≡5≡

2.1K 174 384
                                    

"Daha sonra görüşürüz." dedi Tony, Elizabeth'i savuştururken. Daha sonra kapıyı kapatıp geriye döndü ve boş odaya kısa bir bakış attı.

"Ne güzel bir gece." diye mırıldandı esmer adam alayla. Sessiz ev hoşuna gitmemişti. Annesi ve babası yemekten bir süre sonra kendi odalarına gitmişti, Steve ise bir daha hiç aşağıya inmemişti ve Tony buna biraz şaşkındı.

Esmer adam adımlarını yukarıya çevirip kendi odasının kapısına kadar geldi. Daha sonra içine derin bir nefes çekip geriye döndü ve Steve'in odasına girdi.

"Cidden bu kadar uykucu muydun sen?" diye fısıldadı kısık sesle. Steve eskiden bu kadar erken uyumazdı fakat Tony, Steve'in geldiğinden beri erkenden uyuduğunu fark etmişti.

Adımlarını yatağa çevirdiğinde yatağın yanındaki gece lambasını açtı ve Steve baktı fakat dikkatini başka bir şey çekmişti.

Steve'in yastığının üzerinde ufak bir kan lekesi vardı.

"Steve." dedi uyuyan sarışını sarsarken. Steve hızla gözlerini açıp kolu ile yüzünü kapattı.

"Tony, ne oldu?" kolunu yüzünden çekip ışığa yavaş yavaş alıştıktan sonra Tony'nin yüzüne baktı.

"Bu kan ne?" diye sordu Tony kaşlarını çatarken. Steve, Tony'nin gösterdiği yere bakıp kafasını iki yana salladı.

"Burnum kanamış galiba."

"İyi ama neden?"

Steve belirli şekilde gözlerini devirip başının altındaki yastığı aldı ve yastığın yüzünü çıkartmaya başladı.

"Dahi olan sensin Tony. Düşün biraz."

"Doktor muyum ben?"

"Hava değişimi, aptal." dedi Steve yastığın yüzünü Tony'nin suratına atarken. "Tabii sen bilmezsin ama bünyem çok hassas. Buradan da İngiltere'ye gittiğimde iki hafta burun kanaması yaşadım."

Tony yüzündeki bez parçasını alıp Steve'e fırlattığında, sarışın genç bu sefer yastığı atmıştı Tony'e.

"Giderken banyoya atsan eline mi yapışır?"

Tony, Steve'in yorganını çekip eliyle bacaklarını gösterdi.

"Onlar ne?"

"Bacaklarım."

"Ne güzel, o zaman onları çalıştır ve kendin götür banyoya."

"Sen neden geldin?"

"Kardeşimin odasına gelemez miyim?"

Steve, Tony'e baştan sona baktıktan sonra yavaşça tek kaşını kaldırıp kollarını göğsünde birleştirdi.

"Hayır, gelemezsin."

"Ne için?"

"Senin bir kardeşin yok çünkü."

Tony dudaklarına alaycıl bir gülümseme yerleştirip Steve'e doğru eğildi ve alnındaki sarı saç tutmalarını geriye doğru itelemeye başladı.

"Neden? Sen benim küçük kardeşim değil misin?"

"Her seferinde 'biz kardeş değiliz' diyen sensin Tony. Ne oldu da bir anda kardeş sevgin tuttu?"

"Bilmiyorum." dedi Tony kısık bir sesle. "Bir sorunun varmış gibi duruyor. Elizabeth gelmeden önce moralin çok iyiydi. Elizabeth sana bir şey mi dedi?"

"Hayır." dedi Steve gözlerini Tony'den kaçırırken. "Sadece o kızdan hoşlanmıyorum."

"Neden?"

ѕтep вroтнer » ѕтoɴyWhere stories live. Discover now