CONFRONTATION ﻬ

En başından başla
                                    

"Sen ne anlarsın zaten sorumluluktan, çocuktan Kim Tehyung? Tabii ki böyle bir şeyi Jungkook'un yapamaycağını söyleyecektim, hah!" Taehyung duyduklarıyla yeni yeni hazırladığı kelimeleri bir bir boğazından iteledi. Kocaman bir kuş boğazına oturmuşçasına "Nereden vardın bu sonuca? Ne sorumluluğundan bahsediyorsun Min! En yakın arkadaşımın bu şeyi yaparken zorlanacağını bildiğimden söylüyorum. Onun daha kendisi ço-" söylendiği sırada Yoongi elinde dakikalardır büktüğü dosyayı masaya fırlattı.

Olay benden ve Hira'dan tamamen uzaklaşmıştı. Hatta Namjoon bile dayısı ve yengesini boş verip bu olanları gizli bir pencereden izlemeye başladı.

"Sorumluluklardan ve onları almak isteyen herkesten korkuyorsun. Kendin sorumlulukları sırtlanamadığın gibi bunlar için için adım atan herkesin yoluna da kocaman bir engel oluyorsun." Bir eliyle saçlarını sıvazlarken "O kadar korkaksın ki." diyerek mırıldandı fakat Taehyung'un beti benzi adeta atmıştı omzuna elimi desteklercesine koymak istediğim de ise Yoongi'ye karşı dönerek "Ne saçmalıyorsun?"

"Büyüdüm sanıyorsun, akademiyi bitirip önüme bir kaç adalet nişanını çektin ve polis oldun diye büyüdün ve halkın sorumluluklarını aldın sanıyorsun. Ama Taehyung sen hep küçücüksün, büyü ve öyle karşıma geç."

"Yoongi yeter artık." Kelimelerimi böldü. Taehyung kendini savunamazken ve sadece gözlerinin ucunda bir damla yaş sallanırken onun kelimelerini sırtlandım. "Sen karışma Jungkook, o kendini daha önce de savunduğu gibi şimdi de savunabilir."

Ve ardından hala çenesi ellerinde bizi izleyen bir Namjoon, gözlerinin ucunda yaşla takılı kalan bir Taehyung ve bu olanlara anlam veremeyen bir ben bırakıp ofisten çıkmıştı.

İşte böyle oldu Hira'yı evlatlık edinmem ve ona bir oda hazırlamam. Ona kendimi alıştırmam için günlerce yetimhaneye gittim, onunla konuşmaya çalıştım fakat burada aldığı psikolojik şiddetle beraber onunla konuşmak epey zor olmuştu. Böylece onu onardım, ona bir baba olamazdım ve yahut bir kardeş fakat onun için bir hyung olabilirdim en nihayetinde.

Öylede oldu.

Bu sıkıcı ve küçük eve bir bahar sevinci gelmişti. Renkleri sevmiyordu, gerçekten renkleri ve çiçeklerden hiç hoşlanmıyordu onun tercihi daha çok yeşil bitkilerdi. Bu yüzden tatlı yeşil bitkiler satın aldım. Odası için ona sürpriz yapmak istiyordum bu yüzden krem ve beyaz renklerden oluşan bir oda hazırladık. Bu oda için bana yardım eden tek kişi belki size tuhaf gelecek ama Yoongi oldu. Hatta birkaç kere benimle yetimhaneye geldi ve Hirayla aramı açmak için ufak bir savaş başlattı. Hira bazen en çok onu sevdiği için bu kıskanmama neden oluyordu tabii.

Her şey hazır olduktan sonra onu yani, minik kız kardeşimi bir ilkokula yazdırmak için Namjoon ile kocaman bir kavga tutuştuk. Ben onun karakol yakınlarında bir okula gitmesini isterken o daha iyi bir eğitim veren daha uzak bir okula gitmesi taraftarıydı. En sonunda bu savaşı kazanan Kim Namjoon oldu.

Kim Taehyung mu? O ilk önce bu evlatlık alma işine pek sıcak bakmasa da Hira'nın tatlı yanaklarını gördükten sonra kendisinden utandığını ve çok salak bir insan olduğunu omzumda ağlayarak itiraf etti. En sonunda huysuz Yoongi, en yakın arkadaşım Taehyung ve Namjoon'un sırtına çıkmış Hira ile sivil bir şekilde bir avm'ye gidip ufaklığın tüm ihtiyaçlarını karşılamıştık. Böylece ona bir yuva o ise bana tek kişilik özlem duyduğum bir aile vermişti.

"Hyung diğer hyunglar ne zaman gelecek?"

Bileğimdeki saate bakarak onları içten içe vahşi planlarımla öldürürken ellerinde kocaman poşetlerle kapıdan Namjoon gözüktü, yine o çukurları tam yanaklarının üzerindeydi. Hira yediği pastayı kenara iterek ufacık parmaklarını Namjoon'un çukurlarına gömdü ve en büyük hyungundan bir öpücük kazandı.

HOLD ME  ﻬ jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin