BÖLÜM 4

216 149 17
                                    


                                                                                        ~09.04.1994~


Güneş'in ışıklarının gözüme vurmasıyla uyandım. Kalkıp elimi yüzümü yıkadım. 2 dilim ekmeğin arasına birkaç bir şey koyup sandviç yaptım ve yemeye başladım. Bugün tüm merak ettiğim soruları Salih Beye soracağım için heyecanlıydım. Sandviçten bir ısırık daha aldığımda daha yarısını bile yemememe  rağmen doyduğumu hissedebiliyordum. Sofradan kalkıp giyinmeye koyuldum. En sevdiğim kıyafeti giyip dışarı çıktım. Kasaba girişine gidip tabelalardan yolu bulmaya çalıştım. Bir kaç dakika sonra görkemli büyük bahçeli ve girişinde korumaları olan bir yer gördüm bahçesi çok ürkütücüydü tuhaf bir havası vardı. Ve o bina olduğunu düşünerek  yanına gittim. Korumalar Salih başkan seni bekliyor diyerek bana odaya kadar eşlik ettiler. Uzun koridorlardan geçtik. Bir sürü tablo vardı ve sonunda odanın kapısına gelebildik. Korumalardan biri kapıyı tıklattı. Salih Bey" girin" dedi. Yavaş ve ürkek adımlarla odadan içeri girdim. Salih Bey "çekinme gel otur" dedi. Boş bir sandalye çekip oturdum. Salih Bey "anneni ve babanı tanıyorum ölmelerine çok üzüldüm" dedi. Ama bana fazla inandırıcı gelmedi ve bende birkaç soru sormak için hazırlandım. İlk sorum anne ve babamı nereden tanıyorsunuz demek oldu. Cevap olarak annen ve baban sen küçükken burada yaşıyorlardı. Hatta bir ara baban kasaba başkanı olmuştu ama sonra çeşitli nedenlerden dolayı başkanlıktan istifa edip buralardan gitti senide küçükken gördüm oradan tanıyorum deyip sözünü bitirdi. Peki kasabanın adı yaşam kasabası mı büyüler kasabası mı diye sordum yüz ifadesi birden değişti. Kızmışa benziyordu ama belli etmemeye çalışıyordu ve Büyüler kasabası diyebildi.  Ama haritada ve kasaba girişinde yaşam kasabası yazıyor dedim. İyice sinirlendi ve babanın başkanlık yaptığı zamanda yaşam kasabasıydı sonra ben o aptal ismi değiştirerek Büyüler Kasabası yaptım dedi. Bu seferde ben sinirlenmiştim sözüne şöyle devam etti peki dedi benimde sana bazı sorularım olacak dedi. Sorun dedim. Bak Akın dedi sana güvenebileceğimden emin olma istiyorum sana güvenebilir miyim dedi. Tabi ki evet dedim. Yıllar yıllar önce bu kasabayı Ruhi yani diğer adıyla zaman büyücüsü yönetiyordu dedi. Tam o sırada onunla ilgili soru soracaktım ki soracağım soruları anlamış olmalı ki evet zaman o yüzden dengesiz geçiyor dedi ve bir örneği daha gerçekleşti. Hava aniden karardı. Salih Bey terlemeye başladı ve daha fazla dayanamayıp yarın konuşuruz dedi. Bir şey diyemeden korumaları gelip beni iki kolumdan tuttular ve  dışarı attılar. Ne olduğunu anlayamamıştım ama bu adamda garip bir şeylerin olduğunu hissedebiliyordum. Eve doğru yürümeye başladım.  Hava çok soğuktu. Adımlarımı hızlaştırıp eve varmaya gayret ettim. 5dk sonra eve vardım. Gitmeden önce bitiremediğim sandviçi bitirdim ve birkaç saat radyo dinledikten sonra yatıp uyudum.

GİZEMLİ GÜNLÜKOù les histoires vivent. Découvrez maintenant