını dönüp sokaktan çıkana kadar diken diken olmuş tüylerimle onu izledim. Tanıyor olabilme ihtimalim aklımdan saniyeler boyu geçerken sonra d kendi kendime başımı iki yana sallayarak tanımadığım kanısına vardım. Belki de onu birine benzetmiştim ve adama baktığımda o da bunu fark ederek bana bakmıştı. Hemen önünde durduğum arabadan iki kez art arda korna sesi gelene kadar adamın gittiği sokağı izledim ve Karan'ın parmakları ön tarafa vururken sabırsızlığına gözlerimi devirerek geçip yanına yerleştim. Bana ters bir bakış atarak soru sormadan arabayı çalıştırdı ve gözlerim büyük bir takiple gittiğimiz yolları izledi.

SİYAH ZAMBAK (+18)Onde histórias criam vida. Descubra agora