2

422 31 33
                                    

"Kanka bir şey soracağım. Mütemadiyen ne demek lan?"

Arın Batu 'nun sorusuyla gülümsedi, sonrasında tam cevaplayacaktı ki Behlül'ün sesi duyuldu.

"Hiç ara vermeksizin, sürekli bir biçimde demekmiş."

Grup Behlül 'ün hızına şaşırırken Behlül flörtöz ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Ne şaşırıyorsunuz oğlum, ben her yerde hızlıyımdır."

Yüzüne çarpık bir sırıtış yerleştirdiğinde Sedef 'in kolunu cimcirmesiyle yüz ifadesi bozulmuştu.

"Madem o kadar hızlısın kalk da siparişleri al paşam."

Sedef ukala bir ses tonuyla konuştuğunda Arın'la çak yapmışlardı bile. Behlül oflayarak kantine yöneldiğinde herkesin yüzünde bir tebessüm vardı. Masada huzurlu bir sessizlik varken Berke cırlamaya başladı.

"Abiii nasıl olabilir bu yaaa?! İnanamıyorum. Arıığn bana bunu nasıl yaparsın kalleş. Nasıl ha nasıl?! Bana bir de bana. Bana bana biricik Berke'ne."

Arın anlamaz bakışlarla Berke'yi süzerken anlamaz bir sesle konuştu.

"Ne yapmışım be manyak? Ne bağırıyorsun yine?"

Sarışın oğlan ağlamaklı gözleriyle Arın 'a bakarken, telefonu ona göstermişti. Arın telefona göz gezdirdiğinde hâlâ bir şey anlamamıştı. Yani ne anlayacaktı ki? Ekranda gözüken Arın'ın instagram profiliydi ve en son paylaştığı fotoğraf açıktı.

Arın arkadaşlarıyla birlikte olduğu bir fotoğraf karesini paylaşmıştı ve ona göre bu çok güzeldi.

Arın hâlâ anlamadığına dair mırıltılar çıkarınca, Berke drama queenliğine devam ediyordu.

"Ya görmüyor musun?? Hâlâ yüzüme bakıyor bir de. Rabbim sabır ver sen bu yakışıklı, güzel burunlu, harika gözlü, etkileyici sesli biricik kuluna."

Berke derin bir nefes verip konuşmasına devam etti.

"O fotoğrafta far görmüş tavşan gibiyim. Ve sen. Bak sen. En yakınım dediğim insanlardan biri bunu PAYLAŞTI. NASIL YAPARSIN YA NASIL? OKULUN TÜM KIZLARIYLA NEREDEYSE TAKİPLEŞİYORSUN?? S-SEN BİRİCİK KANKANIN MÜRRÜVVETİNİ GÖRMEK İSTEMİYOR MUSUN? BAHTIMIN KARASI MISIN OĞLUM SEN? YAZIKLAR OLSUN SANA."

Arın şok olmuş bir şekilde ağzını kapatamamışken, tüm kantinin masalarına baktığından habersizdi. Neden mi bakıyorlardı? Çünkü Berke Bey elinde megafon olmamasını aratmayacak şekilde bağırmıştı. Bir tebriği hak etmemiş miydi sizce de?

Bu tiyatronun nasıl bittiğini merak ediyorsunuzdur tabi. Şöyle anlatayım. En son Berke ve Arın masanın üstünde birbirlerine girmişlerdi. Aralarında Firdevs Yöreoğlu ve Bihter Ziyagil diyalogları geçiyordu. Umut arada konuşulan kelimeleri 'yürü bee!' gibi nidalarla ateşliyordu. Sedef ağzındaki sakızı çiğnerken kavganın bitmesini bekliyordu. Behlül ise masanın üzerindeki tepsisini kucağına çekip sessizce yemeğini yiyordu. Evet bu sefer videoya almıyordu çünkü bu kavga bizimkilerin genel rutin kavgasıydı. İlgi çekici bir yönü yoktu. Batu ve Barın' ın aşk böceklerini ayırması ve müdürün odasına gitmeleri ile tiyatro sonlanmıştı.

"Ba- yani hocam biz gayet iyiyiz ya neden geldik şimdi anlamadım ki."

Berke tatlı bir tonda konuşurken, Arın kıkırdıyordu. Sami Bey başının iki yanını parmaklarıyla ovuştururken bir yandan da ne günah işlediğini düşünüyordu.

"Hanginiz kantinin ortasında ha bir de masanın üstünde tepinerek
' Ya bu kadar mı iradesizsin, bu kadar mı mantıksızsın? Teslim olduğun adama bak. Ona karşı koyamayacak kadar güçsüz müsün sen? Yoksa saf mısın? Sakın bana aşktan meşkten söz etme, sakın! Sen gençlik heveslerine yenildin. ' diye bağırdı?"

SHAM (gay)Where stories live. Discover now