Bu anının nasıl birden gün yüzüne çıktığını anlamamıştım. Üstünden o kadar uzun zaman geçmişti ki. O zamanlar bana önemsiz sıradan bir olay gibi gelmişti.

"Geçen gün kütüphaneden bir kitap almıştım," dedi Chesco. "Rüyaların bilinçaltında yatan, yüzleşemediğimiz durumlarla bizi yüzleştirdiğini söylüyordu."

Rüyada da böyle diyordu. Yüzleşmek... 'Yüzleşmeye hazır mısın?' Kuyularla yüzleşmenin bana ne gibi bir faydası olacaktı ki?

"O kitabı sol kanat kütüphanesine iade edecektim," diyerek başını kaşıdı. "Sağ kanattakine mi bıraksam acaba?"

Birden beynimde şimşekler çaktı. Bu nasıl aklıma gelmemişti? Başıma gelenlerle ilgili cevaplar istiyordum. Cevap bulmak için kütüphaneye gitmekten mantıklı ne olabilirdi?

"Öğle arası kütüphaneye gitmeliyiz!" dedim birden.

"Tamam, ama neden?" dedi Chesco şaşkınlığını gizlemeden.

"Bir araştırma yapmamız gerekiyor," dedim gülümseyerek.

***

Öğle arasında hepimiz sağ kanattaki güvenli kütüphanede toplanmış oluyoruz. Gruptaki diğerlerine de haber vermiştik ama geleceklerini düşünmemiştim. Sonuçta burası bir kütüphane.

"Niçin buradayız?" dedi Raven sağındaki raftan bir kitap alırken. Kitabın kapağını incelemeye başladı.

"Ters tutuyorsun," dedi Lovena ve kitabı çevirdi.

"Grimlocks'un güvenliği tehlikede olabilir," diyerek lafa girdim. "Kalkanın öylece kaybolması hiç doğru değil. Bu konuda olabildiğince fazla bilgi toplamalıyız."

Herkes kütüphanenin farklı bir bölümüne yöneldi. Kütüphanede birbirinden ilginç kitaplar vardı. Buraya daha önce gelmediğim için kendime kızmıştım.

Duvarları çepeçevre saran kitaplıkların arasında ilerlerken, elimi uzatıp sıra sıra dizilmiş kitapların kapaklarına dokundum. Sayısız kitap. Sayısız olasılıklar.

Henüz büyü yapamazken, kitap okumak bana sihir gibi gelirdi. Kelimelerin üzerinde gözlerini gezdirip bambaşka bir dünyaya geçiş yapmak. Belki de hayatımda evrenler arası seyahate bundan daha yakın bir şey deneyimleyemezdim.

Yürümeyi bıraktım. Sağımdaki kitaplıkta, üstünde kelebek figürü olan bir kitap vardı. Kaşlarımı çattım. Kitaba doğru döndüm. Parmağımı kelebeğe uzattım.

Kelebeğe dokunduğumda, kanatlanarak uçtu. Kubbe biçimindeki tavanın tepe noktasına ulaştığında, bir altın sim yığınına dönüşerek her bir yana dağıldı. Nereden geldiğini anlamadığım başka bir kelebek zarifçe kanatlarını çırparak onun az önce durduğu yere kondu. Bu kitap ilgimi çekmişti. Uzanarak onu raftan aldım. Kapağını araladım.

'Bir zamanlar Kalitra adında bir kraliçe varmış. O kadar güzelmiş ki, gören herkes ona hayran kalırmış. Oysa kimsenin bilmediği bir laneti varmış. Her yılın lanetli gününde avlanmaya çıkarmış. Ondan kaçacak kadar şanslı olmayan büyücüleri yakalarmış ve ruhlarını emermiş. Bu sayede hep genç ve güzel kalırmış.'

Arka sayfayı çevirdim. Bir resim vardı. Altın rengi dökümlü bir elbise giyen, başında zeytin yapraklarını andıran bir altın taç takmış bir kraliçenin resmiydi. Kısık gözlerindeki bakışlar, bir yılanın bakışlarını andırır nitelikteydi. Gözleri ateş gibi kırmızıydı. Kitabı kapadım ve aldığım rafa geri bıraktım.

Chesco bana seslendi.

"Sylvia buldum! İşte bu kitap."

Sesinin geldiği tarafa yöneldim. Birkaç kitaplık ötedeki Chesco'nun yanına ulaştım. Derin bir nefes alarak elindeki kitaptan okumaya başladı.

"'KORUMA BÜYÜLERİ: BÖLÜM 5

Koruma Kalkanı: Koruma Büyüleri arasında en güçlü olanlardan birisidir. Dışarıyla bir bariyer görevi görür. Güçlü bir koruma kalkanının belirli komponentleri vardır. Öncelikle duruma uygun bir değerli taş seçilmelidir. Seçilen taşın türü, koruma gücü üzerinde etkili olacaktır. Koruma kalkanı, gücünü kalkanı kuran büyücüden alır. Eğer ki kalkanı kuran büyücü...'"

Birden okumayı bıraktı. Bir süre devam etmesini bekledim. Chesco omuz silkti.

"Bu kadar."

"Hayır! Hepsi bu kadar olamaz!" diyerek yanına gittim. Kitabı elinden aldım. Yan sayfa yırtılmıştı. Koruma kalkanıyla ilgili başka bir şey yazmıyordu.

"Başka bir kitap bulmalıyız," dedim.

"Kütüphanede koruma büyüleriyle ilgili başka kitap yok," dedi Chesco. "Bilge Kitap'tan sorguladım. Sadece bunu gösterdi."

"Bu mümkün değil!" dedim. "Burası kocaman bir kütüphane."

"En azından denedik," dedi Raven. "Daha fazla kitap görürsem kusacağım. Çıkalım artık."

"Pes edemeyiz!" dedim. "Anlamıyorsunuz, böyle bir şansım yok. Kim benimle uğraşıyorsa, bir şekilde kalkanı aşmanın yolunu bulmuş. Onu durdurmak zorundayım."

"Ne yapabiliriz ki Sylvia?" dedi Rena.

"Cevabı açık," dedi Raven. Muzipçe sırıttı. "Sol kanattaki kütüphaneye gideceğiz."

"Oraya gitmek yasak," dedi Lovena.

"Neden gitmek istediğimi sanıyorsun?" dedi Raven. Dudaklarını yaladı. "Bakın, siz bilgi istiyorsunuz. Ya da kitap... Ya da koruma kalkanı yapmak... Her neyse. Ben de macera arıyorum. Daha mantıklı bir seçenek olamazdı."

"Mantık bunun neresinde," dedi Lovena köpürerek. "Biraz ciddi olamaz mısın?"

"İşime gelmiyor."

"Aslında Raven haklı," dedi Chesco. Hepimiz ona döndük.

"Öyle mi?" dedi Lovena şaşkınlıkla.

"Öyle miyim?" dedi Raven da şaşkınlıkla.

"Evet öyle," diyerek başını salladı Chesco. Etrafa bakındı ve fısıldayarak konuşmaya başladı. "Aradığımız kitabı bulur bulmaz ayrılırız. Kimse orada olduğumuzu anlamaz bile. Gece 12'de gidelim. O saatte herkes uyumuş olur."

Hepimiz Chesco'nun planını onayladık. Böylece saat 12'de buluşmak üzere ayrıldık.

"GÖLGE" - Magic Serisi I ∞Where stories live. Discover now