SZ • 3 |❝Kanatları Yaralı Kadın.❞|

En başından başla
                                    

Utanıp bakışlarımı kaçırırken bir yandan da Karan'ın yaralarımı sarmasını izledim. "Uyandığımda üzerimde bir şey yoktu, elime de ilk bu geçti bende giydim. Ne yapsaydım çıplak mı gezseydim tanımadığım adamın evinde?" Elindeki makasla bandajı keserken başını sağa doğru eğip güler gibi bir ses çıkardı. "Tanımadığın adamın yatağında çıplak bir şekilde gayet rahat uyuyordun. Çıplak gezmek mi ahlak sınırlarını zorladı?" Bandaj sardığı kolumu hızla geri çekerek oturduğum koltuktan kalkarak Karan'ın karşına dikildim. "Sende soymasaydın o zaman, almasaydın beni içeri. Ambulansı arasaydın direk, hem yapıp hem de ne diye başıma kakıp duruyorsun?"

Elindekileri koltuğun üzerine bırakıp sakince bana döndü. "Otur şuraya, dizin hala kanıyor. Şu sarıp sargılama işi bitsin üzerine kıyafet vereceğim, sonrada biraz yemek yiyelim. Kim bilir kaç saattir bir şey yemiyorsundur." Omuzlarımı dikleştirip birkaç adım geriye gittim. "Gerek yok yapmana ben yaparım. Ayrıca karnımda tok, bana sadece çantamın yerini söylesen yeter." Kalkıp kolumdan sertçe çekerek beni koltuğa düşürdü. Kendi de yanıma tekrar otururken 'Ambulansı arasam bu kadar başım ağrımazdı.' diye homurdanıyordu. "Çanta falan yoktu yanında, sadece sen vardın. Sen aç değilsen ben açım ve ben yalnız yemek yemem bu da demek oluyor ki ya seve seve yiyeceksin yada zorla. Şimdi kes sesini de şu yaralarını sarayım."

"Kendi yaralarımı kendim sarabilirim, alt tarafı dizim kanıyor zaten." Beni dinlemeyip kolumu sarmaya devam ederken söylediklerimi dinlemiş gibi bile görünmüyordu. "Alt tarafı diz dediğin şey akşamdan beri kanıyor. Ne durmaz kanın varmış senin de anlamadım ki." Bunu annemde sık sık söylüyordu bana. Kaykay kaymayı çok sevdiğimden sürekli düşer dizlerimi kanatırdım ve kanım saatlerce durmak bilmezdi. Karan kolumdaki bandajı yeniledikten hemen sonra aynı işlemi dizime de uyguladı ve malzemeleri toparlayıp getirdiği yere geri götürdü. Salona geri döndüğünde elinde telefonu vardı. "Evde yemek yok, yemek istediğin bir şey var mı?" Gözlerini gözlerime diktiğinde başımı iki yana sallayarak bir şey demeden cevap verdim. Telefonda birkaç yeri tuşlayarak bir ev yemeği dükkanını aramış ve birkaç çeşit yemek söyleyerek aramayı sonlandırdı.

"Bana giyecek bir şeyler verebilir misin acaba?" Telefondan başını kaldırıp bana baktı ve ayağa kalkarak önümden yürümeye başladı. "Eşofmanlar sana bol gelecek ama idare et." O görmese bile başımı sallayarak onaylamıştım onu. Karan sabah uyandığım odanın kapısını açarken kenara çekilip önce benim girmemi bekledi sonrasında kendisi de girerek kapıyı kapattı. Sabaha nazaran oda şimdi daha aydınlıktı, az ötede duran bardaki içkiler bile güneş ışığı ile ışıl ışıl parlıyordu. Epey geniş bir odaydı, odaya ilk girdiğimde uzun bir duvar vardı. Duvarı döndüğünüzde sol tarafta büyük bir yatak ve dış cephe tarafında odanın tamamını kaplayan pencere vardı. Oda tıpkı bir labirent gibiydi her adım attığınızda odanın farklı bir alanını görüyordunuz. Karan önümden ilerleyip sağa doğru döndüğünde buranın giyinme odası olduğu anlaşılıyordu. Sağa döner dönmez başlayan yoğun erkek parfümü kokusu ve kıyafetler gerçekten uyum içinde görünüyordu.

"Giyinme odasının önüne niye kapı yaptırmadın ki?" Omuzlarını silkip açtığı birkaç çekmeceden eşofman, kazak ve iç çamaşırı çıkartırken bende giyinme odasını incelemeye devam ettim. Kıyafetlerle birlikte önümden geçip gittiğinde yine peşine takılmış yatağın önünde durmuştum. Elindeki paketten temiz bir erkek iç çamaşırı çıkartıp yatağın üzerine bıraktı ve işi bittikten sonra sırtını dikleştirip bana döndü. "Arkanı dön." Kaşlarımı çatıp yüzüne baktığımda derin bir nefes verip dönmemi bekledi. "Neden ki?" Gözlerini devirip beni sertçe arkama çevirdiğinde saçlarım yine yüzümün yarısına dağılmıştı. Saçlarımı ellerimle toplayıp arkama attığımda Karan'ın bana yaklaştığını fark ettim. Başımı çevirerek ona doğru dönüp "Ne yapıyorsun?" diye sordum. "Sadece arkanı dön, sırtındaki yara dizindeki yaradan daha kötü. Canını yakmadan kazağı giydireceğim."

SİYAH ZAMBAK (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin