but you'll still be my star

1.5K 208 460
                                    

Seungmin gözündeki yaşlarla bilmediği sokakta ilerliyordu.

Sokağın neredeyse bozulacak olan loş ışığı altında ilerlerken bir yandan korkuyu hissetti.

O hiç tek başına dışarı çıkmamıştı ki bu saatlerde. Her zaman yanında Hyunjin'de olurdu.

Geri dönme fikri aklından geçse de kendince takındığı gururu ve Hyunjin'i görmek istememesi yüzünden gidemiyordu.

Nerede hata yapıyordu ki? Acaba Hyunjin'e erkeklerden hoşlandığını söylemeli miydi? Ya da direkt olarak onu sevdiğini?

Seungmin her ne kadar Hyunjin'in onu bırakacağını düşünmese de korkuyordu.

Hyunjin Seungmin'le kalabilmek için ailesini bile karşısına almıştı. Bu derece önem verdiği birini sırf onu sevdiği için bırakabilir miydi?

Aklındaki düşünceleri susmazken birden birinin omzuna dokunması ile sıçrayarak çığlık atmıştı.

"Hey hey, benim korkma." diyerek kocaman gülümsemişti dokunan çocuk.

Seungmin çocuğu süzdükten sonra sordu."Seni tanıyor muyum?"

Çocuğun gülen yüzü anlık solsa da hemen kendini toparlamış, elini ensesine atarak konuşmaya başlamıştı.

"Ah..evet sanırım beni görmedin Seungmin. Ben de sizin okuldanım. Adım Yeonjun."

Seungmin okulda tüm gün ders çalıştığı için bir nevi de çok umurunda olmadığı için kimsenin adını ezberlemeye gerek duymazdı.

"Üzgünüm tanımıyorum ama seni birkaç kere gördüğümü hatırlıyorum."

Yeonjun gülümseyerek Seungmin'i kolundan nazikçe kenara çekip konuşmaya devam etti. "Yolun ortasından gidiyordun ve bu caddede ışıklar iyi yanmadığı için gelen arabalar seni göremeyebilir, dikkatli olmalısın."

"Oh- teşekkür ederim."

Seungmin yürümeye devam ederken Yeonjun da onun peşinden ilerlemeye başlamıştı.

Seungmin garipseyerek Yeonjun'a baktığında Yeonjun omuz silkmiş ve "Benim evim de o taraflarda." demişti.

Seungmin kaşlarını çatmış ve "Ev?" diyerek duraksamıştı.

Ardından hızlıca ceplerinde anahtarını aramaya başladı.

Yeonjun merakla sordu. "Bir sorun mu var?"

"Evet var. Anahtarım ev arkadaşımda kaldı."

Yeonjun bu çocuksu tavırlarına gülümseyerek sordu. "Gidebileceğin başka yer yok mu?"

Seungmin başını Yeonjun'a çevirmiş ve alayla sırıtarak devam etmişti. "Tabii ki var. Şimdi arkadaşlarımı arayıp beni almalarını söylerim. Felix hemen gelir." Ardından elini telefonunu almak için arka cebine uzattığında bulamamasıyla gözlerini hafifçe büyüttü.

Şimdi de telefonunu aramaya başlarken, Hyunjin'in barda telefonunu alması aklına gelmiş, sinirle yerinde çocuk gibi birkaç kere zıplamıştı.

"Offf Hyunjin."

Yeonjun hala onu beklerken bir adım daha Seungmin'e yaklaştı.

"İstersen bu gece bende kalabilirsin."

Seungmin küçük bir 'huh?' sesi çıkararak konuştu. "Gerek yok, teşekkür ederim."

Ardından hiçbir şey demeden Yeonjun'u orada bırakıp ilerlemeye başladı.

Yeonjun giden çocuğun arkasından bakıp küçük bir kahkaha atmıştı. Hem sevimli hem küstah bu çocukla sonunda konuşma fırsatını kendinde bulduğu için sevinmişti.

Umbrella | hyunminWhere stories live. Discover now