İlk Sürgün (Kısım V)

238 55 40
                                    

Casey ve Diana hazine odasının koridorundan çıktıklarında, üstleri tamamen toz ve taş kırıntılarıyla kaplıydı. Bir saniye daha geç kalsalar kat tamamen üstlerine çökecekti. Hâlâ tam anlamıyla yerini bulamamış olan büyük taş parçalarının yerleşme çabaları zemini titretiyor, etrafa yayılan ufak toz bulutları yaratıyordu.

         Casey, sırtını duvara yaslamış kıyafetlerini temizlerken gözleri moloz yığınını taradı. Toz bulutunun ardından görünen ince parlaklığı fark edince ne olduğunu anlamaya çalıştı. Parlaklık bulanık tabakayı yararak hızla ilerlerken, ardı ardına çakan yıldırım sesleri duyuldu. Yanında toparlanmaya çalışan Diana'yı hızla itti ve kendini de sağa doğru attı. Yıldırım kısa sürede ortalarına düştü ve toz kokusu yanık kokusuyla birleşti. Çöken kat yerini bir üst kata, salonun tabına bırakmıştı. Casey hızla toparlandı ve Diana'ya merdivenleri işaret etti. Bu sırada hâlâ üzerine gelen yıldırımlardan kurtulmaya çalışıyordu. Her yıldırım çarptığı yerde yanık izi oluşturuyor, ufak taş kırıntılarını zemine döküyordu. Birkaç yıldırım sesinden sonra toz bulutu iyice duruldu ve tepede, yüzündeki kindar gülümsemeyle Fraude belirdi. Hemen yanında da olan biteni keyifle izleyen Gabriel duruyordu.

         "Senin için uğraşıp özenle hazırladığım şovu kaçırdın," diye konuşmaya başladı Fraude. Ses tonunda eğlendiğini belli eden bir tını vardı. Küçük yıldırımların ardı ardına çaktığı avuç içlerini havaya kaldırdı ve büyük yıldırımlar tepeden hızla Casey'nin üzerine indi. "Sevgilini kurtarmak yerine, burada Lara Croft*'çılık oynuyorsun."
---------------------------------------------------------
*Bkz: Tomb Raider
---------------------------------------------------------

            Casey, durmadan koştu ve bir adım gerisinde olan yıldırımlardan hasar almadan kurtulmaya çalıştı. Fraude'nin son cümlesi dikkatini dağıttı; burnuna gelen yanık kokusu toz kokusuyla karıştı, sol bacağında soğuk bir sızı hissetti. Tökezlese de dengesini çabuk toparladı ve yıldırımlar son bulunca adımları yavaşladı. Attığı her adımda bacağının gergin derisi çatladı, akan kanı hissetti; pantolonunu bacağına yapıştıran ıslaklığı böyle yorumladı.

            "Çok suskunsun, İz Sürücü."dedi Fraude ansızın.

             Casey'nin tek eli sürüyen bacağını tutarken, ölüm saçan bakışları Fraude'yi buldu.

            "Sevgilini merak etmiyor musun?"

           "Yalan söylediğini biliyorum!" diye bağırdı Casey. Sesi moloz yığınına ve duvarlara çarpıp yankılandı.

            "Yalan mı?" diye kıkırdadı Fraude. "Ben Hile Tanrıçasıyım, İz Sürücü. Hilelerime zemin oluşturmak için yalan söylerim. Yaptıktan sonra değil."

            Casey, sol bacağını sürüyerek yürümeye devam ederken kulakları Diana'ya kilitlenmişti. Bir üst kata ulaşmayı başaran Diana'yı dışarı çıkartana kadar, Fraude'yi oyalamaya karar verdi. Ve acilen ardına saklanacağı bir bariyer bulması gerektiğinin farkındaydı.

            Fraude birkaç saniye süren sessizlikten sonra, "Sevgilinin Kanada'da olduğunu bildiğim de yalandır sana göre o zaman." dedi.

           Casey'nin gözleri büyüdü, nefesi yarıda kesildi.

          "İkinci karşılaşmamızda olanları hatırlıyor musun?"

           Casey cevap vermedi: İrileşmiş gözleri ve titreyen çenesiyle Fraude'ye bakıyordu.

          "Sana sapladığım hançer peki? Hah! Evet, kendi hançerin."

          Casey, yine cevap vermedi.

KIZIL TAHTLAR 1: Salgın (GxG)Where stories live. Discover now