Bölüm 9

26.2K 1.4K 47
                                    


      Anka olanları uyuşuk kafa ile çok fazla idrak edemiyordu. Ama anladığı tek şey evinde yabancı bir adam ile bir hafta kalmak zorunda olmasıydı. Sabah karargaha gittiği gibi Yekta abisiyle bu konuyu enine boyuna konuşmak olacaktı. Yemek işinin bittiğini göstermek istercesine ayağı kalktı. Yine sendeledi ama kendini topladı. O ayağa kalkınca timdekiler onu taklit edip hazır ol pozisyonuna geçtiler.

" Sakin çocuklar siz takılın. Bu akşamlık benden bu kadar" Tezgaha doğru giderek. Konuşmaya gerek kalmadan kartı uzattı Necati abisine. Biliyordu ki o buradayken kimseye hesap ödettirmezdi. Fakat yeni komutan yanında bitmişti. O tezgaha dayanmış duruyordu. Adamın elinden kartı alıp ona uzattı.

"Benim için burada olduğunuza göre hesaplar benden" Cüzdanına uzanarak. Anka sertçe elini tuttu.

"Burada senin paran geçmez yeni komutan" Kartı yeniden Necati abisine uzattı. Alp aynı şeyi tekrarladı.

"Komutan olan benim ve ben ödeyeceğim dedim". Uyuşuk kafa ile

"Yeni komutan sana burada paran geçmez dedim." Sertçe kartı tezgahın üzerine bırakınca, bu gerginliği fark edenler o tarafa bakmaya başladılar. Yekta yine işi ele alma vaktinin geldiğini anladı. Bu tartışmada kazanan tarafın Anka olacağını daha önceki hesap ödemelerinden bildiği için, Alp'in koluna girip uzaklaştırdı onu.

"Burada kimseye para ödettirmez. Hiç boşuna uğraşma. Şöyle düşün ben bile henüz burada bir kuruş ödeyemedim. O yüzden bırak evlat." Alp şaşkınlıkla ayakta durmakta zorlanan dik başlı kadına bakıyordu.

"Alışırsın evlat. Biz alıştık sen de alışırsın" Sırtına vurarak. "Hadi sen de onunla git. Hem arabayı sen kullanırsın."

" Nasıl yani bu halde arabamı kullanıyor."

"Ah be evlat bu güne kadar emirlerimin işlemediği tek kişiye bakıyorsun. Evi yakın olduğu için sesimi çıkarmıyorum. Bir kaç kere ekiplerle yolunu kestirdim ama o bile işe yaramadı. Bak uyarayım seni, eğer diretirse aracı kullanmak için sesini çıkarma. Çünkü içinden çıkan o deli ile uğraşmak istemezsin."

Alp içinde kocaman bir "yuh" diye bağırdı. Neydi bu kadın böyle ki herkesi bu kadar korkutmayı başarmıştı. Artık onunla uğraşmak daha bir önemli oldu onun için. İçinden ipleri eline almak için büyük bir istek geçiyordu. Araba mevzunu çözmekle başlayacaktı. İtiraz ettiği zaman onu kelepçelemeyi bile geçirmişti aklından. Birlikte şaşkın bakışlar altında dışarı çıktılar. Alp soğuk havanın etkisi ile paltosuna iyice sinerken, yanındaki kadın montunu elinde tutmaya devam ediyordu. Ağzından çıkan soğuk dumanlar umurunda bile değildi. Ki burası Hakkari'ydi. Soğuğu bıçak kadar keskindi. Ama üzerindeki incecik gömlek ona kafi geliyormuş gibiydi. Bu kadın onu şaşırtmalara doymuyordu. Az önce ayakta sendeleyen o değilmiş gibi, şimdi çivi gibiydi.

"Araba nerede?" Konuşmak yerine başı ile işaret etti. Gördüğü araba tıpkı kendi gibi sert bir modeldi. WRANGLER RUBICON 2.8 CRD 4*4 OFF ROAD modeliydi. Araba tutkunu olduğu için bu modeli çok seviyordu. Bu kadın araba işinden iyi anlıyordu. Araba kullanmayı seviyordu ama bu makineyi kullanmak için müthiş bir istek duyuyordu. Fakat Yekta komutanın söylediği doğru ise bunu kullanmasına izin vermeyecekti. O bu düşüncelere dalmışken Anka arabanın yolcu tarafına geçmişti. Yavaş adımlarla ilerledi ona doğru. Cebinden çıkardığı anahtarı ona doğru fırlattı. Şaşkınlıkla tuttuğu anahtarlara bakıyordu. Aracın modelinin yazılı olduğu bir anahtarlıktı. Yani teslim aldığında verilen aksesuarı tutuyordu elinde. Heyecanla sürücü koltuğuna yerleşti. Koltuğu ayarlamasına gerek yoktu. Çünkü hemen hemen aynı boydaydılar. Aynaları hafif oynattıktan sonra,

"Yolu tarif et bakalım" derken, Anka navigasyondan adresi girip arkasına yaslandı gözlerini kapatarak. Sırf konuşmamak için bunu yaptığını düşündü Alp. O da bayılmıyordu onunla konuşmaya. Komutanı emir verdiği için onunla aynı evi paylaşmayı kabul etti. Adrese geldiklerinde gözlerini açıp hiç kibar olmayan bir şekilde inip kapıyı sertçe kapattı. "Ya sabır " diye içinden geçirerek o da indi araçtan ve takip etti . Tek katlı bahçeli bir evdi burası. Sessizliklerini koruyarak içeri girdiler. Hemen kapının girişinde olan konsolun üzerine kemerinden çıkarttığı silahı bıraktı. Belinde olan silahın emniyetini açarak diğerinin yanına koyması dikkatinden kaçmadı. Bu kadın hiç misafirperver değildi. Kapının girişinde elindeki valizle dikiliyordu. O ise çoktan mutfak olduğunu tahmin ettiği yere doğru gitti. Alp ne yapacağını düşünürken içeriden ona seslendi.

"Rahat ol" dedi sadece. Ayakkabılarını bir kenara çıkarıp bıraktı. Salona doğru yürüdü. Etrafı incelemeye koyuldu. Çok temiz olmayan bir eve bakıyordu. Sade bir koltuk takımı vardı. Ortada üzeri bardak dolu olan bir sehpa! En son ne zaman temizlik yaptığını merak etmekten kendini alamadı. Valizini bir kenara bıraktı. Sesin geldiği tarafa giderken karşılaştılar. Salona gelince cama yöneldi. Kalın perdeleri çekmeden önce etrafı kolaçan etti. Diğer cama yöneldi. Önce bir baktı, sonra daha dikkatli bakmaya başlayınca bir terslik olduğunu hemen anladı.

" Bir problem mi var?" Eliyle sus işareti yaptı ona ve hemen perdeyi çekip konsolun üzerine emniyetini açık bıraktığı silahına yöneldi. Arkasından gidip,

"Ne oluyor?"

"Çıktığımızdan beri takip ediliyorduk. Şimdi buradalar." Telsize uzanınca elini tuttu Alp.

"Bekle, emin misin" Kaşlarını öfkeyle birleştirdi. 


@AsenaKutsal7 Bu bölüm sana gelsin. Anka'nın diğer hikayesinde buluşalım mı? 


ANKA (Satışta)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin