0

636 25 109
                                    

  Yine gecenin bir yarısı nişanlısı ile konuşmayı bitirmiş, oda arkadaşını sigara dumanlarıyla uyandırmamak için cama çıkmıştı. Balkona da çıkabilirdi ama hava bunun için fazla soğuktu ona göre, kansızlıktan mıdır bilinmez her daim etrafındaki insanlara nazaran daha fazla üşümüştü. Yazın hala bitmediği düşünüldüğünde, dünyanın düzeninin iyice karıştığı tekrar aklına geldi. Ama neticede bu onun düzeltebileceği bir şey değildi, canını sıkacak bambaşka şeyler hali hazırda vardı.

  Çok ses çıkarmak istemiyordu, oda arkadaşıyla papaz olmak, şu odaklanması gereken zamanlarda istediği en son şey bile değildi. Zaten tam olarak alışamamışlardı birbirlerine, durduk yere gerginlik çıkarmak istemiyordu. Barbaros'u ilk gördüğünde "Joker'e benziyor" diye geçirmişti aklından. Saç tıraşıyla uğraşmak istemediği için üçe vurdurup gelmişti bu yarışmaya, o kadar zor gelirdi görünüşünüyle uğraşmak, rahatına düşkündü. Nasıl uğraşıyor bu saçlarla, diye düşünmeden edememişti. Büyük özgüveniyle katıldığı yarışmanın bölümleri yayımlandıkça, nişanlısı insanların onun hakkında dediklerini anlatıyordu ona, sanki kendisi bakamazmış gibi, o kadar umrunda değildi ki insanlar. Eğer kendini birine sevdirmeye çalışacak olsaydı; yemek yarışmasında değil, moda yarışmasında olurdu.

  Bunları düşünürken, hala dudaklarının arasında duran ve yakılmayı bekleyen sigaranın farkında bile değildi. Kafasını yapacağı yemeklere vermeye çalıştı. MasterChef'ten önce kaptanlığını yaptığı takım hiçbir zaman mağlup gelmemişti. Yenilgiye tahammülü yoktu, mükemmeliyetçi bir yapısı vardı. Zaman zaman etrafındaki insanlar abarttığını söylese de becerebildiği bir şey bulmuşken sımsıkı sarılmalıydı ona. En azından bunun doğru olduğunu düşünüyordu. Burnunun dikine gitmek onu o yapan özelliklerden biriydi kendi nezninde. İki abisi ve üç kuzeniyle, altı erkek olarak büyümüştü Bir de kendi arkadaşları vardı. Hepsi bilirdi ki Serhat'ı ikna etmek çok zordu. Her daim kendince bir mantığı vardı, size öyle bir anlatırdı ki bunu, başta siz bile kendinizin yanlış olduğunu düşünürdünüz ama gece yatmadan aklınıza gelirdi Serhat'ın hangi noktada yanlış olduğu. Gelin görün ki genellikle iş işten geçmiş olurdu. Nişanlısıyla uzun ama yer yer sağlıksız bir hal alan ilişkisi, Amerika'da yaşananlar ve Türkiye'ye dönüşü..  bunların hiçbirini bir hata olarak görmüyordu Serhat. Kabullendiği hatalar ancak ve ancak mutfakta olurdu, usta-çırak ilişkisine saygısı büyüktü.

  Liseden beri katıldığı yemek yarışmalarında yaptığı hataları düşündü; balıkta hiçbir şekilde kılçıkları unutmamalıydı ve bu hatayı bir kere yapmış olsa da tekrar yapmamak için balık anatomisini ezberlemekte bir sakınca görmemişti. Etleri az pişirdiğinde akabilecek olan kan için alabileceği her önlemi almalıydı, bunun için vaktini de iyi kullanmalıydı. Tuile yaparken geciktiği bir dakika bile onu ikinciliğe gönderebilirdi ki dünya hiçbir zaman ikincileri konuşmamıştı, konuşmayacaktı da.

Küçüklükten beri sıkıldığında kafasından kesirler uydurur, onları sadeleştirmeye çalışırdı. Mutfakta kesirler yerine, geçen saniyeleri tutmayı alışkanlık haline getirmişti. Şimdi de tam 347 ile 19'u sadeleştirmeye başlayacaktı ki dudaklarında unuttuğu sigara bir el tarafından çekildi. Düşse, bunu ayırt edebilirdi.

  Kafasını sağına çevirdi, cam kenarındaki yatak boştu. "Yenge ile problem mi var?" diye sordu oda arkadaşı çok fazla düşünmesine fırsat vermeden. Ne zamandır dudaklarında tuttuğunu bilmediği sigarayı dudaklarına yerleştirmiş, çakmağa elini siper ediyordu bukleli saçlarını topuz yapmış adam. Sigaradan çektiği derin nefesin ardından yüzünü buruşturdu ve sigarayı hızla gözlüklü çocuğa uzattı. "Babacım kırk yıl düşünsem, senin sarma içeceğin aklıma gelmezdi." Cevap beklemediğini belli edercesine kendi komodinindeki ilk çekmeceden siyah bir karton çıkardı, son birkaç aydır kimin ne içtiğini paketinden anlayamaz olmuştu Serhat. Gerçi, sigara içtiğini bile bilmiyordu Barbaros'un. En azından kendisi hiç görmemişti. Sigarayı daha fazla bekletmek istemediğinden derince bir nefes çekip, camdan dışarı üfledi. "Artan paramla bu sigarayla öldürdüğüm zamanı satın alıyorum."

Balkon - düzenlemedeWhere stories live. Discover now