1.Bölüm~Yakalandım Sanırsamsı

Beginne am Anfang
                                    

Bay Choi'yle göz göze gelince 32 diş sırıtıp telefonu çaktırmadan çantama attım. Baekhyun umarım hastalıktan ölmezsin, çünkü seni ellerimle öldürmek istiyorum. Tenefüs zili çalınca sınıfın yarısı dışarı çıktı. Kalanların bi kısmı Chanyeol ve Jongin'i çekiştiriyordu. Her zamanki gibi! Babama kaç kere sınıfımı değiştirmesini söyledim ama babam bilin bakalım ne yaptı? "Tam cadı olunca ikisini de kurbağaya dönüştürürsün olur biter ehühüüü ^^ " diyip gitti. Cins herif. Bu arada bi grup kız da benim başıma toplanmıştı

"Kyungsoo!" bi kız cıyaklayıp önümdeki sıraya oturunca diğerleri de başıma üşüştü

"Ne var?" dedim kızı taklit ederek. Telefonundaki resmi gösterip kocaman kocaman sırıttı. Bense kafamı sıraya vurmakla meşgüldüm.

"The Witches'in liderinin abin olduğunu neden söylemedin?" Acaba neden?

"Söylemek zorunda mıyım?" abim küçük bi lise grubunun lideri. 3 kişilik küçük bi grup. Chen solist, Suho hyungım baterist. Sehun da gitarist. Küçük bi grup dediğimi abim duysa ağzıma eder, şu karşımdaki tivitiler(con conlar gibi gibi) duysa saçımı yolar. Peki ben ne yaparım? Hepsini hastanelik ederim. FIGHTING KYUNGSOO'S POWER..!!! ama şimdilik böyle bi aksiyona ihtiyacım yok.

"Ay tabii ki zorunda değilsin ama şahsen benim abim The Witches'tan biri olsaydı kesinlikte tüm ülke duyardı" işte bu yüzden senin abin The Witches'tan biri değil sürtük

"Omooo Chen yeni resimleri gelmiş" Chen, The Witches'ın en manyak üyesi. Gerçi hepsi malın önde gideni ya neyse.

"Ohaa çok tatlııığğğğğğğ" ay kuscam galiba

"Yahhh! Gidin fangirllüğünüzü başka yerde yapın." Kızlar beni duymadı bile

"Aaaa baksana Sehun'un yüzü biraz soluk, Kyungsoo, Sehun hasta mı?"

"Domuz gibi." Hepsi birden bana baktı "Yani turp gibi" diye düzelttim

"Ohh rahatladım" dedi kızlardan biri

"Gitsenize olum başımdan!" işte bu yüzden abimlemle aynı liseye gitmiyorum. Yine beni takmadılar.

"Aaa Chanyeol muydu o giden?" diye bağırdım son umut. Yeapppp istenilen dikkati çektim

"Hani hani nerde?" kızlar etrafa bakmaya başladı

"Müzik sınıfına doğru gidiyodu" diyince hepsi sıramdan kalkıp camlara yapıştı. Ohhh bi badireyi daha atlattım! Günümü sınıfta uyuyarak geçirmiştim.

~~~

Son zil çalınca eve gitcem diye sevinirken sınıf başkanı gelip 'Bay Choi seni kütüphanede bekliyo. Haa gelirken Jongin'i da bulacakmışsın' dedi. Bi ara yaşama sevincim vardı benim, ne oldu ona acaba?

"Pffff.. Peki." Çantamı alıp ayaklarım geri gide gide bahçeye çıktım. Jongin meydanda yoktu. Amaaannn bana ne ondan moduna girip kütüphaneye yönelmiştim ki Jongin'in Chanyeol'le gülüşerek çıkışa doğru gidiyordu.

"Hey sen!!" duymadılar

"Yah Kim Jong In..!!" daha yüksek sesle seslendim ikisi de dönüp baktı. Ve tabi bi grup kız da bakmıştı. Koşarak yanına gittim

"Kütüphaneye gelmen lazım" ikisi de bomboş bana baktı

"Ney?" dedi sonra

"Bu kadar aptal olduğunu bilmiyordum. Hecelememi ister misin? Kü-tüp-ha-ne-ye-gel-men-la-zım" sesli bi kahkaha attı. Tırnaklarımın uzadığını hissetmeye başladım. Cadı olmanın bi özelliği de sinirlendiğimizde tırnaklarımız uzardı.

"Sana randevu verdiğimi hatırlamıyorum" diyip arkasını döndü

"Bay Choi çağırdı geri zekalı. Seninle randevulaşmaya çalışmıyorum!" Tırnaklarım belli olmasın diye ellerimi cebime sokup okula doğru yöneldim. Sonradan arkamdaki adımları da hissedince arkama döndüm. O da elleri cebinde bi şekilde Chanyeolle beraber geliyordu.

Kütüphaneye girip Bay Choi'yi beklemeye başladık Ve sonunda geldi

"Eveett. Ne için burada olduğunuzu biliyorsunuz. Normalde cezalar 1 saat olur ama sen sabah saat esprisi yaptığın için yarım saat fazla duracaksın" diyip bana döndü. Jongin da kendini beğenmiş bi şekilde güldü

"Ve sen de, özür dilemediğin için yarım saat fazla duracaksın" diyip Jongin'e döndü. Ben de aynı onun gibi güldüm.

"Kimseden yardım almak yok!" bu seferki hedef Chanyeoldü.

"Öyle bi amacım yok zaten hocam" diyip sırıttı Chanyeol.

"İyi. Çalışın!" diyip gitti. 'Çalışın köpekler' mi dedi yoksa? Chanyeol 'Dostum ölmediğinden emin ol!' diyip Jongin'un omzunu pışpışladıktan sonra gitti. Onun arkasından Jonginn masanın kıçı kadar bi bölümünü eliyle sildirttirip üstüne oturdu.

"Ne yapıyosun?" dedim ellerimi belimde birleştirip

"Temizlememi beklemiyordun umarım!" dedi. Tabii ki bekliyodum.

"Orda durup şam şeytanı gibi beni izlemeni mi bekleyecektim?"

"Seni izlemek gibi bi niyetim yok" dedi havalı havalı. Masasına tekme atınca düşecek gibi oldu ve havasından eser kalmadı.

"Öyle oturmana göz yumacağımı sanıyorsan yanılıyosun. Git malzeme dolabından kovayı, bezleri ve de temizlik malzemelerini getir" omzunu silkti. Masaya bi tekme daha vurdum. Evet buna cadı gücü diyoruz ki, masa az kalsın devriliyodu

"ÇABUUKKK!!!" diye bağırınca kapıya yöneldi

"Deli!" diyip dışarı çıktı. O gidince ben de raflardan bi tanesindeki kitapları masanın üstüne yerleştirmeye başladım. Üst raflardaki bi rafa uzanırken kitaplık sallanmaya başladı. Sandalye çekmeye üşendiğim için daha fazla uzanmaya çalıştım. Kitabı aldığıma sevinip masaya yönelmişken birden kitaplığa bakmam gerektiğini hissettim. Olamazzz! Kitaplık düştü düşecekti. Koşup elimle kitaplığı durdurmuşken kapının oradan bi ses geldi. Jongin elindeki malzemeleri düşürmüştü.

"S-Sen az önce ne yaptın?" dedi. Aovv gördü işte lanet olsun.

"Hiçbir şey. Aldın mı malzemeleri" üstümü silkip öne doğru bi adım attım

"O kitaplık çok ağırdı sen onu nasıl tuttun?" dedi tek kaşını kaldırıp bi adım yaklaşarak. Lanet olsun lanet olsun. Bin kez lanet olsun! Normal biri o kitaplığı tutmayı geçtim altında ezilirdi. İşte şimdi başım belada!

Yorum yapan okuyucular favorimdir adjdksş bi sonraki bölümleri yorum atanlardan seçtiğim kişilere ithaf edeceğim. Bu da böyle bi hatırlatmadır ashfksl

WITCHES√Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt