7. Bölüm-Izdırap Veren

530 46 43
                                    

Kayran'da ikinci günümü başlatan ve beni derin uykumdan uyandıran şey o sabah bir çift elin kolumu hafifçe sarsması olmuştu. Kulaklarıma dolan usulca fısıltı sesleri vücudumda hissettiğim hafifçe sarsıntıyı haince destekliyor ve beni uykunun sıcak kollarından uyanmanın ve yeni bir günün hain ellerine teslim ediyordu. Gerçi buraya gönderildiğimden beridir uykumda ne kadar rahattım tartışılırdı fakat en azından ortamdan uzaklaşmamı sağlayan bir araçtı. 

''Hey, Cherry... Uyan.'' Her şeye rağmen uykunun sıcak kollarında kalmak için tüm gücümle dirensem de bir süre sonra sarsıntılara ve fısıltılara dayanamadım ve bu ufak çaplı savaşı kaybederek hafifçe gözlerimi araladım. Kirpiklerimin arasından beni uyandıran kişiyi tanımaya çalıştım, çok sürmeden anlamıştım. Newt... Hafifçe kaşlarımı çattım. Gözlerimi tamamen açmak istiyordum fakat yüzüme vuran hafif loş, günün ilk ışınları gözlerimi kısmama sebep oluyordu. Uyandığımı anlayan Newt kalkmam için üstümden doğruldu. ''Şişşt, çaylak. Chuckie'yi uyandırmak istemeyiz, değil mi? Hadi, kalk. Sana bir şey göstermem gerek.''

Işığa alışından göz kapaklarımı biraz daha yukarıya araladım. Artık yanımdaki sarı saçlı çocuğu tamamen seçebiliyordum. Şaşırmıştım. Ama korkmuyordum. Bunun haricinde neden beni uyandırdığını ve benden ne isteyip ne yapacağımı merak ediyordum. Başımı aşağı yukarı fafifçe salladım ve yerimden kalkmak için doğrulmaya çalıştım. Hissetiğim acıyla yüzümü buruşturdum. Her yerim ağrıyordu. Dünün yoğun temposunun sonucu olmalıydı. Doğrulmama Newt eliyle omzumu tutarak yardım etti. Yorgunca kafamı dışarıya doğru çevirdim. Sabahın erken saatleri olmalıydı. Öyle ki dün uyandığım saatten de erken... Dışarısı hala karanlıklıktı, gün az sonra aydınlığa kavuşacakmış gibi duruyordu. İçimdeki merak duygusu tekrar uyanmıştı. Bu erken saatte beni ne için kaldırmıştı? Soran gözlerle Newt'e döndüm. ''Ne oldu?'' diye sordum merakla.

''Herkes uyanmadan sana bir şey göstermem lazım.'' dedi. ''Hadi, kalk.'' Başımı onaylarcasına salladım, tabiki de açıklama yapmasını beklemek saçmalık olurdu. Newt elimi tutarak kalkmama yardım etti. Güçlüydü. Tek bir hamleyle ayaktaydım. 

Uykum çoktan açılmıştı. Onu takip etmeye hazırdım. Belki de biraz olsun şüphelenmem gerekiyordu, sonuçta geleli daha 2 gün olmuştu. Ama Newt'e nedense güveniyordum, o yüzden endişe etmiyordum. Ayakkabılarımı giyerken ''Peki nereye gidiyoruz?'' diye sordum. ''Sadece beni takip et.'' cevabını almam somurtmama neden olmuştu. 

Barakadan çıkıp avlunun taş zeminine geldiğimizde Newt batıdaki duvara doğru yürümeye başladı. Gittiği yön ve yer kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu fakat ona uyup peşinden gittim.

Etraf loştu. Önümüzdeki engelleri karanlık gölgeler olarak görebiliyorduk. Newt, önümüzdeki gökdelen duvarın önünde durdu. Ona uydum. Çevremizde yanıp sönen kırmızı ışıklar etrafımızdaydılar. Newt sarmaşıkların birkaç adım önünde duruyordu. ''Oranın içinde ne var? Yani tam olarak ne var? Yani...'' kendimi doğru bir biçimde açıklamak için çabalıyordum. ''Izdırap Veren dediğiniz şey... Tam olarak ne yapıyor?'' 

Newt bana dönmedi. Bütün dikkatini ve bakışlarını sarmaşık kaplı devasa duvara dikmişti. ''Bilmen gerektiğinde öğreneceksin, çaylak.'' Aniden önüne geçip o boş duvarla arasına mesafe koydum. ''Beni saçma sapan bir yere getirip hiçbir sorumu cevaplamamak biraz aptalca.'' dedim hafif öfkeli sesimle. Kollarımı göğsümde kavuşturup kaşlarımı çatmıştım. ''Ayrıca adımı kullanmamanda aptalca. Adımın ne olduğunu biliyorsun. Bu... bu hayatımla ilgili hatırlayabildiğim ve sahip olduğum tek şey. Ve bunun kullanılmasını istiyorum. Ardımdan ufak bir saniyeliğine duraksadım. ''Çıkıntı''  dedim elimden geldiğince iğneli bir ifadeyle. Buradaki çocuklar bu kelimeyi çok kullanıyordu. Argo veya hakaret edici bir cümle olmalıydı. İstemsiz bir şekilde kullanmak istemiştim. Bu kendimi kısa bir süreliğine buraya aitmişim gibi hissettirmişti. 

ℬℰ𝒞𝒜𝒰𝒮ℰ ℐ'ℳ ℋ𝒰ℳ𝒜𝒩\ Newt Fanfic.- Newt İle Hayal EtWhere stories live. Discover now