39.BÖLÜM~Hayata

Start from the beginning
                                    

Birlikte bir bakkal bulduğumuzda hiçbir çeşit olmadığından dolayı vanilyalı almak zorunda kalmıştık.

Kış günü dondurma istediğin için olabilir mi acaba?

Banane.

"Gel oturalım."

Birlikte boğaza bakan bir banka oturduğumuzda gülümseyerek ona döndüm.

"Teşekkür ederim."

"Ne için baksana dondurma bile bulamadım."

Gülerek kafamı iki yana salladım.
"Onu demiyorum. Yanımda olduğun, bana sabrettiğin için teşekkür ederim."

Kaşları sinirle çatılırken ciddi bir yüz ifadesiyle konuşmuştu.

"Masal ben sana sabretmiyorum, ya da sana acımıyorum sen benim gözümde hâlâ o güçlü kadınsın şimdi bile durumu o kadar iyi idare ediyorsun ki tekrar hayran kalıyorum sana. Yardıma ihtiyacın olduğu için değil senin yanında olmayı sevdiğim için yanındayım. Saçma sapan şeyler düşünüp sinirimi bozma benim. Zaten benimde senden bir farkım yok. Ceydayla uğraşıyorum her gün. Saatte bir beni ariyor aşkım aşkım diye. Bir de davet isleri var biliyorsun, onlarıda toplamam lazım."

"Seni yalnız bıraktım o işte de özür dilerim."

Yüzüne tekrar gülümseme yerleşirken birden elimdeki dondurmaya vurmuş ve bütün dondurmanin burnuma ve ağzıma bulaşmasını sağlamıştı.

"Ben hâllederim o kadarını küçük hanım. O kadar da bitmedik. Sen davet gününe hazırlan."

Elimdeki peçeteyle yüzümü silerken kafamı tamam anlamında salladım. Birden bende onun elindeki dondurmaya vurduğumda onun benim aksine resmen tüm yüzü dondurma olmuştu. Kıkırtılarım etrafa yayılırken kapalı gözlerini araladı. Bembeyaz dondurma kaplı yüzünde parlayan iki masmavi göz. Aynı çizgi film kahramanlarına benzemişti. Gülmem daha da arttığında konuşmuştu.

"Savaş bu yaptığın biliyorsun değil mi?"

"Ne savaş-"

Kornetimi birden elimden alıp yüzüme tamamen sürdüğünde ağzım açık kalakalmıştım.
Çocuklar gibi saçma sapan bir sekilde sokakta birbirimizin yüzüne dondurma sürmüştük ve bize bakan insanlar içinden büyük ihtimalle 'ne yapıyor bu deliler' demişti.

Eve döndüğümde kendimi bu sefer soğuk bir duşun altına attığımda iyi gelmişti. Belkide gerçektende geride bırakmalı düşünmemeliydim. Bugün günler sonra saçmalarken ilk kez kendimi daha iyi hissetmiştim. Yarın şirkete gidecektim ne kadar iyi bir karardı tartışılırdı. Kafam hiçbir şey almazken işimi doğru düzgün yapabilir miydim bilmiyordum ama hayatımı kendi ellerimle bitirmemek başka ellerin bitirmesine izin vermemek için zorundaydım.

"Kızım ben artık eve döneyim diyorum."

Annemin sesini duyduğumda arkamı döndüm. Ona anlatmamıştım o adamın hapise girdiğini, o da sormamıştı zaten. Sanki hiç onun gibi biri hayatımızda yokmuş gibi davranıyor konusunu bile açmıyorduk ama anlatmanın zamanı gelmişti sanırım.

"Anne konuşalım mı biraz?"

"Konuşalım kuzum gel."

Annemle koltuğa oturduğumuzda tereddütle ona bakmıştım.

"Babam hapiste anne." Dondu. Tam anlamıyla gözlerinin içine kadar dondu. Şaşkınlık tüm bedenini esir almıştı gözleri irileşmiş dili tutulmuştu sanki.

"Bir hafta sonra duruşması var. Hatta tam bir hafta bile değil perşembe günü. Ve abim buraya geliyormuş."

Şaşkınlığı daha da artarken kendime içimden küfürler sıralıyordum kalbine inecekti kadının.

KOKUNUN İZİWhere stories live. Discover now