9

145 15 9
                                    

2 gün boyunca neler yaptıklarını özet geçmem gerekirse: Biraz ders çalıştılar. Birazdan fazla bir şeyler yiyip, içtiler. Berke'nin aldığı Le Colaları içerken sarışına çok sövdüler. Çünkü oğlan yanlışlıkla para yiyip, sıçabilirdi bile. Ama gidip Le Cola almıştı. Evet Bim'in aburcuburlarının köpeğiydiler ama kolası kötüydü be. Bol şekerli az asitli bir içecekti. Kesinlikle kola denmemeliydi.

Sonrasında Behlül'ünkilerden bahsettiler. Çok şarkı dinleyip,söyleyip; fazlasıyla dans ettiler. Hatta uzun eşek bile oynamışlardı. İlk defa oynamışlardı. Sonu biraz acı bitmişti tabi.

Bazılarının onların tabiriyle namusu elden gitmişti. Namusu elden gidenleri Batu, 'neyse ki yabancıya gitmedi' diyerek sakinleştiriyordu. Ama en acısı sanırım Arın'a olmuştu. Arın sağ elini kırmıştı. Yani en azından o öyle düşünüyordu. Çünkü inanılmaz acıyordu. Morarmış ve şişmişti. Hastaneye gittiklerinde ise incindiğini öğrenmişlerdi. Doktor alçıya gerek olmadığını ama yine de sargılı olması gerektiğini söyleyip bir de merhem vermişti.
Ve elini oynatmaması gerekiyordu. Yoksa iş çatlak, hatta kırığa kadar gidebilirdi. Arın ve arkadaşları, Meltem Hanım'a yalan söyleyeceklerdi, söylediler de ama Arın yüzünden yalanları ortaya çıkmıştı. Arın yalan söylemeyi hiç beceremiyordu ve saçma bir şekilde yalan söylerken kızarıyordu. Domatese dönmüyordu elbette ama gözle görülür bir kızarıklık mevcuttu.
Meltem Hanım, çocukları iki saat falan azarladıktan sonra herkes doymuş bir şekilde evlerine dönmüştü.

.
.
.

Ve evet, günlerden yine o gündü. Pazartesi. İlk iki dersin matematik olması herkesin hayattan bezmesine neden olsa da, kumral için problem yoktu. Dersin sonlarına doğru kapı çalmış, nöbetçi öğrenci sınıfa girmişti.

"Hocam Kusura bakmayın dersinizi bölüyorum ama yeni ders programlarıymış. Müdür dağıtın dedi. İyi dersler."

Çocuk sınıftan çıktığında uyuyan sınıf, birden uyanmıştı. Herkes kağıdı görmek için öğretmenler masasına doğru sünerken, öğretmenin ikazlarından sonra önlerine dönmüşlerdi.
Teneffüs zili çaldığında tüm öğrenciler masaya üşüşmüşlerdi. Ders programını görünce herkesin ağzından küfürler çıkıyordu.

"Anamızı sikecekler."

Behlül, fısıltı hâlinde konuşurken bir yandan da boşluğa bakıyordu. 6 ders üst üste matematik konulmuştu pazartesi gününe. Ve bugünden itibaren uygulanacaktı bu program. Öğretmenleri Emine Hoca idi. Emine Hoca, tüm okulu hizaya getiren bir hocaydı. İsmi duyulunca bile herkes kendine çeki düzen veriyordu. Ve Emine Hoca derste asla uyumaya izin vermiyordu. Hatta bırakın uyumayı, sıranın üstüne yatmaya bile izin yoktu. Kısaca büyük bir eziyet onları bekliyordu.

.
.
.

Kütüphanedelerdi. Arın ve Erkin. Almanya hakkında konuşuyorlardı. Yani Erkin konuşuyor, Arın ağlamaklı bir şekilde dinliyordu. Not alamıyordu çünkü elini kullanamıyordu. Bu duruma gelmelerinin sebebi, Berke'nin Erkin ile konuşup durumu anlatması ve Erkin'in kabul etmesiydi. Tabi Arın'ın da başka seçeneği olmadığından dolayı kabul etmişti. Kesinlikle başka bir nedenden dolayı değildi.

Arın, Erkin'le konuşurken hiç yabancıymış gibi hissetmiyordu. Sanki daha önce konuşmuşlar gibiydi. Alışkanlık gibi. Sarışın da, Arın'ın gözlerine önceden tanıyormuş gibi bakıyordu. Bu, kumralın kafasının daha da karışmasını sağlıyordu.

Bir süre geçtikten sonra Arın, Erkin'in söylediklerine değil de Erkin'e odaklanmaya başlamıştı. Sarışın, konuşurken aralarda kendi anlattığına gülümseyerek harika bir görüntü bahşediyordu kumral oğlana. O her gülümsediğinde, Arın'ın vücudunda bir şeyler oluyordu. Garip şeyler. Ama sanki hep onda olması gereken bir gariplikti bu. Hiç gitmemesi gereken bir gariplik. Arın artık belli etmeme çabasını bırakmıştı. Gözlerinden ışıltılar çıktığını gizlemiyordu.
Erkin salak değildi. Her şeyin farkındaydı lâkin bunu bölmek istemiyordu. Çok güzel bakıyordu karşısındaki. Bir süre sonra, birbirlerinin kahvelerinde kaybolmaya başladılar. Erkin hâlâ konuşuyordu ama bırakın Almanya ile alâkalı olmasını, cümle kurabildiğinden bile şüpheliydi. Olaylar nasıl ve ne zaman buraya gelmişti ikisi de bilmiyordu.

SHAM (gay)Where stories live. Discover now