BÖLÜM 20

89 73 12
                                    


                                                                                        ~25.04.1994~


Üşüyerek uyandım. Ayaklarımı hissetmiyordum. Ama sinirim hala geçmemişti. Teknem kurumuş mu diye bakmaya gittim. Kurumuştu. Yola çıkmadan önce biraz karnımı doyurmak için ormandan muz aldım ve yemeye başladım. Kendimi az da olsa korumak için bambuların uçlarını sivrileştirip yanıma aldım. Artık yola çıkmaya hazırdım. Salihler de büyülerini yapmış kaplara dolduruyorlardı. O sırada Salih ormana doğru gelmeye başladı. Kalabalıktan biraz uzaklaştıktan sonra bir mızrağı Salih e doğru attım. Koluna denk geldi. Bağırmaya başladı. Hemen oradan uzaklaşıp tekneme atladım. İlk başta dengede duramadım. Ama bir süre sonra alıştım. Motor olmadığı için çok yavaş gidiyordum. Minik bir dalga gelse hemen devrilecekti. Bir süre yol aldıktan sonra ateş canavarı beni fark etti ve ateş topu atmaya başladı. Teknem minik olduğu için toplardan kolayca kaçabiliyordum. Mızraklarımı da son ana saklıyordum. Ateş canavarını gören Salih ve halk benim yola çıktığımı fark ettiler. Nasıl olsa gemileri yok diye onlara aldırmıyordum ama yaptıkları büyü sayesinde koskoca bir gemi adanın kıyısında belirdi. Korkmaya başladım. Aklıma babamın günlüğü geldi. Belki yararlı bir şey vardır deyip okumaya başladım. Bir süre göz gezdirdikten sonra bir sayfa buldum. Sayfada şöyle yazıyordu. 


                                                                          ~09.12.1993~


 Bugün derste büyü bozmayla ilgili şeyler gördük. İstediğimiz her büyüyü potatos pistrago diyerek bozabiliyorduk. Çok garip ve bir o kadar da güzeldi. Ama kötü niyetli kişilerin eline geçerse çok kötü şeyler olabilirdi. 


Devamı da vardı ama okumaya gerek duymadım. Hemen gemiye doğru  potatos pistrago diye bağırdım. Geminin içine binmiş olanların hepsi denizi boyladı. Bir yandan da ateş canavarı bana ateş topu atıyordu. Aslında benim kötü niyetli olmadığımı bilse böyle yapmazdı. Salih büyüyü benim bozduğumu  öğrenince çok sinirlendi. Hemen bir büyü daha yaptı. Bu sefer daha büyük bir gemi çıktı ortaya. Tekrar sihirli sözcükleri söyledim ama bu sefer işe yaramadı. Günlüğü açıp okumaya devam ettim.


 Ama bu büyü günde sadece bir kez kullanılıyormuş. Ayrıca diğer büyüleri de o gün kullanılmaz hale getiriyormuş.


Aaaaahhhhh diye bağırmaya başladım. Devamını az önce okusaydım boşuna büyüyü kullanmazdım diye söylenmeye başladım. Bu arada Salih in gemisi de  üzerime doğru geliyordu. Diğer sayfalarda bir sürü büyü vardı. Ama ben hiçbirini kullanamıyordum. Canavarın adasına iyice yaklaşmıştım. Ama Salih te bana gitgide yaklaşıyordu. Yapacak bir şey im yoktu. Beş dakika geçmeden Salih in gemisiyle burun buruna geldik. Mızraklarımı gemiye doğru atmaya başladım. İsabet etmesi için özen gösteriyordum. Halkın bazıları bana bir şeyler atıyordu. Bazıları da onları engellemeye çalışıyordu. Mızraklarım bittikten sonra tek çare olarak gemiye tırmandım ve Salih e kafa attım. Bir büyü yapıp bir tabanca çıkardı. Bir film de görmüştüm bu zihin silme tabancasıydı. Zihninde ki her şeyi siliyordu. Tabancayı bana doğrultmasına izin vermedim. Halk tan bazı kişiler beni tutmaya gemiden atmaya çalışıyordu. Geri kalanlarda onlarla savaşıyordu. Salih in eline bir tekme atıp tabancayı yere düşürmesini sağladım. Bu sırada bir sürü kişi denize düşüyordu. Ateş canavarı da bize ateş topu atmaya devam ediyordu. Tabancayı hızlı hareketlerle yerden aldım ve Salih e doğru nişan aldım. O sırada gemi ateş canavarının adasına çarptı. Canavar bize doğru yaklaşıyordu. O anda bir dalga gelip bizi tekrardan denize sürükledi. Ben ve bir sürü kişi geminin sallanmasıyla yere düştü. Ama ben Salih i son anda vurdum. Yere yığılıp kaldı. Hemen yerden kalktım ve tabancayı denize atmaya hazırlandım. O sırada bir adam gelip bana vurdu. Tekrar yere düştüm. Tabancada elimden kaydı ve cebimdeki günlük dışarı çıktı. Ellerine geçmesin diye günlüğe tepip denize attım. Onların eline geçmektense denizi boylaması daha iyiydi. Beni yere düşüren adam tetiği çekti ve bana doğrulttu. Sıyrılmaya çalıştım ama başaramadım. Bana ateş etti ve sonrada tepip denize attı. Bu arada sinirlenen ateş canavarı da gemiye en büyük topunu attı ve gemiyi yerle bir etti. En azından artık zaman güvendeydi. Salih aklını kaybettiği için zamanla oynayamayacaktı. Biliyorum herkes madem sana da ateş edildi neden aklını kaybetmedin diye soracak. Cevabı tabancada tek kurşun vardı.

GİZEMLİ GÜNLÜKWo Geschichten leben. Entdecke jetzt