1

1.1K 40 48
                                    

Güneş pencerenin tam ortasında mevsime olan tezatlıkla parlarken odada bir ses yankılanıyordu. Kumral oğlanın isyan edip içinden küfürler etmesine neden olan bir ses. Elini telefonuna atıp alarmı susturduğunda artık rutin haline gelmiş olan cümleleri düşünmeye başladı. "19 dakikalık uyku yüzünden geleceğimi tehlikeye atabilir miyim?" 2 saniye süren düşünme evresinden sonra yatmaya karar vermiş olacak ki sıcacık yorganın içinde yerini almıştı. Tam uykuya dalacaktı ki biriciğinin o naif(!) sesini duydu.

"ARIIIINN!! OĞLUUM UYUYOOOR MUSUUUN?"

Bu soruya ne cevap vermesi gerektiğini düşünürken zekasını annesinden almadığına karar vermişti. Sabah agresifliği yeterince üstündeyken yatakta doğruldu ve telefonunu eline aldı. İnstagram keşfette saçma sapan dolaştıktan sonra bildirim kutusuna düşen mesajla şok olmuştu. Birazcık. İçinden ettiği küfürlerden sonunda birini dışarı yollamıştı.

"Siktir. Sınav sınav sınav! Sınav vardı lan sınav vardı. Hay ben senin oyununa sıçayım Berke! Bok vardı lan."

Sövmeye devam ederken bir yandan da okul kıyafetleri ile uğraşıyordu. Şu ana kadar aslında Arın'ı biraz yanlış tanıdınız. Aslında göründüğü kadar agresif değildir. Ama emin olun Almanca sınavınızın olduğunu son 10 dk önce falan öğrenseydiniz siz de bu kadar agresif olurdunuz. Aranızda Almanca olmasına şaşıranlar ya da o sınav telaşının matematik yüzünden olduğunu düşünenler olabilir. Arkadaşlar Arın'ın Almanca notu 20. Ve yüksek olan ortalamasına rağmen sırf Almancadan kaldığı için belge alamadı geçtiğimiz senelerde. Korkulu rüyası Almanca ve Almanca Hocasının ona derste soru sorması. Herhangi bir soru olabilir bu. O adamın, saatin kaç olduğunu bile kendisine sorsun istemiyordu. Hızlıca giyinip annesini dinlemedikten sonra evden çıkmıştı. Servisine binerken elinde Almanca defteri ile anlamadığı notlara bakıyordu. Anlamıyordu beynine sokamıyordu bir türlü. Oflamaya devam ediyorken zaten baksa da bir şey anlamadığı defteri kapattı. Elleri kulaklığına gitti ve sevdiği şarkılardan birini seçip gözlerini kapattı.

Sınıfta sıkıntıyla otururken arkadaşlarının da yavaş yavaş sınıfa doluştuğunu görmüştü. Sıranın etrafında doluşan grubunu gördüğünde o beklenen soruyu sormuştu.

"Pişt Çalıştınız mı?"

Gözleri neredeyse kapanmış olan çocuk uykulu sesiyle cevapladı.

"Ne, neye çalıştık mı?"

Arın abartılı bir şekilde göz devirirken konuştu.

"Beynini nerde unuttu bu yine?"

Cümlesini tamamladıktan sonra genelde ikizi falan sanılan Barın'ın kafasına acıtmayacak bir şekilde vurmuştu. Barın sızlanırken, Arın arkadaşının bu tatlı haline gülümsemeden edememişti. Arın'ın neşe saçan gülümsemesi kapıdan giren Berke'yi görmesiyle korkutucu bir hal almıştı. Berke yavaşça tehlikesine yaklaşırken tatlı tatlı gülümsüyordu. Biliyordu başına gelecekleri. O yüzden tatlılığından ödün vermeden yavaş ve temkinli adımlarla arkadaşlarının yanına yaklaştı. Taktik değiştirmek adına Arın'a yaklaşıp saçlarına bir öpücük konduracaktı ki aniden gelen acı kasılmayla refleks olarak ellerini bacak arasına götürmüştü. Evet, Arın güzel bir tekme geçirmişti sarışının değerlisine.

"Ulan şerefsiz madem yarın sınav olduğunu biliyordun da ne diye oyun oynayalım diye tutturdun??"

Arın yavru aslan gibi kükredikten sonra bir cevap gelmediğini fark etmişti. Arkadaşına baktığında pek de iyi durumda olmadığını görmüştü. Pişmanlık duygusu ışık hızıyla içine ulaşırken gergince dudaklarını dişledi. Sanırım bu biraz fazla olmuştu. Berke acıdan kısılan sesiyle konuştu.

SHAM (gay)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu