Bölüm 60 ☁️ Çıkışa Gel Adamsan

Start from the beginning
                                    

Kendi kendime gülerek odadan çıktım. Babam ve Sefa televizyon izliyorlardı. Feda da mutfakta annemle konuşuyordu.

"Günaydın güzel evimin güzel insanları," diyerek dramatik bir giriş yaptım salona.

"Sana da günaydın bebişim. Aç mısın?"

"Kurt gibi, anne."

"Neredeydin lan dün gece?" Babam televizyondan kafasını kaldırıp bana baktığında dün gecenin aklıma kelmesiyle sırıttım. Ne güzel öpmüştüm he.

"Balın'la oturuyorduk öyle, zaman nasıl geçti anlamadık."

"Balın bizim evdeymiş," annem imayla sırıtarak masaya bir tabak daha eklerken başımı salladım. "Çok yorgundum anne, araba kullanacak halim yoktu. Ben de buraya getirdim. Sahi, o nerede?"

"Uyuyordu mışıl mışıl, kıyamadım uyandırmaya." Dedi annem. Gülerek koridora yöneldim. "Ben kıyarım."

Odamın kapısını yavaşça araladım. Üzerinin açık olup olmadığında baktıktan sonra içeri girdim tamamen ve her an öpme ihtimalim oldığu için kapıyı kapattım.

Benim yastığıma sarılmış, yorganı beline kadar çekmişti. Kızıl saçları yastığımın üzerinde dağılmıştı ve mışıl mışıl uyuyordu.

Onu ilk kez uyurken görmüyordum ama her seferinde kalbim allak bullak oluyordu. Hem de bu kez uyuduğu yatak benimdi... Bu çok garip bir histi. Onu yatağımda görmek çok hoşuma gitmişti.

  Yatağa oturup yüzüne gelen saçlarını geriye attım yavaşça. Eğilip yanağını öptüm.

"Balın, hadi uyan güzelim."

Kıpırdamadı bile. Ayı gibi uyuyordu resmen. Sessizce gülüp daha çok eğildim ve dudaklarından öptüm. Bu da çok hoşuma gitmeye başlamıştı he, Meray'ı birkaç saat öpemeyince kafayı yiyen Feda'yla dalga geçmeyecektim artık. Muhtemel sonum onun gibi olacaktı çünkü.

Dudaklarını araladığında gülümseyip daha çok öptüm. Hafifçe kıpırdadı, yastığıma sarılmış küçük eli göğsüme yaslandı.

Uyandığını anlayınca istemeye istemeye geri çekildim.

Gözleri şaşkın bir halde bana bakıyordu. Şirince sırıttım. "Günaydın."

"Günaydın," diyerek yastığımdan ayrıldı ve tek gözünü ovuşturdu. "Sabah sabah, bu nasıl uyandırmak lan? İyice alıştın buna, döverim seni."

"Uğraştım, seslendim uyanmadın. Ben de bunu deneyeyim dedim. İşe yaradı bak."

Yalandan kim ölmüş?

"Salak, kalp krizi geçireceğim şimdi. Hem ailenin evindeydiz, Deniz Abla görse yerin dibine girerim." Söylenerek beni ittirdi ve yatakta oturur pozisyona geldi.

"Bir şey olmaz," sırıtarak ayağa kalktım. "Çabuk kalk hadi, annem yemeğe bekliyor."

"Saat kaç?" Hızla yataktan çıkıp gerinirken, ben hayatım boyunca görüp görebileceğim en güzel şeyi izliyordum. Siyah tişörtüm ona kocaman gelmişti, baldırlarına kadar uzanıyordu. Eşofman zaten olaydı, ayak bileği lastikli olmasına rağmen ayaklarına dolanıyordu. Belini o kadar çok bağlamıştı ki ipleri dizlerine dek uzanıyordu. Omuzlarından dökülen kırmızımsı turuncu saçları... Resmen manzaraydı.

Onun bu haline dayanamayıp gülerek sarıldım. "Çok güzelsin," diye mırıldandım. Zayıf kolları belime dolandı. "Sen daha güzelsin." Dedi.

Biraz öyle kaldıktan sonra ayrıldı ve gülümseyerek kapıyı gösterdi. "Hadi çık da üzerimi değiştireyim."

"Hayır, lütfen böyle kal. Seni böyle görmek hoşuma gitti. Benden bir parça gibisin." Dediğimde Balın utanarak gözlerini kaçırdı.

Eleysa☁️ (Tamamlandı)Where stories live. Discover now