Fikret Yıldırım gözlerini benden çekti ve yarım kalan cümlesini tamamladı.

"Ama savaşı başkasına açarım ve asla kurallarına göre oynamam. Üzerim. Hem de çok üzerim."

Bana savaş açmaktan bahsediyordu. Ürperdim.

"Kime savaş açmak istiyorsan aç. Umurumda bile değilsin. Böyle karşıma geçip beni karımla tehdit edeceğine, yiyorsa icraata geç. Yiyorsa karımı al götür! Yiyorsa karımın, kızımın kılına zarar ver." Bu kez Melih Fikret Yıldırıma doğru bir adım attı. "Götün yiyorsa yaparsın. O zaman ben sana savaş nasıl oluyormuş sike sike gösteririm!"

"Melih gerçeklerle yüzleş! Ahu'yu bana karşı korumanı anlıyorum. Anlamadığım şey onu karın olarak sahiplenmen! Gerçekleri öğrendin ve o her şeyden önce senin kuzenin. Siz evli kalamazsınız." Ellerini iki yana açtı. "Sizin en başta evlenmeniz yanlış! Bu yanlıştan dönmek için boşanmanız gerekiyor. Herkes, bütün yer altı camiası Ahu'nun benim kızım olduğunu öğrendi. Şimdi Ahu yüzünden benim düşmanlarımla da baş etmek zorunda kalacaksın! Benim tek derdim sensin! Sen..!"

"Şu haline bak!" diye bağırdı Melih. "Geçmiş karşıma zırvalıyorsun. Ulan bütün bunlar senin yüzünden olmadı mı? Kendini öldü gösterdiğin için ben bu yer altı camiasına girmedim mi? Gelmişsin beni düşünüyor ayakları yapıyorsun. Düşünme ulan! Ne beni düşün ne de Ahu'yu!" işaret parmağını havaya kaldırıp salladı. "Tek bir kez söyleyeceğim. Bir daha tekrarlamayacağım iyi dinle!"

İkisinin arasında gerilen enerjiyi arabanın içinde olmama rağmen hissediyordum.

"Ben Ahu'dan asla boşanmayacağım. Değil sen feriştahı gelse Ahu'yu benden ayıramaz. Yok, senin kızınmış, yok siz kuzensiniz zırvalıklarını geçeceksin. Tek bir gerçek var. Ahu benim karım. Bitti."

Birden kar atıştırmaya başladı. Küçük kar taneleri Melih ve Fikret Yıldırımın saçlarına, omuzlarına düştü.

"Ahu benim yanımda olmalı. Ona baktıkça Canan'ı hatırlıyorum. O Canan'dan izler taşıyor. Benim yanımda olmalı benimle yaşamalı."

"Kendini ölü gösterip saklanacağına, Canan Hanımın senin kızına hamile olduğunu anlasaydın. Gücünün nasıl çok olduğunu bilmeyen yoktu. Bu imkânı birkaç adam bulup maske takarak kullanacağına, senden saklanan gerçekleri bulmak için kullansaydın. Sen hiçbir şeyi hak etmiyorsun."arkasını döndü ve arabaya doğru yürüdü.

"Melih..." diye seslendi.

Melih durmadı yürümeye devam etti.

"Sen bana istediğin kadar sırtını dön Melih Kılıçaslan. Ben sana asla sırtımı dönmeyeceğim. Baktığın her yerde yanında olacağım. Arkanı kollayacağım."

Melih arabanın kapısını açtı içine geçmeden önce Fikret Yıldırım bir kez daha konuştu.

"Ama günah benden gitti aslanım. Yapacağım hamlelere hazırlıklı ol!"

Melih sürücü koltuğuna oturdu. Emniyet kemerini taktı ve arabayı çalıştırmadan önce eliyle yanağımı okşadı. Önünde döndü arabayı çalıştırdı ve Fikret Yıldırımın yanından geçip gitti.

BUZ YANIĞIWhere stories live. Discover now