11-all that bloodshed

198 21 4
                                    


Sanki onunla dalga geçiyormuşum gibi alaylı bakışlarını üzerimde tutarken elimden hızlıca fotoğrafı aldı ve parçalara böldü. Çıkan her kağıt sesiyle eziliyordum. Dolu gözlerimle ona bakmaya devam ederken kağıt parçalarını sinirle yüzüme fırlattı. 

''Beni huzursuz etmeyi bırak.'' Dişlerinin arasından tıslamıştı. Bana iğreniyormuş gibi bakmaya devam ederken, omuzlarımı dikleştirip ona bakmayı sürdürdüm. Onun ayakları altında ezilmek istemiyordum.

''Sana bunu ben yapmadım, dedim. Sabah bana da bir benzeri geldi. Kimin yaptığını bilmiyorum.'' Anlaması için her bir kelimesini bastırarak söylemiştim. Yapmadığım bir şeyle suçlanmak istemiyordum. Yeterince suçum vardı zaten.

''Aramızdakiler sır olarak kalacaktı.'' Sesi titremişti bu sefer. Olanları 3. bir kişinin bilmesi onu daha da çok korkutuyordu. ''Bunu ailem öğrenirse, ben mahvolurum.'' Söyledikleriyle birlikte ağzımda istemsizce bir 'hah' çıktı.

Çatık kaşlarıyla bana baktığında, alaycı bakışlarım onu buldu.

''Başlarda gayet memnundun halinden, aileni düşünmüyordun.'' Söylediklerimle beraber hızla dibime girip tek eliyle sertçe çenemi kavradı. Elinin çenemin üzerindeki baskısı canımı yakmaya başlasa da inadıma gözlerinin içine bakmaya devam ettim. Söylediklerim zoruna gitmişti. Fakat onun da bildiği bir şey vardı, bu raddeye gelmemizin sebebi oydu.

''O sesini kes.'' Çenemi tutmaya devam ederken dişlerinin arasından konuştu. Korku onu bu hale getirmişti. Bambaşka birisiydi.

''Bir gün konuşacağım.'' Çenemdeki acıyla zorlukla konuşmuştum.

Söylediklerim onu iyice sinirlendirirken çenemdeki elini tutup serçe çektim. Ona iyice yaklaştım. Sanki her şey benim suçummuş gibi, onu baştan çıkaran ve her şeyi kendimce yaşamışım gibi davranıyordu.

''Ben konuşana kadar, hayatını dilediğince yaşamanı tavsiye ederim.'' Bir şey söylemesine izin vermeden odasından çıkarak kapıyı sertçe kapattım.

Üzerime binlerce yük binerken, uğraşacağım son şey onun korkak davranışlarıydı. Evimizin bahçesinden aylar önce çekilen fotoğrafla beraber, birinin bizi gözetlediğini ve bunu aylardır bildiğini öğreniyordum. Elimden hiçbir şey gelmiyormuş gibi hissediyordum. 

Bir gün içinde ne kadar felaket olabiliyorsa, hepsini yaşamıştım. Kalbime ağrılar girmeye devam ederken elimi göğsüme bastırıp derin nefesler almaya başladım. İyi olacak gibi değildim. Kendimi uçurumun kenarında hissediyordum. Bencilce yaptığım tek bir şey, nelere mal oluyordu.

Ağır adımlarla merdivenlerden inerken, aşağıdan gelen sesle beraber kapıdan giren kalabalıkla karşılaştım. Doniya elinde küçük kızıyla içeriye girerken Trisha onun sırtını sıvazlayarak destek oluyordu. Yaser'de arkalarından girerken yüzündeki okunamayan ifadeyle içeriye girdi. Bana bir şey demeden salona geçtiklerinde, ben de arkalarından onları takip ettim. 

Doniya kendini koltuklardan birine atıp arkasına yaslanırken kızı Dorothea'yı göğsüne yatırıp sırtını okşamaya başladı. Yaser tam karşısına oturup şakaklarını sıvazlarken, Trisha'ya hizmetlilerden birine dil altı hapını getirmesini istedi. Ben de köşeye sinip onları izlemeye devam ettim.

''Bir evliliği yürütmek zordur, Doniya.'' Yaser sessizliği bozan ilk taraf oldu. Merakla sözlerine kulak kesildim. ''Mutluyken her şey kolay geliyor olabilir fakat önemli olan mutsuzken bunu yürütebilmek.'' 

Doniya alaylı bir şekilde 'hah' diye güldü. Saygısızlığıyla Trisha onu uyarmak için boğazını temizledi ve iri gözlerini ona dikti. Fakat Doniya ona aldırmadı.

Chegaste ao fim dos capítulos publicados.

⏰ Última atualização: Mar 07, 2023 ⏰

Adiciona esta história à tua Biblioteca para receberes notificações de novos capítulos!

Alita |MalikOnde as histórias ganham vida. Descobre agora