20. Bölüm

921 122 169
                                    

"Dalgom!"

Parmağımı şıklatarak ona sevinçle bağırdım. Koca yeşil bahçede koşuşturuyordu. Bahar yavaş yavaş güzelliklerini gösterirken Bayan Park bahçeyi düzenlemeye karar vermişti. Bu yüzden çoğu zamanımı bahçede geçirmeye başlamıştım.

"Rosè!"

Bir anda duyduğum sesle kalp atışlarım hızlandı. Onu düşününce, sesini duyunca aklıma attığı son mesaj geliyordu.

Bana doğru yaklaştığını hissetmemle iyice gerildim. Bu anları yaşamak isteyen ben değil miydim? Evet bendim ama şu an çok garip geliyordu. Sonuçta hala Yoori'ye beslediği hisler vardı. Bu gerçekten canımı sıkıyordu.

Yanıma oturduğunda sırtımı sandalyeye yasladım ve dudağımı dişledim. Baş başa kalmak çok gerici bir hal almaya başlamıştı.

"Bir sorun mu var?"

Sorduğu ani soruyla ona döndüm. "Hayır."

"Soğuk davranıyorsun da"

Sahte bir şekilde gülümsedim "Sana öyle gelmiştir."

Nefesimi bıkkınca verip Dalgom'u izlemeye devam ettim. Jimin, ne zaman benimle böyle flörtöz bir şekile konuşsa aklıma direk Yoori geliyordu. Elime fırsat geçse Yoori'yi bir çırpıda yok ederdim.

Jimin ile oynuyordu, oynamasa sesimi çıkarmazdım...

Canım meyve suyu çektiğinde üstümdeki fuları sağ tarafıma koyup ayağa kalktım. Fakat kalkmamla oturmam bir olmuştu.

Jimin'in

Kucağına

Gözlerim kocaman açılırken ellerini belime sardı ve beni kendine iyice bastırdı. "Benden uzaklaşma"

Kalbim göğüs kafesimi delmek istermişcesine atarken bir anda gelen cesaret ile elimi onun göğsüne koydum ve gözlerimi kısarak ona baktım.

"Uzaklaştırma"

Vücut ısım iyice artıyordu çünkü inanılmaz bir cesaret patlaması yaşıyordum. Aynı zamanda utanıyordum da fakat bu beni engelleyemiyordu.

Gözleri dudaklarıma kenetlendiğinde elimi onun dudaklarına bastırdım ve yapmak istediği şeyin önünü kestim.

"Şu an olmaz"

Yoori'ye beslediği hisler tamamen bitene ve benden tamamen emin olana kadar onun istediğini almasına izin vermeyecektim.

Jimin derin nefes aldı "Nedenmiş o?"

Elimi onun dudaklarından çekerek göğsüne yerleştirdim. "Çünkü izin vermiyorum"

Kalp atışlarım Jimin'in bile duyacağı bir seviyeye ulaşmışken konuyu değiştirmek istedim. Ayrıca Jimin'in bacaklarında da hiç rahat değildim.

"Yoori seni aldatıyor."

Dediğim şeyle ellerini belimden çekmiş ve göğsünde bağlamıştı. "Onunla şu an sevgili değiliz. Ama beni aldatmadı."

Nefesimi bıkkınca verdim. "Ona hala aşıksın değil mi?"

Nefesini verip bakışlarını başka yere odaklandı. "Hadi ama doğruyu söyle."

Gözlerimin en içine bakıp konuştu. "Rosè ben...-"

"Rosè?"

Bir anda duyduğum sesle ayağa kalkarak kendimi silkeledim. Jimin de aynı şekilde yapmıştı. Bahçenin girişine baktığım anda gördüğüm kişiyle dudaklarım mutlulukla kıvrıldı.

"Namjoon!"

Az önce hiçbir şey olmamış gibi Jimin'in yanından koşarak Namjoon'un yanına geldim ve kollarımı direk boynuna doladım.

"Çok özlemişim"

Kulağıma fısıldadıktan sonra geri çekilerek onun gözlerine baktım. "Ben de."

Derin bir nefes alarak Jimin'e baktı. "Evlenmişsin"

Dudağımı dişleyerek ona mahcupça baktım. "Evet ama çok ani oldu. Keşke sende gelseydin"

Ellerimden tutarak bana gülümsemesini sundu. "Keşke..."

"Rosè bu kim?"

Jimin'in sinirli ses tonunu duymamla birlikte ona baktım. Kaşları da çatılmıştı. Yutkunarak konuştum.

"Arkadaşım."

Namjoon elimi sıkarak gülümsedi. "Biz çok yakınızdır. Birbirimizi de çok severiz."

Ben de onun gibi gülümsedim ve gamzesine minik bir öpücük kondurdum. Yıllardır çok yakın arkadaşımdı. Aramızdan su sızmazdı ve beni annemden daha iyi tanırdı.

Bir yıl önce Amerika'ya taşınmıştı ve aon zamanlarda fazla yoğundu. Ona iki ay önce annemin böyle bir planı olduğunu söylemiştim fakat ondan sonra işlerden dolayı pek görüşememiştik. Bu yüzden daha yeni öğreniyordu.

Ona bakıp "Gel seni içeridekilerle tanıştırayım" dedim. Gülümseyerek başını salladı.

Bir anda Jimin elini Namjoon'un göğsüne koyup onu durdurdu ve konuştu. "Sen git. Ben onunla bir şey konuşacağım."

Jimin'in ani çıkışı beni şaşırtmıştı. Namjoon başını sallayarak eve doğru yürümeye başladığında Jimin yüzüme iyice yaklaştı ve kaşlarını çattı.

Kolumdan tutarak "Rosè sana evliliğimizin başında ne dediğimi unutma. Evliliğimiz boyunca benim dışımda hiçbir erkekle görüşmeni istemiyorum." dedi.

Söylediği şeyle birlikte duraksadım. Kıskanmış mıydı?

Derin bir nefes aldım ve biraz sert bir ses tonuyla konuştum.

"Senin başka kızlarla görüşme hakkın var da benim yok mu?"

Tuttuğu kolumu hızla çekerek konuştum.

"Bana her şeyi yapabilirsin, ama kısıtlayamazsın Park Jimin."

...

İçime pek sinmeyen bir bölümle hepinize merhaba

20. Bölüme geldiik. Sizce kaç bölüm daha devam etmeliyim.

Ig hesabımdan spoi'ler paylaşmayı düşünüyorum beni takip etmek istersiniz belki

Yalnız bana takip isteği yolladıktan sonra bana 'ben watty'denim' diye mesaj atarsanız çok güzel olur çünkü normalde istekleri kabul etmiyorum.

Ig: Oceanqua

Bir dahaki bölümde görüşmek üzeree

Beautiful Nightmare°Jirosé Where stories live. Discover now