Madhouse\BTS

2::Ambition

Medya :Lana Del Rey-Radio

~•~

Kendi başarısızlığın seni ölüme yaklaştırır. Ama kahraman olmaya çalışman senin direkt ölümüne yol açar.

~•~

2|Tek Hatanız Bile Ölüme Neden Olabilir

İki genç şaşkınca yerde kanlar içinde yatan bedene bakıyordu. Henüz bir saat önce aralarından ayrılmıştı. Ama şu an hareketsiz bir şekilde yerde yatıyordu. Jungkook titremesine engel olamazken Taehyung hızlıca minik bedeni kendi kolları ile sarmıştı.

"Pişt tamam sakin ol bir şey olmayacak korkma Jungkook." Jungkook hıçkırarak kafasını Taehyung 'un göğsüne gömerken koridorun sonunda bulunan hoparlörden cızırtılı bir ses yükselmişti.

"Jackson Wang üçüncü kattaki koridorda öldü. Tüh yazık oldu oysaki daha çok gençti. Şimdi daha iyi anlamış olmanızı umuyorum. Kurallara karşı gelen cesurların sonu masallardaki gibi krallık yönetmekle değil ölümle bitiyor. Kendinize gelin millet masal dünyasında yaşamıyoruz. Burası gerçek dünya. Burada kimse size kahramanlık yaptığınız için madalya vermeyecek .Bir kez daha söylüyorum herkes kendinden sorumlu. Tek hatanız bile ölüme neden olabilir. Bunu unutmayın ve cesedi bulan iki kişi yani Jeon Jungkook ve Kim Taehyung cesede ellemeden orayı terk edin kalan şeyler ile ben ilgilenirim. Geri kalanlar ise ortak salonda toplansın belki aranızda korkaklar vardır. Böö!" ses aniden kesilirken Taehyung göğsünde titreyen Jungkook'u kendine daha çok bastırmıştı. Üstü başı kanla kaplanmasına rağmen Jungkook ondan bir adım bile uzaklaşmıyordu.

"Minik tavşan aşağı inmemiz gerekiyor. Abin büyük ihtimal az önceki duyuruyu duydu delirmesine istemeyiz değil mi?" Jungkook kafasını kaldırıp Taehyung'un zümrüt yeşili gözlerine bakmıştı. Taehyung tek kaşını kaldırıp ondan ayrılırken geldikleri yoldan geri dönmeye başlamıştı .Jungkook da ona yetişirken karanlık ve pis koridor cesetten akan kanın iğrenç kokusu ile daha da mide bulandırıcı bir hal almıştı. Taehyung ayağın altındaki tahta parçalarını iteleyerek yolu açarken Jungkook da onu takip ediyordu .Aniden bir odanın kapısının sonunu kadar açılması ile ikiside o tarafa bakmıştı. İçeride kimsenin olmaması durumu daha korkunç hale getirirken Taehyung Jungkook'un elini tutmuş ve koşarak bulundukları kattan çıkıp en alt kata yani ortak salonun bulunduğu kata inmişlerdi. O psikopat adam haklıydı. Burada delirmemek elde değildi. Tüm paranormal ve değişik olaylar buraya toplanmış gibiydi. Odaya girmeleri ile onlara dönene bakışlar ile karşılaşmışlardı. Seokjin anında Jungkook'un yanına gelirken üstünü incelemişti.

"Neden üstünde kan var? Jungkook o psikopat sana bir şey mi yaptı konuşsana?" Jungkook dilini yutmuş gibi konuşmamakta inat ederken Taehyung uzun ve ince parmaklarını Seokjin'in koluna sarmıştı.

"Sakin ol hyung o iyi sadece gördüğü şeylerin şokunu atlatmaya çalışıyor." Seokjin yutkunarak Taehyung'un üstünü incelerken kaşlarını çatmıştı.

"Neden üstünüz kanla kaplı yoksa cinayeti sen işledin ve zavallı kardeşime mi suç atıyorsun!?"Seokjin Taehyung'un üstüne yürürken Taehyung bir adım gerilemişti.

"Sadece kana basıp kaydım yemin ederim ben bir şey yapmadım kardeşine dokunmadım hyung." Seokjin Jungkook'u kolundan tutup sürüklerken herkes onların arkasından bakmakla yetinmişti. Ardından arka taraflardan bir alkış sesi duyulmuştu.

"Ne gösteri ama. Burada birisi öldürüldü farkında mısınız? Hala gelmiş boş yapma peşindesiniz." Yoongi sarı saçlarını karıştırırken herkesi teker teker incelemişti. Herkesin yüzündeki korku kırıntılarını görmesiyle kocaman bir kahkaha atmıştı. Bulundukları durumda bu herkesin garibine gitmişti ve ona ucubeymiş gibi bakıyorlardı.