24. Bölüm

966 120 58
                                    

Gözlerim alev alev yanarken açmaya çalıştım. Alnımda soğukluk vardı. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bedenim tamamıyla halsizdi. Hareket etmek imkansız gibiydi. Vücudum beni alevlerin içine atmışlar gibi yanıyordu. Fakat tam tersine ellerim ve ayaklarım buzlu suya daldırmışlar gibi üşüyordu.

Son olanlar geldi gözümün önüne. Galiba alnıma o soğuk şeyi koyan kişi Jimin'di.

Gözlerimi açmadım. Onun bana karşı olan duygularından emin olmasam da benimle ilgileniyordu ve hoşuma gidiyordu. Sonuçta ona sırılsıklam aşıktım. Anın tadını çıkartıyordum.

Alnımdaki bezi alıp tekrardan suya koyduğunu hissettim. Sonra elini yanağıma koydu, başparmağıyla okşadı.

Şu anda vücudumu saran ateş hastalıktan mıydı? Yoksa Jimin yüzünden miydi?

Yavaşça bana eğildiğini hissettiğimde nefesimi tuttum. Neredeyse hasta olduğuma şükredecektim. Bana yakın olması inanılmaz hoşuma gidiyordu. Ama keşke duygularına da güvenseydim.

Sürekli hayalkırıklığına uğratmasaydı güvendirdim.

Dudakları aniden alnımla buluştuğunda gerildim. Yumuşacık dudakları beni öpüyordu.

Harika.

Geri çekildi. Ama çok gitmemişti. Nefesini hala hissedebiliyordum.

"Uyandın mı Roseanne?"

Sorduğu soruyla birlikte yavaşça gözlerimi açtım. Fark ettiği için utanmıştım. Ama utanmamış gibi yapacaktım.

Düne kadar Yoori'yleydi sonuçta. Güçlü görünmeliydim.

Onun gözlerine bakıp nefesimi sakin tutmaya çalıştım. "Sen neden gitmedin?"

Kaşlarını kaldırıp bana merakla baktı. "Rosè burası benim de evim. Ayrıca sen de varsın niye gideyim?"

Gözlerimi ondan çekip duvara odaklandım. "Yoori çok beklemiştir seni. Keşke diğer evine gitseydin."

Nefesini bıkkınca verdi. Ardından yutkunup bana iyice yaklaştı. "Rosè anlamıyorsun. O benim umrumda değil."

Hadi ama yine gözlerim doluyordu.

"Jimin sizi sarılırken yakaladım. Nasıl umrunda değil?"

Dudağımı ısırıp gözlerimi iyice kaçırdım. Gerçekten ağlamak istemiyordum.

"Yoori geldi. İnstagram'da paylaştığım şeyi görmüş. Bir anda sarıldı. Tam o sırada sen geldin."

Yoori orayı biliyordu.

O zaman daha önce yalnız gelmişlerdi.

Kendimi tutmaya çalıştım. "Ben de inandım."

Geri çekilip bana baktı. "Onunla birlikte orada kaldığımı düşünüyorsun değil mi?"

Boğazımda bir düğüm oluştu. Başka yöne bakmaya devam ettim. Konuşursam kendimi tutamayacaktım çünkü.

"Onunla kalmadım Rosè. Gerçekten dediğim gibi oldu. Yemin ederim."

Dayanamayıp ağlamaya başladığımda doğruldum ve sinirle onun gözlerine baktım. "Ama hala ona karşı bir şeyler hissediyorsun. Hadi sevmiyorum yemin ederim desene!"

Yutkunup bana baktı. "Sevmiyorum, yemin ederim"

Kaşlarım yavaşça kalkarken gözlerim kocaman açıldı. "Ne?"

Başını salladı. "Hayatımda" derin nefes alıp göğsünü gösterdi. "Kalbimde sadece sen varsın."

"Nasıl?"

Yoori'ye karşı bir şeyler hissetmemesini ilk defa bu kadar net bir şekilde söylemesi beni fazlasıyla şaşırmıştı. Sehpanın üzerindeki telefonuna uzanıp kilidini açtı.

"Bak"

Bana doğrulttuğu telefonuna baktım.

Lisa'nın çektiği video

Lisa ona mı yollamıştı?

"Haklıymışsın. Gerçekten aldatıyormuş."

Jimin'e baktım. Donuk bir ifadeyle telefona bakıyordu. Şaşkınlıkla konuştum. "Bunu kim gönderdi?"

Nefesini verip "Dün Lisa gönderdi. Sonra da biraz kızdı tabi... Namjoon ona söylemiş galiba." dedi.

Yutkunup telefonu ona uzattım. Telefonu eski yerine koyup bana döndü.

Bir dakika

Yoori artık hayatımızda olmayacaktı!

"Rosè"

Jimin'in adımı söylemesiyle ona baktım. Bana iyice yaklaştı. İlk defa onu bu kadar yakın hissediyordum. Evlenirken beni öpmesi bile bu kadar yakın hissettirmemişti. Yanımda olmasına rağmen çok uzaktaymış gibi hissediyordum. Ama şimdi çok daha farklıydı.

Elini yanağıma koyarak okşadı. "Seni seviyorum"

Nefes alışverişlerim hızlanırken alnını alnıma dayadı. "Affet beni nolur."

Göğsüm yaşadığım duygu karmaşasından inip kalkarken konuştum. "Peki şimdi ne olacak?"

Geri çekilip yüzümü inceledi. "Sonsuza dek birlikte olacağız"

Dudaklarını burnuma değdirdi. Kokusu içimi titretirken derin bir nefes aldı ve onu sakinlikle verdi. Ardından hızla geri çekildi.

"Bu kadar yakın olmamalıyız. Kesinlikle bana iyi gelmiyorsun."

Kaşlarımı hüzünle ve şaşkınlıkla kalkarken Jimin bana bakıp tekrar konuştu.

"Beni öldürmeye çalışıyorsun! Bu yasal değil."

Gülümsedim. En başından beri hayal ettiğim buydu.

Aramızda hiçbir engel kalmaması

....

Selamm

Birkaç gündür yazamadım çünkü yoğunum. Dersler beni boğuyor artıkk

Herneyse umarım beğenmişsinizdir

Bu arada gerçekten finale az kaldı

💙

Beautiful Nightmare°Jirosé Where stories live. Discover now