İlk Sürgün (Kısım IV)

Start from the beginning
                                    

             Hazine odasının olduğu kata ulaştıklarında kapının önünde bekleyen altı muhafızı geçmek için duvar dibinde durup plan yapmaya başladılar. Altı muhafız, Fraude'nin dönüştürmesiyle bir tür mutasyon geçirmişti; göz kenarlarından uzanan siyah damarlar tüm vücutlarına yayılmış, ten renkleri oldukça beyaz bir hal almıştı. Altından yapılmış büyülü zırhları ve miğferleri kurumuş kan lekeleriyle doluydu. Muhtemelen çoğu iz kendi kanlarından kaynaklıydı. 

             Casey, muhafızlardan dördünü aldı ve planlarını uygulamak için harekete geçtiler. Çömelerek yavaş adımlarla ilerlerken Diana'da hemen arkasındaydı. Belinden iki hançer daha çekti ve değişimli nöbet tutan muhafızların turlarını tamamlamasını bekledi. Duvarın sonuna kadar ilerleyip adım seslerini saydı, oda girişindeki üç muhafızın kalp atışlarını dinledi. Mutasyona uğrayanlar lanetinden eskisi kadar etkilenmiyordu, artık emin olmuştu. Birkaç adımlık mesafeden muhafızların kalp atışlarının düzensizleşmesi gerekirdi normal şartlarda. Üç muhafızdan oluşan grup kapı ağzına ulaşınca, orada bekleyen diğer üç muhafız hareketlendi ve koridora yöneldi. Casey uzaklaşan adım seslerini dinleyip mesafe iyice açılınca açığa çıktı. Göz göze geldiği muhafız duvara dayadığı mızrağını kavrayamadan, sol kolunu uzattı ve Nyx'e zihin bağıyla çıkması emri verdi. Yılan, kolundaki dövmeden ayrılıp ok gibi muhafıza sıçrarken, parmakları arasında tuttuğu iki hançeri fırlattı. Diğer iki muhafız boyunlarına giren hançerlerle çırpındı, Nyx vahşice saldırmaya devam etti. Gövdesini muhafızın boynuna dolamış, sivri dişlerini başına rast gele saplayıp zehrini boşaltmıştı. Son muhafız da acı bir sonla yüz yüze gelip yere yığılınca, zırhından çıkan şıngırtılar diğerlerininki gibi hızla sustu. Uzun koridorun sonunda duran muhafızlar olan bitenden habersiz gibiydi. 

           Casey koridorun içine doğru açılan duvara dayalı kapıları kapattı. Yerde yatan muhafızların boğazlarından hançerlerini çekip aldı. Cansız bedenlerden akan siyah kan yerde gölcük oluşturdu ve botlarının tabanlarına kadar ulaştı. Nyx'in zehriyle felç ettiği ve ısırmaya devam ettiği muhafızsa hala canlıydı; sokulduğu yerlerden ikişer damla kan sızarken, miğferinin açık olan kısımlarından görünen teni şişliklerle doluydu. Yalvarır gözlerle bakarken hırıltılı soluklar alan muhafızı umursamadı Casey. Ucundan siyah kan damlayan hançerin sapını sıkıca kavramış yürürken, ayaklarının dibinde çırpınan muhafızın sağ gözüne fırlattı ve hançer kabzasına kadar göz çukurundan girdi. Kabza kenarları muhafızın elmacık ve kaş kemiğini dahi çatırdatarak kırdı. Casey tekrar eğilip hançeri çekti ve Nyx'e doğru kolunu uzattı. 

          Diana, yerde yatan muhafıza bakarken yutkundu ve titreyen derin bir nefes aldı. Yerde yatan üç muhafız Olympos'luydu. Fraude'nin zorladığı değişim yüzünden ölmüşlerdi şimdi. Başını iki yana salladı ve düşüncelerinden sıyrılmaya çabaladı. Koridorda hızla ilerleyen Casey'ye yetişti ve onun yaptığı gibi süs amacıyla koyulmuş, duvara gömme kemerli oluklardan birine sakladı.  Oluğun içindeki meşalede yanan ateşin sıcaklığını sol kolunun arkasında ve sırtında hissedebiliyordu.  Muhafızların zırhları attıkları her adımda ufak tefek çınlamalar çıkartırken sabırla bekledi ve karşı olukta gizlenen Casey'nin gözlerinden gözlerini ayırmadı. Casey başıyla işaret verince aynı anda oluklardan çıkıp muhafızlara saldırdılar. Kalan son muhafızlar da etkisiz hâle gelince hazine odasının kapısına doğru ilerlediler. 

           Casey, siyah kana bulanmış hançerlerini pantolonunun bacak yanına sürterek temizledi ve bel kılıfına yerleştirdi. Kollarını göğsünde birleştirdi, kapıda ki tuhaf enerjili mührü çözmeye çalışan Diana'yı izlemeye başladı. 

KIZIL TAHTLAR 1: Salgın (GxG)Where stories live. Discover now