Kolejde Yeni Kız (1)

1.2K 29 48
                                    

(Bu kitap sadece eğlenmek için yazılmıştır. Hiçbir yazar ile dalga geçilmemiştir.)

Annemin aşağıdan bağırması ile bir anda yerimden fırladım. Tabii ya! Bugün yeni okulum olan Leblebicioğulları Kolejinde ilk günümdü. Ve ben o kadar heyecanlıydım ki okulun ilk günü olduğunu unutmuştum. Ben Pınar. Babam ben doğduğumda yüzümü görmüş ve bu çocuk benden olamaz deyip kaçmış. Annem de buna dayanamayıp beni yetimhaneye vermiş. Ama sonrasında vicdan azabı çekip yetimhaneden geri almış. O günden beri annemle beraber yaşıyorum. 

 Annem bir anda içeri girdi ve "Ya sen salak mısın yine mi boş duvara bakıp bir şeyler anlatıyorsun kalk formanı giy daha okula gideceksin!" dedi. Haklıydı. Hemen kalktım ve  okulumun mükemmel formasını giydim. Formam: beyaz gömlek, göğüs kısmında kolejin adı yazan ve ortasında leblebi resmi olan bir polar ve fıstık yeşili ekoseli etekten oluşuyordu. Saate baktığımda çoktan geç kalmış olduğumu fark ettim ve yer yer boyası dökülmüş eski şifonyerimin üzerinden iPhone 12'mi alıp Gucci çantama atıp aşağıya inecektim ki makyaj yapmadığımı fark ettim. Hemen 86 renk rujumun arasından nude tonlardaki Mac rujumu seçip sürdüm. Saçlarıma hiç dokunmadım çünkü zaten hep maşalıydı. Aynaya son kez bakıp aşağıya indim. Bir ruj yeterli olurdu herhalde. Yüzüme yaptığım tek bakım yüzümü yıkamaktı ama ne hikmetse modellere taş çıkartacak derecede pürüzsüz bir yüzüm ve uyandığımda bile yüzümde olan porselen makyaja sahiptim. Maalesef çok zengin sayılmazdık. Orta halli bile sayılmazdık. Annem bulunduğumuz apartmanda temizlik yaparak bizi geçindirmeye çalışıyordu. Anlayacağınız üzere çok fakirdik. Geç kaldığım için bir tek kuş sütü eksik olmayan fakirane kahvaltı masasından antep fıstıklı bir salam alıp ağzıma attım ve ayakkabılarımı giyip asansöre bindim. Geç kaldığım için parama kıyıp taksi çevirmeye karar verdim ama hiçbir taksi durmuyordu. Ümidimi kaybettiğim bir anda önümde modifiyeli bir tofaş durdu. Allah'ım bu da neydi! Sadece televizyonlarda böyle bir araba göreceğimi zannederken karşımda duruyordu işte. O egzoz sesi... O her yanındaki ışıklar... Son ses Seda Tripkolic... Arka camdaki Tofaşk yazısı... Bayılacaktım sanırım. Ağzımın suyu akıyordu. O sırada arabadan tütün kolonyası ve sigara kokan saçları jöleli bir adam indi ve bana elini uzattı. Hayallerim gerçek oluyordu! Bu adam benim hayallerimin Kırmızı Tofaşlı Keko Prensiydi. Bir anda uzattığım elimi geri çekip zor kız tavrına geçtim ve cırladım:

-Sen kimsin be?!

Hayallerimin erkeği sarma sigarasından bir nefes aldı, yüzüme üfledi ve gülümsedi. Hayranlık dolu gözlerle onu izliyordum. O beni benden alan derin sesiyle bana yanıt verdi:

-Okula geç kalmışsın sanırım. İstersen seni bırakabilirim ben de okula gidiyordum. 

EVET! diye arabaya atlayacaktım ki zor kız rolüme devam etmem gerektiğini hatırladım ve konuşmaya başladım:

-Evet ama sen okulumu nereden biliyorsun ki?

Bana döndü ve o muhteşem gülümsemesini sunarak konuşmaya başladı:

-Polarındaki leblebi sembolünden anladım küçük kız. Hadi atla da gidelim.

Zor kız rolü buraya kadardı. Hemen atladım ve okula doğru yol almaya başladık.

Bugünlük bu kadardı arkadaşlar :D Yazarken çok eğleniyorum, ya siz okurken eğleniyor musunuz?

 Bu konuyu biraz uzun olacağı için seri haline getirmeye karar verdim. Yazmamı istediğiniz konu olursa eğer mesaj panoma ya da tam bu satıra yorum olarak bırakabilirsiniz. Yarın görüşmek üzere!

Cringe HikayelerWhere stories live. Discover now