23

69 2 6
                                    

Bölüm ŞarkısıKygo&Selena Gomez (It Ain't Me)

Selena'dan

     Duyduğum büyük sesle gözlerimi aniden açtım. Etraf hala karanlıktı. Yerimden hafifçe doğrulurken bulunduğum yere baktım. Harry'nin odasındayım. Buraya nasıl geldiğimi hatırlamadığıma göre Harry beni taşımış olalı. Ama yatağın yan tarafında yoktu. Önce yatakta oturur pozisyona gelip ardından ayağa kalktım. Üzerimdeki uzun elbisenin aşağısı birazcık buruşmuş. Keşek geldiğimizde üzerimi değiştirseydim.

     Ses aşağı kattan geldiği için odadan çıktım ve merdivenleri yavaşça indim. Evde anlayamadığım bir soğukluk vardı. Üzerimdeki askılı elbise yüzünden de bedenimde bir soğukluk vardı. Son merdiveni de inmemla sol tarafımdan büyük bir esinti geldi. Kafamı direk oraya çevirdim. Harry sırtını duvara dayamış elindeki içki dolu bardağa bakarken yerde oturuyordu ve bahçeye çıkan sürgülü kapı ardına kadar açıktı. Soğuğun sebebi şimdi belli oldu.

     Luck düğünden döndüğümüzde uyuduğunu gördüğüm kendi küçük minderine kıvrılmış hala aynı pozisyonda uyuyordu. İçeri giren soğuk bedenini üşütmüş olmalı.

     Önce kapıyı kapattım. İçeri giren soğuk kesildiğinde tutttuğum nefesimi verdim. Luck'ın üzerine onun için aldığımız minik battaniyesini serdim. Ardından Harry'nin yanına gittim. Elindeki içki bardağına bakıyordu. Sanki görebildiği tek şey o bardakmış gibiydi ve gözleri kenetlenmişti. Üzerindeki siyah gömlek buruşmuş ve sondaki üç düğmesi kapalıydı. Bu şekilde de karnındaki kelebek döğmesi rahatça görülebiliyordu. Saçları hala normal kıvırcıklığı karışıklığındaydı ama şu an birazı önüne düşüyordu.

"Harry." yanına eğilip adını mırıldanırcasına seslendim ama beni duymuş gibi durmuyordu. Hiç hareket etmeden içki dolu bardağa bakmaya devam etti. Odak noktasını değiştirmek için elinden bardağı yavaşça aldım. Başını bana kaldırdığında kızarmış gözlerini gördüm. Ağlamış olduğunu anlamak içimi acıttı. Uyumamam gerekiyordu. Bana ihitiyacı varken neden uyuyakalmıştım ki?

"Onu içiyorum." sarhoşken aksanı çok daha ağırlaştı. Normalde olduğundan daha da yavaş konuşuyordu.

     Bardağı yerde Harry'den uzak, bana yakın bir yere bıraktım. Çabalayıp almaya çalışmadı. Bunun için fazla yorgun görünüyordu.

"Hadi gel. Yukarıya çıkıp uyuman lazım." istemediği için omuzlarını silkti.

"Burda oturma Harry. Zaten çok üşümüşsün. Yatağına yatman gerek." yeniden omuzlarını silkti. Ne yapabileceğimi düşünmeye başladım.

"Ne yapmak istersin peki? Konuşalım mı? Belki iyi gelir." şu anki hali tamamen küçük bir çocuğu andırıyordu. Görünce içimi sızlatan bir çocuğu.

"Sarılalım." bunu istemesine hafifçe gülümsedim.

"Önce yukarı çıksak, sonra sarılsak olur mu?" ofladı ama yine dengesini sağlayarak yerden kalkmaya çalıştı. Ben de ona yardım ettim. Artık ne kadar edebildiysem.

     Yerdeki içki şişesini de aldım ve ilerideki masanın üzerine bıraktım. Tekrar Harry'nin yanına döndüğümde olduğu yerden en azından birkaç adım ilerleyebildiğini gördüm. Fazla sarhoştu. Bu kadar ilerleyebilmesi bile mucize.

     Zorla da olsa, biraz can çekişerek Harry'i odasına götürüp yatağına yatırdım. Beceriksizce ellerini gömleğine götürüp düğmeleri açmaya çalıştı. Düğmeyi açamayınnca sinirle oflamaya başladı.

SERENDIPITY-HarlenaWhere stories live. Discover now