2x10

2.3K 252 209
                                    

"Ne yapıyorsun?" Bokuto odaya girdiğinde telefonuna dikkatle bakan çocuğa sormuştu. Kuroo başını kaldırıp "otobüs bileti bakıyorum." diye yanıtladı onu.

"Ne zamana?"

"En erken ne zamana varsa."

"Kuroo, emin misin? Daha beş gün oldu, toparlanabilmen için yeterli bir süre değil bu."

"Yeterliydi. Kendimi iyi hissediyorum." Bokuto arkadaşına endişeyle baktı. Gerçekten toparlanabilmiş miydi yoksa kendini mi kandırıyordu?

"Bence birkaç gün daha-"

"Hayır. Şu an tek ihtiyacım Kenma'yı görmek. Onun da bana ihtiyacı var biliyorum, hissediyorum sanki. Ve gerçekten içimdeki garip duygular geçti. Öfkeli değilim artık."

"Peki o zaman, iyi olmana sevindim."

Birkaç dakika sonra çocuk "buldum" diyerek sevinçle konuştu.

"Ne zamana?"

"Yarın sabah 7'de. Gidene kadar uyurum yolda, gündüz yolculuklarını pek sevmiyorum ama ertelemek de istemiyorum."

"Tamam. Ne kadar kalacaksın?"

"Bilemiyorum."

"Okulu çok aksatmaman lazım. Ortak derslerimizde senin yerine imza atarım, diğer dersler için de başkalarını bulursun ama konulardan geri kalma."

"Gerekirse sonra çok çalışırım. Şu an tek önceliğim Kenma. Onun iyi olması her şeyden önemli."

"Senin iyi olman da öyle."

"Endişelenmene gerek yok. Gerçekten iyiyim, yalan söylemiyorum." Arkadaşının kendisi için endişelendiğinden dolayı iyi olduğuna ikna etmeliydi onu.

"Tamam tamam inanıyorum. Neyse, duşa giriyorum ben."

"Tamam."

Bokuto kıyafetlerini alıp banyoya girdiğinde Kuroo heyecanla yatağa attı kendini. Kenma'yı görmek için sabırsızlanıyordu. Ona olan özlemi içindeki bütün öfkeyi söküp atmıştı sanki. Heyecanlıydı, Kenma'nın da onu görünce sevineceğini umuyordu.

.

Yolun büyük bir kısmında uyumuştu Bokuto'ya dediği gibi. Gece uyumamıştı. İlk başta heyecandan uyuyamamıştı, sonra biraz uykusu gelmişti ama bu sefer de çok geç olmuştu. Uyusa kalkıp otobüse yetişemezdi kesinlikle.

Şimdi taksideydi. Haber vermemişti Kenma'ya. Sürpriz yapmak istiyordu. Sürprizler insanları mutlu ederdi ve onun da mutlu olacağını umuyordu.

Taksiye parayı verip indi. Yanına sırt çantasını almıştı sadece. Valizi büyüktü ve çok fazla kıyafete ihtiyacı olacak kadar kalmayacaktı, o yüzden çantasına tıkıştırmayı tercih etmişti.

Yan yana duran iki eve baktı. Kenma'yla vakit geçirdikten sonra akşam annesini görmeye de gelebilirdi. Ama tabii ki sonra Kenma'nın yanına geri dönecekti.

'Sakin ol' diye içinden geçirerek zile bastı. Kimsenin haberi yoktu geleceğinden. Çocuğun annesi kapıyı açınca şaşkınlıkla baktı Kuroo'ya.

"Kuroo?"

"Merhaba Kenma-san!" derken gülümsemişti. Kadının onu en son gördüğü halinden eser yoktu neredeyse. Gerçekten bu beş gün ona yetmiş hatta artmıştı bile.

"İçeri geç. Kozume odasında." Kadın şaşkınlığını üzerinden atamamıştı. Açıkçası Kuroo'nun uzun bir süre oğluyla görüşmeyeceğini düşünmüştü.

"O iyi mi?" diye sordu Kuroo, sevgilisinin yanına gitmeden önce.

"Hayır. Odasından hiç çıkmıyor. Pek konuşmuyor da. Yemeğini falan zorla yediriyorum hep. Psikoloğu depresyonunun ağırlaştığını ve bu süreçte bunların normal olduğunu söyledi." derken üzgün bir hâl almıştı ifadesi. Oğlu için çok endişeleniyordu haklı olarak.

"Anladım. Umarım yardımcı olabilirim." Tam odaya ilerleyecekken kadın omzuna elini koydu. "Önceden yapmıştın. Lütfen Kuroo, oğlumu tekrardan döndür hayata. Lütfen." Kuroo sertçe yutkundu ve başını salladı. "Elimden geleni yapacağım."

Kapının önüne geldiğinde derin bir nefes alıp cesaretini toplayarak kapıyı çaldı. Ses gelmemişti. Belki de uyuyordu. Öyle olduğunu düşünerek kapıyı açtı.

Kapıda sevgilisini görmesiyle gözleri kocaman açılmıştı çocuğun. Ve gözyaşlarının gözlerine hücum etmesi bir saniye bile sürmemişti.

"Kuroo...geldin." diye mırıldandı titrek sesiyle. Kuroo da bir anda duygulanmıştı. Yüzünde acı bir gülümsemeyle "geldim bebeğim." diye yanıtladı çocuğu ve hızlıca yanına gidip elleriyle yüzünü kavradı.

Onu öyle özlemişti ki, büyük bir istekle kapandı dudaklarına. Tam olarak öpüştükleri söylenemezdi, sadece birbirlerini hissediyorlardı. Kenma'nın sol gözünden bir yaş akıp ikisinin yanağını birden ıslatınca Kuroo dudaklarını ayırdı ve sımsıkı sarıldı çocuğa.

"Özür dilerim, seni yalnız bıraktığım için çok özür dilerim." diye mırıldandı kendi gözyaşları da akmaya başlamışken. Kenma alnını çocuğun omzuna bastırdı ve "dileme." diye mırıldandı. Onun özür dilemesini istemiyordu çünkü suçlu olan o değildi, kendisiydi.

"Sana çektirdiğim onca şeye rağmen hâlâ yanımdasın ama yine de özür mü diliyorsun? Dileme Kuroo. Her şeyin suçlusu benim. Asıl ben özür dilerim."

"Şşş deme öyle bebeğim. Suçlu falan değilsin." Çocuğun saçlarını okşadı yavaşça. Şu an ondan ayrılmayı hiç istemiyordu.

"Seni çok üzdüm. Bunu asla hak etmedin."

"Kenma, beni üzdüğünden çok mutlu ettin. Seninle geçirdiğim her dakika, her saniye benim için dünyalara bedeldi ve ben senin yanında olduğum için hiç pişman değilim. Benim hayatım sensin, anlasana şunu artık." Kenma ağlamayla karışık gülümsedi. Ona o kadar minnettardı ki...

"Bu sözü önceden de vermiştim ve yerine getiremedim biliyorum ama bu sefer yapacağım. Seni mutlu edeceğim Kenma. Her şey düzelecek, söz veriyorum."

"Yerine getirdin, buna uyamayan bendim." Burnunu çekip kendini çocuktan ayırdı ve ellerini tuttu. "Bu sefer seni yüzüstü bırakmayacağım." Kuroo sevgiyle gülümsedi çocuğa. Sevgilisinin mutlu olmak için çabalayacağını söylemesi onu sevindiriyordu.

"Seni seviyorum Kenma. Hem de her şeyden çok." Kenma gülümseyip kollarını tekrardan çocuğun boynuna sardı. "Seni seviyorum Kuroo. Hem de her şeyden çok."

I LOVE MY BABIES🥺🥰

Diğer bölüm final✌🏻 Timeskip olacak. Çok uzun bir zaman sonrası değil ama karakterler için uzun bir süre gibi olacak, yani durumları açısından. Açıklayamadım ama neyse, öyle işte dşxmşsncjs

Bu bölümü hayal ettiğimde daha güzeldi, yazınca tam istediğim gibi olmadı sanki ama yine de sevdim. Umarım siz de sevmişsinizdir bebişlerim

promise || KuroKenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin