1. BÖLÜM - DÖNÜŞ

205 57 15
                                    

1. BÖLÜM-DÖNÜŞ

2008

Üç kuzen oturmuş sabırsızlıkla tercih sonuçlarımızı bekliyorduk. Bu kışı Ankara'da geçirmemeye ve İstanbul'da olmaya kararlıydık. Üçümüz de İstanbul'dan başka şehir yazmamıştık tercih listemize, sadece İstanbul da değil farklı bir üniversite bile yazmamıştık.

Mehmet ve Asya ikizlerdi, benden bir gün önce doğmuşlardı. Nasıl bir hesap yapmışsa ailelerimiz üçümüzde aynı yıl, aynı ay, bir gün arayla dünyaya gelmiştik. Bebeklikten bu yaşımıza kadar da hep aynı okullarda okumuş hiç ayrılmamıştık. Annelerimiz pek anlaşamasa da babalarımız aile şirketimizin başındaydı ve istesek de ayrılmamız pek mümkün değildi. Bu, çocuklar olarak işimize gelen bir durumdu.

Asya'nın çığlığı tüm odayı doldurduğunda Mehmet'e dudaklarımı büzerek baktım.

"Yapma öyle, Çirkin," deyip gülümsedi. Asya ise çığlık atmaya devam ediyordu.

"Açıklanmış, çabuk açın, çabuk!" diye bağırdı Asya tekrardan. Artık sesi sadece odayı değil tüm evi kapsıyordu ve merdivenlerden duyduğumuz ses de baskına gelen annelerimizin ayak sesleriydi, muhtemelen.

Sistem çöktüğünden Mehmet ve ben henüz görememiştik ama Asya dans etmeye başlamıştı bile. Kapı aniden açıldı;

Ecrin yengem şaşkınlıkla ne olduğunu sorgulayan bakışlar atıyordu. Peşine annem girdi ve "Çocuklar, ne oldu? İyi misiniz?" diye sordu korku içinde.

"Özel Işık Altınel Üniversitesi, Hukuk. Tam burslu!" diye adeta haykırdı Asya. Ecrin yengem sevinç çığlıkları atarak kızına sarıldı, annemse içtenlikle tebrik etti. Gözler bize döndü. Mehmet ile göz göze geldik. Aynı anda;

"Sistem çöktü, göremedik." Diye belirttik. Puanlarımız istediğimiz bölüme yetiyordu. Asya ve yengem hemen amcamı arayıp güzel haberi vermişti. Annem, ben ve Mehmet ise hala sistemin açılmasını bekliyorduk.

"Sonunda be! Aynı üniversite, İşletme. Yüzde elli burslu." Dedi, Mehmet sevinç dolu sesiyle. Göz göze gelip ellerimizi birbirine çarptık, ardından gelen sarılma faslı... Ecrin yengem küçümseyen bakışlarını gizleme gereği duymadan ekledi;

"İyi, en azından kazanmışsın."

Mehmet, umursamadı. O alışkın idi kızını bizden üstün görmeye ve fırsat geldiğinde Mehmet'i rencide etmekten çekinmemeye. Annem beklenti ile gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu. Sadece annem de değil, odadaki tüm gözler bendeydi artık. Sayfayı yeniden yeniledim ve gözlerimi kapattım.

"Sen bak Met, çok heyecanlandım." Dedim, fısıltıdan hallice sesimle ve gözlerimi sımsıkı yumdum. Mehmet'in bilgisayar ekranını kapatış sesini duydum ve çekinerek de olsa tek gözümü açtım.

"Ay oğlum söylesene, çatlatma insanı."

Annem, Ecrin yengeme katıldığını belli eder gibi kafasını salladı. Mehmet bana yarım ağız gülümsemeye başladı ve kollarını belime doladı.

"Aynı üniversite, Psikoloji. Yüzde yetmiş burslu."

Çığlık çığlığa Mehmet'e sarılmaya devam ederken annem de bize katıldı. Gözlerim dolmuştu ama mutluluktan.

"Aferin benim kızıma" deyip bir öpücük kondurdu annem burnuma. Ben gülümsemek ile yetindim.

"Bunu kutlamamız lazım Asya!" dedi yengem. Ardından ekledi:

"Gerçi kutlanacak başarıyı yalnızca sen elde etmişsin ama olsun."

Annem ters ters bakmaktan kendini alamasa da bize anlayışla gülümsedi ve aldırmayın, der gibi kafasını salladı.

KANGRENWhere stories live. Discover now