6 - cinnamon

522 86 77
                                    

osamu bazı şeylerin farkına; ikizinin onlarca cevapsız aramasına karşılık verirken, suna'dan komşum yerine arkadaşım diye bahsederken varmıştı. hiçbir zaman atsumu kadar sosyal ve dışa dönük, kita kadar kolay anlaşılır biri olmadığı için arkadaş sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi. bunu bilen ikizi de kaç gündür nerelerdeydin?! sorusuna arkadaşımda diye cevaplayan osamu'yu anında sorguya çekmişti. ne arkadaşı? nereden? adı ne? kaç yaşında? nasıl tanıştınız? organ mafyası olmadığından eminsin değil mi?

tabii ki bu saçma soruların hepsini umursamadan suna hakkında sadece kısa bir özet geçmişti ama bu, atsumu'nun günlerdir osamu'dan haber alamadığı için oluşan endişe ve korkuyu dindiremediği için ikizi haftaya sende kalmaya geliyorum dedikten hemen sonra cevap beklemeden yüzüne kapatmıştı. zaten gelme demesi pek bir şey ifade etmezdi, atsumu bir şeyi kafaya koyunca asla peşini bırakmazken.

-

osamu fırından tepsiyi çıkarırken çalan kapıyı duymasıyla geliyorum diye bağırdıktan sonra keki masaya bırakıp kapıya doğru koştu. üstündeki kırmızı pötikareli mutfak önlüğünü çıkarmayı unutması ise içeri giren suna'nın gözleri için kocaman bir lütuftu.

"bir şey mi pişiriyordun?"

"daha yeni fırından çıktı, soğuyunca getiririm. kumanda hemen sehpada, istediğin filmi açarsın." diyerek salona yönlendirdi suna'yı.

ne ara birlikte film izleyecek kadar yakınlaştılar diye sorarsanız, cevaplamak için birlikte çay yapmakla başlayan fakat sonrasında pijama partisine dönen günden uzunca bahsetmem gerekir. bu yüzden kısaca iyi anlaştıklarını söyleyerek derinlemesine açıklama kısmını geride bırakabiliriz.

osamu bu sefer önlüğünü çıkarmayı unutmadan elindeki tabaklarla salonun yolunu tutmuştu. koltuğa kendi evindeymiş gibi rahat bir şekilde yayılmış suna'yı görünce yüzünde oluşan hafif gülümsemeyle birlikte tabağı ona doğru uzattı. geçen sefer kurabiyelerine attığı bakışlar sayesinde tatlı sevdiğini fark etmişti.

"bu da ne?" dedi aynı geçen seferki gibi parlayan gözleriyle tabağa bakarken, aynı zamanda da filmi başlatıyordu.

"tarçınlı kek, en sevdiğin." diye cevapladı osamu doğal bir şekilde, hemen sonrasında ise koltuğun diğer tarafına uzandı kendi dilim kekiyle. suna her şey normalmiş gibi davranarak tatlısına gömülmüştü. osamu ise çatalını batırdığında anca fark etmişti suna'nın daha önce asla sevdiği tatlılardan bahsetmediğini.

bir dahaki bölüm her seyi acıklayacağımın hevesi ve tedirginliğiyle yasıyorum rwsmen insallah becericem

shadow and truth | sunaosa ✓Where stories live. Discover now