1.9

59K 4.2K 1.6K
                                    

Merhaba,

Bir küçücük fıçıcık içi dolu turşucuk bir bölüm oldu... Bölümün sonunda bilmeceyi çözeceksiniz sjsjsj

Keyifli okumalar diliyorum.

Bölümü yayımlayıp uyumaya gidiyorum. (Oğuz Kağan'ın söylemiyle "Nenni olmaya gidiyorum.")

🐣

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🐣

Elif beni omzumdan itekleyerek hızla yanımdan uzaklaşırken geriye doğru sertçe sendeledim. Bileğimi masanın köşesine çarpmış ve sivri kısım kemiğime denk geldiğinden canım yanmıştı.

"Maral!" Cesur'un sert ve bir o kadar da telaşlı sesiyle kızaran ve derisi kalkan bileğimdeki acı dolu bakışlarımı birkaç adım ötemdeki bedenine çevirdim.

Uzun bacaklarının avantajıyla iki adımda yanıma gelerek bileğimi nazikçe kavradı ve kızaran yeri çatık kaşlarıyla, sert bir ifade kazanan yüzüyle inceledi. "Neden itti seni?" dedi gözlerindeki koyuluk artarken.

Bileğimi yavaşça kendime çekmek istedim ancak müsaade etmedi. "Egosunu sarstım biraz," dedim alay dolu bir sesle.

"Eczaneye gidelim." dedi dikkatli bakışlarını bir an olsun bileğimden ayırmadan.

"Ufak bir sıyrık," dedim sıkıntıyla. "Abartılacak bir yanı yok."

Uçları sivriltilmiş bir ok gibi keskin bakışlarını gözlerime çıkardı. "Sağ bileğin Maral. Yazı yazmana engel olur. Ufak bir sıyrık da değil ayrıca. Canın biraz tatlı olsun kızım!"

Sıyrık ufak sayılmazdı. Masanın köşesindeki ahşap kaplamanın bir kısmı sökülmüş olduğundan ince kabuk kısmı derimi kaldırmış ve kanatmıştı. Ayrıca o kısım hem acıyor hem de yanıyordu.

"Evde annem bir şeyler sarar." dedim geçiştirerek. "Biz de gidelim artık. Epey çalıştık." koltuktan çantamı alacağım vakit omzumun üzerinden uzanan koluyla benden önce davranarak çantamın kulpundan tutup aldı.

"Çantaları bana bırak," deyip masadan şiir kitabını aldı.

"Kolum kopmuş gibi davranmayı bırakır mısın?" deyip çantamı almak istedim. Kaşlarını çatarak her iki çantayı da tek eliyle tutup benden uzaklaştırdı.

"Maral beni sinirlendiriyorsun. Düş önüme, çıkalım şuradan." dedi sinirli bir ifadeyle.

İkiletmeden onun büyük adımlarına yetişmeye çalıştım. Dışarı çıkmadan montlarımızı giymiştik. Motosikletin bagajına çantaları koyup kilitledi.

Elimden tuttuğunda şaşkınca onun büyük avcunun içinde kaybolan elime bakakaldım. "Şurada eczane var," dediğinde transtan çıkarak işaret ettiği yere baktım. Yolun karşısındaki eczaneyi gösteriyordu.

MARAL VE CESUR | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin