Harry Potter İmagine

Sirius Black**

Bir sözüm vardı..

"Hayır Pati!

"Ama daha sorumu bile sormadım Aylak."

"Saçma bir şey olduğuna ve başımızı belaya sokacağına eminim o yüzden hayır!"

Ortak salonda oturuyordunuz. Çapulcular büyük koltuktaydı sense cam kenarına çektiğin bir sandalyeye oturmuştun. Onlara sırtın dönüktü ama konuştuklarını duyabiliyordun.
Sirius ve Remus'un atışmaları sana her zaman komik geliyordu ve şu an da gülmemek için kendini zor tutuyordun. Sağ tarafındaki sandalyede de en yakın arkadaşın Dylan oturuyordu. Aslında amacınız sessizce kitap okumaktı ama Çapulcular varken sessizlik pek mümkün değildi. Yanında oturan Dylan'a göz ucu ile baktın. Bu kadar sese rağmen gözleri hala kitaptaydı. Senin ise çoktan dikkatin dağılmıştı bile. Derin bir nefes alıp önündeki cama döndün.

"Çatalak biraz yardım etsene!"

Sirius saçlarını çekiştirerek isyan etmişti.

"Hadi ama Aylak. Tek yapacağımız mutfağa inip yemek almak olacak acıktık."

"Hayır dedim Çatalak!"

"İyi sen gelme biz gidiyoruz."

"Pati! Otur oturduğun yere öyle hiç gidemezsiniz. Ben varsam da yoksam da sizin yüzünüzden ceza alıyorum. Okuldan atılacağız sizin yüzünüzden."

"Sanki birini öldürelim dedik Aylak, alt tarafı yemek alacağız."

Remus derin bir nefes alıp başını geriye attı ve gözlerini kapadı. Bu sırada sessizce ortak salondan çıkan Sirius ve James'ı görmemişti.
Sirius kapıdan çıkmadan önce onlara bakan seni görünce sırıtıp, göz kırptı ve kapıyı kapadı.

"Niye ses- ah hayır! Sadece bir kaç saniye gözlerimi kapadım. Bu sefer kesin atılacağız o zaman yedim sizi Çapulcular!"

Remus söylenerek ayağa kalkıp ortak salondan çıktı. O çıkınca içinde tuttuğun kahkahayı serbest bırakmıştın. Dylan'da bir kaç saniye sonra sana katılmıştı.

"Onları izlemeye bayılıyorum umarım atılmazlar okuldan."

Kendi kendine kahkahalarının arasından  konuşmuştun ancak Dylan'ın neye güldüğünü merak edince gülmen yavaşladı.

"Sen neye gülüyorsun?"

Dylan karnını tutarak gülmesini durdurmaya çalıştı.

"Sana, sana gülüyorum."

Kaşların çatıldı.

"Bana mı? Neden? Kahkahalarım mı komik geldi?"

"Hayır Octavia, sadece Black sana göz kırpınca bütün vücudun kızardı ona gülüyordum."

"Ha ha baya komik. Gidiyorum ben."

Sen Dylan'ın bir şey demesini beklemeden kitabını bırakmak için yatakhanene yönelirken Dylan hala gülüyordu.

"Artık sus Dylan!"

Ona bakmadan bağırıdın ve merdivenlerden çıkmaya başladın. Birazdan iksir dersiniz vardı.
İksir dersini severdin yara iyileştirmek , hastalıklar için olan iksirlere oldukça yatkındın
Hemen öğrenebiliyordun. Bu yüzden İksir dersini seviyordun. Odana geldiğin de yatağına ilerledin ve kitabını bıraktın , kendini yatağa bıraktın.

"İyi misin?"

Odadan gelen sesle sıçramıştın.

"Benim , benim Lily."

Oda arkadaşın Lily olduğunu duyunca rahatlamıştın.

"Lily seni görmemiştim."

"Evet fark ettim ama iyi misin?"

"Evet iyiyim neden?"

"Kıpkırmızı görünüyorsun."

"Hala mı?"

"Hala mı derken? Ateşin mi var acaba?"

Lily gelip ayak ucuna oturunca sende oturur pozisyona geldin.